5 - sonuncu ve samimiyet

1.2K 89 4
                                    

Sam Smith - Fire On Fire

***

Yerimde dönüp dururken boğazım acıdı ve öksürmeye başladım. Yatakta dikeldim ve Milas'a baktım, uyanıktı. "Benim boğazım çok ağrıyor," diye konuşunca ona katıldım. "Benim de boğazım ağrıyor, burnumdan da su geliyor," diye cevap verdim.

"Kalkalım, çok uyuduk," dediğinde dikelmesi için elimi uzattım ve o da elimi tutarak kalktı. "Bu pijamalar çok temiz ve yumuşak," dedim şaşkınlıkla üzerimdeki pijamaya bakarken. O da pijamayı yeni fark etmiş olacak ki kolunu öne doğru uzatarak pijamanın kol kısmına baktı. "İkimizinki de aynı," dedi ve gülümsedi.

"Ben bunu ne zaman giydiğimi hatırlamıyorum," dedim ve o zaman bunu bize o kadının giydirdiğini anladım. "O kadın vücudumuzu görmedi, değil mi?" Diye sordum endişeyle. Milas anında kafasını salladı. "Buna imkan yok. Biz giydiğimiz kazağın altında önceden kalma ince uzun kollu gömleğimiz vardı, hatırladın mı? O gömlek hâlâ benim üzerimde ve bu pijama onun üzerinden giydirilmiş," Milas'ın dediklerinden sonra pijamamı biraz kaldırdım, evet, gömlek üzerimdeydi.

"Aklını yerim!" Dedim neşeli olmaya çalışarak, ona sarıldım. "Kendini gülmek için bu kadar zorlama, çarpılmış kediye benziyorsun!" Buna gerçekten güldüm. "Acele et, giyinelim," dedim ve pijama üstünü çıkardım. Koltuğun üzerinde yeni bir kazak ve eşofman vardı.

Onları giydim, Milas da hazırdı. Yanıma geldi ve eliyle saçlarımı düzeltti. "Bu kıyafetler çok güzel," dedim ve Milas'ın beceriksizce giydiği kazağın etek kısmını düzelttim.

"İnelim mi?" Diye sordum, anında cevap verdi. "İnmeyelim," kaşlarımı çattım. "Neden?"

"Ben inmeyeceğim, sanırım onlara dargınım, sen de dargınsın. Hem öksüre öksüre, burnumuzu çeke çeke aşağıya mı ineceğiz? Evdekiler rahatsız olacak ve bizden iğrenecekler," dediği an hapşırdı. "Haklısın, gerçekten iğrenecekler. Bir keresinde Zühal de öyle yapmıştı," dedim ve giydiğim eşofmanın cebindeki mendili çıkararak burnuma tuttum.

"Hasta olmayalı uzun süre olmuştu," Milas'a ters ters baktım. "İki hafta," diyerek onu düzelttim. Yatağı topladım ve Milasla yeniden yatağa girdik, daha doğrusu sırtımızı yatak başlığına dayayarak birbirimize yaslandık.

"O evdeki odaya bakarsak bu oda çok daha güzel. Yatak yumuşacık ve şimdi sırtım çok ağrımıyor. Az önce üzerimizde olan pijamalara ve şimdi üzerimizde olan bu kıyafetlere bak, çok yumuşak ve temizler, değil mi? O ailede yaşarken bunların ne olduğunu bile bilmezdik," dedim gözlerimi odada gezdirerek.

Milas ağzını açıp birşeyler diyecekken kapı açıldı ve içeriye en küçük abi olan Raul girdi. "Günaydın, sizi kahvaltıya bekliyoruz. Lütfen acele edin," dedi ve odadaki koltukta oturdu. "Günaydın," dedi Milas. "Biz hazırız."

Yataktan çıktık ve kapıya doğru gittik. O da oturduğu yerden kalkarak bizimle beraber odadan çıktı. Merdivenlere geldik ve inmeye başladık. Merdivenden aşağıya bakarken aniden ayağım kaydı ve ağzımdan "hih" nidası çıktı.

"Mila!" Milas'ın panik dolu sesini duydum ve ona bakmaya çalışırken onun da düşmek üzere olduğunu gördüm. Sonuncu abi anında Milas'ı tuttu ve düşmesini engelledi.

Bir basamak düştüm ve merdivenlerden yuvarlanacağım sırada sonuncu kolumdan tutarak buna engel oldu. "Korkma," dediğinde kollarımın altından tutarak düştüğüm basamakta ayağa kaldırdı. Milas endişeyle bana baktı , küçük abi cümlesine devam etti.

UNUTULANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin