2 | HUZURUN SULARI ✦

540 253 531
                                    

TROYE SİVAN-TAKE YOURSELF HOME

Yepyeni bir bölümden selamlarr!

Destek olmak için lütfen yıldızlarımızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayalım.

Arkadaşlar rica ediyorum hayalet okuyucu olmayın. Güzel oylarınız ve yorumlarınız için şimdiden teşekkürlerr<3

İyi okumalar...


Güneşin yüzüme gelen sahiplenici sıcaklığı ile sabahın erken saatlerinde uyandım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güneşin yüzüme gelen sahiplenici sıcaklığı ile sabahın erken saatlerinde uyandım. Yatağımın hemen yanındaki perdeyi dün gece açık bıraktığım için güneş odama girip yüzümü işgal etmişti. 

Yavaşça yatağın içinde vücudumu gerdim ve biraz daha uyumak için gözlerimi kapattım ama aşağıdan gelen Teresa'nın sesi beynimin içinde yankılanıyordu. Bu seste uyuyamayacağımı bildiğim için yataktan doğrularak telefonumu almak istesem de elim boşluğa gelince kendime gelemeden hızla yere yapıştım. Ağzımdan isyankar kelimeler çıkmaması için kendimi zor tuttuğumda yerden kalkmayarak bir süre tavanla bakışmıştık. Evet tavan, çok güzelsin.  

Ardından ayağa kalkıp ağırlaşan yorganımla beraber tekrar kendimi yatağa attım. Ve bu sefer telefonumu almıştım! Gözlerimi kırpıştırarak gelen bildirimlere baktım. Bir sürü bildirim gelmesine rağmen, sadece Lona'dan gelen mesaja tıkladım. 

Sohbet açıldı.

Lona 09:10

Adela uyannn. Cadılar Bayramına çok az kaldı. Ve bizim daha kostümümüz bile yok! Alışverişe gitmemiz lazım. 

Doğru. Daha şekerler alınacak kurabiyeler yapılacak, kostüm seçilecek, süslemeler yapılacak çok işimiz vardı.

ADELA 10:25

Tamam ben kahvaltımı yapıp geliyorum hemen.
Diye kısa bir durum mesajı attım.

LONA 10:25

Ben şu an hazırlanıyorum ben hazırlanana kadar senin işin biter.

ADELA 10:25

Evet ben senin gibi iki saat makyaj yapmadığım için hızlı hazırlanıyorum. Bu arada nerede buluşacağız?

LONA 10:26

Black Clothing (siyah giyim) mağazasının orada buluşalım. Yani her zamanki gibi Nigel'in mağazasında. Acele etmeliyiz, her şeyi son güne bırakmayı çok seviyoruz ama bir daha olmasın ben stresleniyorum ve stres insanın ömrünü kısaltıyor.

SEÇİLENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin