Niye gülüyor ki , şimdi bu prens bozuntusu, onun gülüşüne karşı somurttum.Neden ? somurttu ki , dayanamıyorum, somurtmasına ,üzülmesine , ama anlayamadığım şey neden kız görünümünde olduğuydu... Yoksa ergenlik çağlarında meleğimde bıraktığım hasarlar onun travesti olmasınımı sağlamıştı. Meleğimin somurtmasıyla bende gülüşümü sildim. Adın ne ? dedim yeniden gülümsemeye çalışarak, "Y-yisanny" prensim dedi , tatlı sesiyle , bir daha söyle dedim . O tatlı sesini , beynime, aklıma, ruhuma kazımak için.
Niye bir daha söylememi istedi ki prens bozuntusu , kişilik bozukluğu olduğu kadar anlama kıtlığıda var . Tekrar söyledim adımı "Yisanny" . Hm çok güzel bir adın var dedi. Gene o tanımını yapamadığım gülüşüyle , Sağolun dedim , başımı biraz daha eğerek.
........................................................................................................
Meleği orada bırakıp , çalışma masama doğru ilerledim . Oturdum, 5 dakika sonra meleğimden bir ses yükseldi. "İzninizle ben gideğim" H-hayııırr gitme ! , hızla masamdan kalktım. Odamdan çıkmak üzere olan meleğin elini tuttum ve kendime çektim. İçimden geçirdim. Bu nasıl bir güzellikti , bu nasıl gözlerdi, o nasıl dudaklardı öyle ...
Aniden elimi çektim. Nasıl elimi tutmaya cürret ederdi ! Ama o beni bir cariye sanıyor . Prens bozuntusuna karşı gelmemeliydim . Yoksa kendi sarayımdan atılırdım . Ah, zaten alt tarafı elimi tuttu. Onunla evlenmek zorunda değilim ya.Gözlerinin içine bakarak "Bir sorun mu var prensim ?" dedim ."Burada kalmanı istiyorum Yisanny , olur mu ? " -Hayır prensim olmaz. Kalfa gecikirsem ceza vereceğini söyledi . Yarın sabah yine gelirim .
"eh , pekala "dedim.Şimdilik meleğimi serbet
bırakmaya karar verdim, daha sonra sıkıştırıcam nasıl olsa diye düşündüm. (piç smile temsili)( yixing gözünden )
Hızlıca prensin odasından çıktım.
Yeterince geçikmiştim . Yah inanamıyorum nerdesin sen be hatun ! üzgünüm kalfam prensimiz istekleri bitmeğince bu saate kaldım . Neymiş prensimizin istekleri dedi key ağa gözü ayrı kaşı ayrı oynuyorken, ya genel istekler ağam su getir , onu getir , şunu getir öyle niye sordunuz ki şimdi . Neyse git yat hatun sabah erken kalkılacak , key ağa atıltı, hayır yatamaz ! neden key ağam dedi xiumin kalfa , yah kalfa sarayın kuralları var bunu sen benden daha iyi biliyorsun . Bunlardan biri,bir cariye eğer ki herkes'in uyuma saattinden sonra geliyorsa uyuyamaz! Şeytan neyse key ağada sol bacağıydı. Tüm gece benim uyumamamı sağlamıştı.
SABAH
Bitkin bir haldeydim . Adeta sarayda yaşayan bir ruh gibi , dokunsalar yere düşüp bayılacak halde , en kötüsü de bu halde prens bozuntusuna hizmet edeceğimdi . Prens bozuntusunu uyandırmak için kapısını çaldım . "Gir" dedi . Ve girdim . Bir kaç adımdan sonra dengemi kaybeder gibi oldum. Birden yanıma gelip belime sarıldı tüm ağırlığımı kendi üzerine alarak başımı gögsüne yasladı. iyi misin ? dedi . Gözlerine baktığımda , korku vardı . Ama sıradan bir korku değildi bu tıpkı kaybetme korkusuna benziyordu ... ama saçmaydı . Daha dün tanıdığı birine böyle hissetmesi , anlamsızdı. Ama kendimi onun kolarında güvende hissetmem i-işte işte bu en anlamsızıydı. "o-otur" dedi. Beni yatağına oturtarak , tam önümde, diz çökmüş gözlerime bakıyordu. "Neyin var" dedi . Gözlerini bir an olsun benden ayırmayarak . "Yok bir şeyim prensim" dedim . gücümü toplayarak, "lütfen söyle, bir hastalığın mı" var ?. Hayır prensim sadece ceza aldım . Ne cezası ? dedi , gözleri alev alıyordu . Ş-şşeyy ben dün geç gittim, ben gittiğide uyumak üzerelerdi . Ve kurallar varmış . Geç gelen bir kimse uyuma hakkını kaybedermiş . "Ne yani tüm gece seni uyutmadılar mı ?" dedi . "Evet" dedim , gözlerimdeki uyku silerek, Hepsi benim hattam ... Seni geç bırakan bendim . "Özür dilerim" . Sen uyu dedi. Kendi yatağı gösterek , hayır! ben senin pis yattağında yatmam ! diyemedim . Onu diyecek gücü bile bulamıyordum kendim de, başımı olumluca salladım . Ve kendimi mavilerle bezenmiş olan yattağa attım. Yattağı o kadar rahattı ki dakikalar geçmeden mayışı verdim.
AKŞAM
Odama girdiğim de yattagım da yatan meleğimi gördüm , olması gereken yerdeydi şuan , benim yatağım da , meleğin yanına gittim . Orası benim yatağımdı . Yanına yatsan kim bir şey diyebilirdi ki , yanına yattım. Tatlı tatlı homurtular çıkaran melegi kolarıma geçtim . Başını gösüme , elerini belime sarmasını sağladım . Tüm gücümle kendime çektim. Elerim açıkta kalan belinde alev alıyordu. Yixing neden bu kadar sıcaktı. "Yoksa yanan mı bendim". Bende yorulmuştum. Kendimi uykuya teslim ettim.(düzeltiyoruz , kendimi yixinge teslim ettim , heh bu daha iyi, tamam sustum)
Gözlerimi açtığım da , kapus gördüğümü sanmıstım. Ama gerçekti , prens bozuntu belime sarılıyordu . Bir saniye belimemi sarılıyor!!! . Birden korudan titremeye başladım. titreyişlerim prens bozuntusunu uyandırmıştı . yixing üşüyor musun? sen dedi.Alnıma sulu bir öpücük bırakarak , "yixing?" dedim . Öpücü takmayarak , "ımm ş-şimdi neden yixing dedin ki yisanny ? "dedi , "Yok siz yixing dediniz prensim" dedim . Yok ben yixing demedim . Ahh yoksa yixingte gözün mü? var yisanny . Kandırma beni güzeliğinle . "yok" dedim . Prens bozuntusunu yatağından kalkarak ," izninizle " bir daha ceza almak istemem ! Merak etme bir daha ceza vereceklerinide sanmıyorum dedi . Gayet kendinden emin bir tavırla , ufakcık bir gülümseme sundum prens bozuntusuna . Hızla odan çıktım , yürümeye ve düşünmeye başladım . Orada yixing dediğine yemin edebilirdim .
Diğer cariyelerin yanına gittiğimde, sarayda koşuşturmaca bir hazırlık vardı. Öylece etrafa bakıyordum ki . Birden ağzımı kapatan büyük elerle irkildim.
- Ah lanet olsun chanyeol senmiydin ?
Prensim hemen yerinize geçmelisiniz . "Neden chanyeol ?" Prensim babanız akşama bir balo düzenletti. "neden ne gerek var şimdi baloya?" prensim prens wufanla evleneceğiniz şerefine babanız büyük bir balo düzenletti . Tüm Krallıklar bu akşam ki baloda olacaklar.
- Aaaa gerçekten mi ? Chanyeol hatırlatta ,seni bu baloda bir prensese pazarlıyım!
Hayırr ! prensim b-ben bu sarayda doğdum , bu sarayda ölmek istiyorum.
- Merak etme chanyeol , üstüne para versem bile kabul etmezler seni sıkma canını .
Chanyeolle gizlice odama girdik .
"Soyunun!" prensim dedi , aceleci bir ses tonuyla, "Höstt!" arkanı dön pis sapık !!!
Ahhahahah prensim çok komiksiniz. S-sana arkanı dön dedim . Güzel vucudumu kimsenin görmesine izin vermem !!! Tamam prensim dönüyörum arkamı . Arkasını döndüğünden emin olduktan sonra giyinmeye başladım.
-Prensim önümü dönebilir miyim ?
- Hayır!
-Peki şimdi dönebilir miyim ?
- Olmaz!!!
-Prensim hadi ama .
- Tamam hadi acıdım . "dön ".
Yakamı düzeltim . Ve aynanın karşısına geçtim . Prensim hemen çıksak iyi olacak yeterince geç kaldık . "Olur çıkalım chanyeol ." chanyeol kolunu bana doğru uzattı ve beklemeye başladı. Hahh ! koluna mı girmemi istiyorsun chanyeol , rüyanda görürsün .
Ahahahhha prensim bu gün çok komiksiniz. Ama malesef koluma girmelisiz.
Chanyeollün koluna girdim ve davetlilere doğru yürümeye başladık.
Herkes buradaydı. Bu kalabalığın içinde kaybolmamak mümkün değildi.
Babam Prens "Baekhyun" dedi ve önümüzede duran sıska gence sarıldı. Kısa süre sonra sıska gençten bir ses yükseldi. "BUDAKİM!" o kadar hızlı söyledi ki hiç bir şey anlamadım . Babam beni gösterek o mu ? o prens yixing dedi babam. Yanımdaki sırığı işaret ettiği çok beliydi. Bu sefer sorusunu ben cevapladım. O yaverim chanyeol dedim. Chanyeolle doğru salak salak sırıtıyor ve ara sıra saçlarını düzentiyordu. Chanyeolü dürttüm ve azıcık gülümsemesi için talimat verdim. Biraz çöpçatanlık yapasım gelmişti . Chanyeollüde baekhyunda alıp sarayı gezmeye başladık. Sonra karnım ağrıyor bahanesiyle , baekhyunla chanyeollü yanlız bıraktım. Koşarak oradan uzaklaşıyordum ki gördüğüm manzara ile dilim tutuldu. Chen xiuminni duvara yaslamış şapur şupur öpüyordu. Xiumin irenç inlemeler eşliğinde chene daha da sarılıyordu. İkisi de dünyadan habersizdi.
DEVAM EDECEK...
İLK YORUMU ATAN "KOREDEKALBİM" ADLI KİŞİYE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM . BENİ ÇOK MUTLU ETTİ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şapşal Prens
FanfictionSarayın ortasında kocaman bir odam vardı.Çünkü ben prens yixisingtim.Her dediğim harfi harfine yapılan, söylediğim her bir sözü kendine emir sayan milyonlarca cariyem ve cariyem olmak için, sarayın giriş sınavlarına giren binlerce kadın vardı. Ama...