26.12.2021
Bölüm şarkısı; Son Arzum
"Rüzgar!"
Fatih'in gür sesini duymamla sınıf projeksiyonuna odakladığım bakışlarımı geri çekip etrafıma bakındım. "Sağır mı oldun oğlum? İki saattir sana sesleniyorum, bir biz kaldık sınıfta." dedi omuzuma bir tane geçirirken.
Ona ufak bir bakış atıp kitaplarımı toparlamaya başladım. "Dalmışım ya, ders ne ara bitti?"
"Karısı aradı yine bizim kılıbık da dersi erken bitirdi, bi görsen yüzü nasıl da kireç gibi oldu konuşurken!" deyip kahkaha atmaya başladı Fatih. 'Kılıbık' diye bahsettiği kişi, Fizikçiydi. Adam bize derslerde de finallerde de kan kusturur, en ufak bir taşkınlık yapanı geçirmezdi bile dersinden ama karısının bir çağrısıyla dersi bölüp, "Efendim, aşkım?" diye açardı telefonunu. Herkes karısının bu iki metre boyundaki koca cüsseli adamı nasıl böyle dize getirdiğini konuşurdu ama şaşıracak çok da bir şey yoktu bence. İnsan gerçekten sevdiği zaman başkalarının ne düşündüğündense sevdiği kişinin ne düşündüğünü önemserdi.
Fatih'e "Abartma istersen, belki bir şey olmuştur." deyip eşyalarımı yerleştirdiğim çantamı sırtıma alıp ayağa kalktım, o da arkamdan bana yetişip her zamanki gibi çene çalmaya devam etti, "Abartmak mı? Adam dersi bile yarıda bitirdi karısının yanına gitmek için diyorum oğlum! Seninle de iki dakika dedikodu yapılmıyor ya. Neyse onu bunu boş ver de bugün başka ders yok zaten gelsene sen de çocuklarla takılırız finallerden önce."
Bugünün son dersiydi Fizik ve benim de iki gündür derslerden uğrayamadığım hastaneye, annemin yanına uğramam gerekiyordu. Ayrıca 'takılmak'tan kastı; sabaha kadar içip kafayı bulmak ve kızlarla yatmaktı. İçkiden nefret ederdim ve kızlarsa... konusunu açmaya bile gerek yoktu.
"Konuyu değiştirme hızın da maşallah dedirtecek cinsten kardeşim, ama olmaz." Omzunu pat patlayıp sahte bir gülümseme takındım suratıma. "Ha bu arada, bir daha notlar için de gelme sakın yanıma. Avucunu yalarsın."
"Vay beee koynumuzda yılan beslemişiz bunca yıl!" deyip dramatik bir şekilde alkış tutmaya başladı. "Ben senin iyiliğini düşünürken sen bir notu bile çok görüyorsun ya, ne diyim ki... Eeee ne demişler; acıma yetime gelir koyar götüne."
Kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Fatih'le orta sonda tanışmıştık ve liseyle birlikte toplamda beş yıl aynı sınıfta okuduktan sonra şimdi de üç yıldır aynı bölümdeydik. Babası da tanıdık olduğundan sık sık karşılaşırdık. Sanırım hayatıma dahil ettiğim sayılı insanlardan biriydi kendisi.
Aslında kafa dengim asla değildi; aşırı sosyal insanlarla yakınlık kuramıyordum ve Fatih tam da böyle biriydi. Benden birkaç cm uzun, buğday tenli, hafif kalın ve uzun kaşları ve keskin yüz hatlarıyla yakışıklı olduğu söylenebilecek biriydi. Bu yüzden de kızların ona düşkünlüğünden bahsetmeye gerek yoktur bence. Gerçi bunlar olmasa, sadece harcamaktan asla gocunmadığı baba parası bile kızların etrafına üşüşmesine yeterdi ama.
Benimle olan arkadaşlığı ise, sürekli etrafımda dolanıp durduğundan ilerlemişti. Dersleri pek iyi olmadığından, sınav haftası bin bir çeşit numarayla yanıma gelir notlarımı almaya çalışırdı. Ben de not olayına çok takmadığımdan istediğim bir şeyi yaptırır (genelde uşağım olurdu), karşılığında da notlarımı verirdim.
"Abartma istersen, hastaneye gideceğim ondan yok dedim. Zaten istesem de gelemeyeceğimi biliyorsun." dememle yüzü düştü. Kimseyle konuşmazdım bu konuları ama babanın aylaklık yapmamdan hoşlanmadığını anlamak için de üst düzey bir zekaya gerek yoktu. Bana ve abime attığı bakışları bile karşılaştırsanız ne hissettiğini anlardınız. İnsanların önünde beni aşağılamazdı ama gözleri her şeyi vururdu açığa. "Seninle gelmemi ister misin? Hem Selma teyzeyi bayadır ziyaret edememiştim, ben de bir görmüş olurum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUSKUNLUĞUN BEDELİ (BxB)
Novela JuvenilHer daim yerimi ve hududumu bilmem gerekiyordu. Kimin çocuğu olmadığımı, kimin sevdiği olamayacağımı adım gibi bilmem gerekiyordu ve ben bunu tek bir an dahi unutmak istesem, görevini yerine getirmekten asla geri durmayan o iz, buna müsamaha göste...