Yeni bölüm👇🏻
"Merhaba Marisa! Oyun Başladığına göre, sahneye çıkma vaktin sence de gelmedi mi ? "
👑" Marisa, seninle bu konuyu konuştuğumuzu hatırlıyorum. Yanılıyor muyum? Derse gitmemekte neyin nesi böyle? Hemde ilk günden! "
tam karşımda oturan babam, elbette ki de benimle bu konuyu konuşacağı aşikardı, fakat bunu bu kadar erken de beklemiyordum.
Bakışlarımız keskince birbiriyle buluştuğunda olduğum yere daha da sindim. Ardındansa boğazımı temizleyip güzel bir yalan sunma arayışlarına girdim.
" Evet...haklısın baba. Yaptığım hatanın farkındayım. Fakat gerçekten kendimi iyi hissetmiyordum. Başım çatlıyordu....ve de şey, bugün biraz midem bulandı. Daha fazla durmak istemedim. " dedim çoğunun yalan olduğu cümlede.
Midem ne de olsa bulanmıştı.....değil mi ?
Kanı görünce...
Devamını getiremediğim cümle ile yüzüm hafifçe buruşurken babam da ciddi olduğumun kanısına varmışcasına çatılan kaşlarını gevşetmişti.
" Pekala...o zaman bir daha böyle bir durum ile karşılaşmak istemediğimi söylemek istiyorum. Bir daha olursa....? " tek kaşını kaldırarak söylediği şey,
' cümlenin devamı'ndan başka birşey değildi." Külahları değişiriz " bıkkınlıkla göz devirirken, çatalımı bitirmiş olduğum tabağın içerisine yerleştirdim ve mutfağa yöneldim.
" Şimdi daha iyi misin bakalım ? "
Diyerek sorduğu soruyla o da yerinden kalkarken kendini üçlü koltuğa bırakmıştı." Evet. Şimdi daha iyiyim. Yani yarın gideceğim " sonuna doğru alaya aldığım cümleyle babam tekrardan bana dönerken, bu sefer daha da ciddiydi.
" Artık bir çocuk değilsin Marisa! Bunun farkında olduğunu varsayıyorum ve söylediğini duymamış gibi yapacağım! " diyerek televizyona dönmüştü. Umursamaz görünüyordu, fakat aslında tüm odağının bende olduğunu biliyordum." Haklısın baba...ben bir çocuk değilim! Çünkü ben hiçbir zaman çocuk olamadım! Ve çocukluk nasıl birşey bilmiyorum! " ani çıkışım üzerine iki tarafında sinirleri gerilirken, cümlelerin ağzımdan istemsizce çıkması artık geri dönüşü olmayan bir cümleye...ardındansa bir konuya yönelecekti.
Konu Belliydi. Annem.
Babamın şimdiden, kafasında başlayacağı uzun soluklu cümleleri kurduğuna adım gibi emindim. Fakat
çalan telefon sesi, tüm odayı doldururken babam oturduğu koltuktan kalkmadan elini arka cebine attı. İlk telefona ardındansa bana dönmüştü bakışları. Ve hızla arayanı yanıtlamıştı." Alo...Mark?.......Ne!......Tamam sakın ordan ayrılmayın, ben geliyorum! "
Kapattığı telefon, hızla cebini boylarken birkaç adımda yanıma ulaşmıştı.
" Sakın...Sakın kapıyı birine açayım deme, tamam mı? Benim küçük bir işim çıktı. Yarım saat, bilemedin bir buçuk saat sonra evde olacağım ve film izleyip atışacağız...tamam mı ? " tek yapabildiğim kafamı sallamakken ona sarıldım.Birbirimize ne kadar kızsakta bizim birbirimizden başka kimsemiz yoktu. Bu sabahtan beri olmasını beklediğim gibi babamın kollarının arasında güvendeydim..herkesten....herşeyden, her varlıktan
Kafama küçük bir öpücük bırakıp kapıya ilerlediğimizde, kapının önünde babamın gitmesini bekliyordum. Bakışlarında ki farklılık işin ciddiyetinde olmam için verilen bir gönderme gibiydi, ve bende onun alıcısıydım elbette!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM ÇİÇEĞİ - YANSIMA -
Teen FictionO iyi değildi , ya da kötü Kimseye zararı dokunmayan minik bir kızdı oysaki babasının gözünde. Nerden bilebilirdi kafasının içindeki nin bir melek olduğunu ? Nerden bilebilirdi sevdiği çocuğu, kurtarıcısı olarak bellemişken, aslında bir şeytana...