*Emre'denSaat öğlen 2:16 olmasına rağmen hâla yatağımda uzanıyordum, çünkü yapıcak önemli bir işim yoktu. Telefonumun arama sesini duyana kadar. "En yakın arkadaşım" Hürkan arıyordu, açıp açmamak arasında tıkılıp kaldım ama açmazsam kapıma dayanacağını biliyordun bu yüzden açtım,
"1 SAATTİR SENİ ARIYORUM AMK MALI NİYE AÇMIYOSUN"
evet, boku yemiştim artık.
ne söyleyebilirim ki, hiçbir mazeretim yoktu"uyuyordum sadece, neden bu kadar sinirlisin anlayamıyorum"
en iyi mazeretim bu muydu cidden? kesinlikle anama sövücek.
"SAAT 2:30 NE UYUMASI LAN. Her neyse bu gün boş musun?"
"evet ama-"
"Aması falan yok bugün tüm ekip benim evde toplanıcaz, gelmezsen sikerim seni"
"hay ananı- saat kaçta peki?"
"7-8 gibi, istersen ben alırım seni"
yürüyebilirdim fakat onun arabası çok daha rahattı ve akşam o saatlerde sokak köpeklerince kovalanmak istemiyordum
"alsan çok daha iyi olur, burdaki sokak köpekleri beni sikebilir" dedim ve gülmeye başladı, gülüşünü cidden çok seviyordum, bana hayat veriyordu.
"tamam tamam- 7:30 gibi hazır ol yoksa yürümek zorunda kalırsın" dedi ve vedalaştık. Saat 2:58'di, onunla konuşurken zamanın nasıl geçtiğini bile unutuyorum.
Daha kahvaltı bile yapmamıştım bu yüzden mutfağa doğru ilerledim. Evimin bu kadar dağınık olduğunu bilmiyordum, acilen toparlamam lazım diye düşünürken buzdolabının önündeydim bile. 1-2 yumurta ve sucuk çıkardım, yanına biraz kahvaltılık ekledim ve ekmek çıkardım. Yemeği yedikten sonra evi toparlamaya başladım artık adım atıcak yer bile kalmamıştı çünkü.
İşim bittikten sonra duşa girmeye karar verdim, saat daha 5:12'ydi. Duşa girdim ve hızlıca yıkanmaya başladım, aklımda Hürkan vardı nedensizce. Başka hiçbir şeye odaklanamıyordum. sadece o. Kendimi her ne kadar bir sapık gibi hissetsemde karşı gelemiyordum bu düşüncelere. Duş aldıktan sonra aynada kendime baktım, "onun çeyreği dahi etmem, beni neden sevsin ki? elini sallasa istediği kadar kızı toplayabilecekken benim gibi birine mi bakacak?" diye kendi kendime konuşmaya başladım. Haklıydım da, onun yanında ben hiç kimseyim.
Üzerime elimde olan en düzgün kıyafetleri giydim ve saçımı yaptım. Saat 7:14'tü. Hürkan'ın bana verdiği kolyeyi taktım, hayatımdan bile daha çok değer veriyordum bu kolyeye. son olarak üstüme bir ceket aldım, biraz parfüm sıktım, telefon ve anahtarlarımı alarak evden çıktım. Hürkan 1-2 dakika sonra gelmişti, arabaya bindiğim anda onun gülümseyen yüzünü gördüm, cidden yakışıklı ve aynı anda sevimliydi.
Yol boyunca havadan sudan konuştuk bir ara markete uğradık, neden olduğunu bilmediğim bir sürü malzeme almıştı Hürkan. İçlerinde krem şanti, bant, not kağıdı ve siyah bir oje vardı.
Oje mi? Hürkan ojeyle napıcak ki diye söylendim, cidden hiçbir açıklama yoktu. En sonunda düşünmekten vazgeçtim ve arabaya doğru ilerledik. Hürkan sevdiği türden şarkılar açıp onları mırıldanıyordu, sesi o kadar güzel gelmişti ki kulağıma saatlerce hatta yıllarca dinleyebilirdim onu. Son şarkıda bittiğinde evinin önündeydik. Kapıda Ömer'in ve Kaan'ın arabaları vardı. Cidden onları yalnız bırakıp ben almaya mı gelmişti? Hürkan bana gülümseyerek "geldik" dedi. Arabadan malzemeleri aldı ve kitledi.
*Hürkan'dan
Emre'nin aldığım şeylerin ne olduğunu bilmemesi çok komiğime gitmişti, özellikle ojenin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin Gibi | porgola oneshots
Fanfic~ Zorlama güzelim.. ~ - sadece kafadan uydurduğum hikayeler ve karakterker, gerçek insanların özel yaşamlarına saygı duyuyorum -