𝐬𝐨𝐧𝐠; Karline - Become the Beast
İskelede oturuyorum, dalgaları izliyorum.
Dalgalar rüzgârı kendine eşlikçi edip tüm gücüyle kıyıya vuruyor.
Ara sıra botlarım ıslanıyor, ayaklarımın üşüdüğünü hissediyorum.
Yine de dalgaları izliyorum.
Tanrı'ya dalgalarla beraber anılarımı da götürsün diye dua ediyorum.
Sonra fark ediyorum ki;
Giden dalgalar tekrar kıyıya vurmak için daha güçlü geri dönüyordu...
"Görev bir hafta sonra, diyorduk," Arkasına yaslanarak kollarını yine göğsünün hizasında bağladı. Daha fazla bilgi için devam etmesini beklerken onun gözleri masanın üzerinde duran deri eldivenli sol elime gitti.
İlk önce parmaklarım istemsizce seyridir.
Birinin gözü bile gitse o ele, içimdeki buzullardan bir parça daha düşüp okyanusa karışıyormuş gibi hissediyordum.
O okyanusun her damlasında geçmişimdeki kötü anılardan bir saniye vardı. Düşen buzullar da milyonlarca saniye anlamına geliyordu benim için.
İnsanın kötü anıları koca okyanus yapar mıydı sanki?
Hani insan başını suyun altına soktuğunda sesi daha yüksek desibelle duyardı ya, o zaman benim kulak zarlarım çığlıklar yüzünden patlayacak gibi oluyordu işte.
Kurşun sesleri, Birgen.
Çığlık sesleri, Birgen.
O adamın ayak sesleri, Birgen.
Senin daha bir bedene üflenmemiş gibi masum ruhunla, küçücük ayaklarında adımladığın evde sana acıdıklarını söyleyen insanların sesi, Birgen.
"Parmağına ne oldu?" Diye sordu aniden. Attığı zehirli ok, ruhumun tam şakağına saplanmış gibi yumruğumu sıktım. Sesinde ne tereddüt ne de kararlılık vardı. Dümdüz bir ifade ve ses takınmak en iyi yaptığı şey gibi görünüyordu. Amacı sorduğu soruya bir cevap almak değil, daha çok tepkimi ölçmek gibiydi. Parmaklarımı masada hareket ettirmeye ve naif dokunuşlarla ritim tutmaya başladım.
Her seferinde bir nota eksik kaldı o ritimden.
Amacını anladığım için hafif bir alayla güldüm, "Gözüne ne oldu?" diye sordum buz mavilerimi sol gözündeki lekeye odaklayarak. Kaşları şaşırmış gibi hafifçe havaya kalktı. Şaşırmış gözlerine gerildiğini belli eden, daha da belirginleşen kasları eşlik etti. Üzülmemi ya da öfkelenmemi bekliyordu, bense onu zaafıyla vurmayı tercih etmiştim. O bana yayını gerip hayali bir ok fırlatmıştı aklı sıra. Bense o oktan kurtulup kılıcını doğrultan bir savaşçı gibi davranmıştım. Onu şaşırtan buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRGEN
General FictionBen Birgen'dim, o ise Koral'dı. Ben yalnızlığa aşina olandım, o ise kendini herkesten soyutlayandı. Notalarla dans eden parmaklarımız, zamanı geldiğinde tetiklerin sıcaklığını yuva ediniyordu. Bizim yanan yuvalarımız ateşini başka yuvalara sıçratı...