4. Çakmak Ateşi Cehennemi

149 23 356
                                    

𝐬𝐨𝐧𝐠: Therion - Leviathan

"Çakmak ateşinin ucunda kaderim var benim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Çakmak ateşinin ucunda kaderim var benim.

Geçmişimi, geleceğimi, şimdiyi...

Her şeyi yakmaya yeter ateşi var benim için.

Ya ölüme gelince, çakmak ateşi?

Çakmak gazın mı bitti de ufak kıvılcımlarını salıyorsun tane tane etrafa?

Yoksa bahşetmiyor musun küçücük ateşindeki tatlı cehennemini bana?"

"Siktir..." diye ellerimle yüzümü kapatırken Göktuğ'un ayağa kalktığını işittim.

"Ne oluyor lan?" diyerek tekli koltuğun kol kısmına oturdu ve başını eğerek yüzümü görmeye çalıştı.

Başımı hafifçe yana yatırıp tek gözümle alttan alttan ona baktım. "Sanırım beni bulmalarına gerek kalmadı." Daha sonra ellerime yüzümü tekrar gömüp hızlıca sıvazladım. "Gerçekten de ben ayaklarına gittim."

"Nasıl ya?" diye kaşlarını çatarak sorusunu sorarken duruşumu dikleştirerek arkama yaslandım.

"Çok ünlü Koral Beylerimizle tanışmışım." Dedim mırıldanarak.

"Amına koyayım düzgünce anlatsana şunu. Bir sik anlamıyorum." Diyerek homurdandığında koltukta ona doğru dönüp ayaklarımı koltuğa çıkararak bağdaş kurdum.

"Şu caddenin üzerindeki opera binasının biliyorsun, değil mi?" Göktuğ bu garajdan ve Kanca'dan çıkma fikrini sağlıklı bulmadığı için bazı yerleri bilmediğine bile tanık olmuştum. Opera binaları da ona çekici gelmeyeceği için bilmediği ihtimali aklıma gelmişti. Gözlerini kısarak düşünmesi de bu düşüncemi desteklemişti.

"Şu saray gibi kocaman bir bina var. Orası mı?" diye yanıtlaması şaşırmama sebep olmuştu ama başımı sallayarak onu onaylamıştım.

"Bugün orada saatimi unutmuşum. Bir adam getirdi. Dediğin gibi sol gözünde bir leke vardı. Tam giderken yanındaki sarışın kıza, 'Onu bulduk ama o bizim ayağımıza geldi.' gibisinden bir şey dedi ama ben pek takmadım. Benim için dememiştir diye düşündüm." Sırtımı koltuğun diğer kol kısmın yasladım ve düşünceli ifadesini süzdüm.

"Hadi diyelim, Falaz'da Kanca gibi çok sokak yok. Geldi buradaki itlerden birine para verip burada çalıştığını öğrendi. Ama sen opera binasına ne bok yemeye gidiyorsun? " diyerek beni azarladığında gözlerimi devirdim.

"Seni ilgilendirmez. Sus." Diye ben de onu azarladım. Aniden ayağa kalkıp garajın diğer ucundaki büyük masaya ilerlerken, "Koral gibi bir adam beni neden arasın bilmiyorum ama belki de kötü bir sebepten değildir. Öğreneceğim ben."

BİRGENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin