söz

1.7K 200 61
                                    

"Hayatım hadi hazırlan, hastaneye gideceğiz."

Jeongguk iyice gerilmeye başladı böylece. "S-Sehun, ben," Eşofmanının cebindeki hamilelik testini çıkardı. Avucunda, parmak boğumları beyazlaşacak kadar sıkıca tutuyordu. "Hastaneye gitmek için hazır hissetmiyorum."

"Elindeki ne?" diye sertçe sordu Sehun, o sırada kaşları çatılı ve çenesi kasılmıştı. Jeongguk bir adım geri giderek kısık sesle cevapladı onu. "E-eczaneden test aldım, bekleyemedim."

"Ver bakayım," diyerek elini uzattı Sehun merakla. Jeongguk az önce açtığı mesafeyi yine kendi kapatarak elindeki testi Sehun'un açık avucuna bıraktı. Test çubuğunun küçük ekranındaki iki pembe çizgiyi gördüğü anda Sehun çubuğu bir kenara fırlatarak Jeongguk'a sardı kollarını. "Tanrım, teşekkür ederim, teşekkür ederim Jeongguk. Seni çok seviyorum."

Jeongguk'un bir an nefesi kesildi. "Gerçekten mi?" diye sormak, dizleri üstüne çöküp saatlerce ağlamak istiyordu. "Gerçekten tam da senden vazgeçtiğim gün mü söylüyorsun beni sevdiğini? Üstelik benim için değil, bir bebek için..."

"Tebrik ederim oğlum." Bay Oh, Jeongguk'u kendine çekip kısaca sarılırken söyledi bunu. Jeongguk en çok onun için üzüldü. Bu adamın kendisine hiçbir zararı olmamıştı, en çok onu kandırdığı için pişman olacağını hissediyordu. Yine de geri adım atmak için çok geç olduğunun farkında olarak tüm tereddütlerini gömdü derinlere. Sonunda herkes onu rahat bıraktığında, salondaki koltuklarda oturmuş bebek hakkında konuşuyorlardı. Jeongguk pek katılmasa da rahatsızlığını belli etmemek için birkaç şey uydurmuştu arada. Bu sırada Bayan Oh ise herkesi şaşırtacak şekilde Jeongguk'a karşı oldukça kibar ve sevecen davranıyordu. Hatta Jeongguk herkese kahve yapmak için kalktığında onu zorla oturtmuş, kahveleri kendisi yapmış ve Jeongguk için de papatya çayı kaynatarak getirmiş, "Hamilelikte kahve tüketimine dikkat etmelisin," diyip gülerek eline tutuşturmuştu.

"Peki kontrole ne zaman gideceksiniz? Biz de gelmek isteriz torunumuzla tanışmaya." Bay Oh gülerek söyledi, bunun üstüne Sehun da mutlulukla Jeongguk'a döndü ve "Yarın sabah gideriz, değil mi?" diye sordu.

"İşte oyun başlıyor." Diye geçirdi içinden Jeongguk. Yakın zamanda kaybettiği babaannesini, son zamanlarda okuduğu kötü sonlu kitapları ve kendisini üzen aklına gelen her şeyi düşündü gözlerini doldurabilmek için. Sonra kocaman yaşlı gözleriyle eşine döndü, bilerek titrettiği elleri ve çenesiyle kendini mümkün olduğunca acındıracak görüntüyü oluşturmaya çabaladı. "Sehun ben hazır h-hissetmiyorum doktora gitmek için. B-biraz vakit verebilir misin, ona alışmam için?" Sehun'un ikna olmadığını görebiliyordu. Bu yüzden sesini iyice yumuşatıp titrek bir şekilde ekledi, "Lütfen?"

"Doktora gitmek alışmana engel olacak değil ya Jeongguk? Bi' sıkıntı olmadığından emin olalım önce, ona göre bakarız duruma." Bunun üzerine yalandan doldurduğu gözlerinden gerçek yaşlar döküldü. Gerginlikle avuçlarını bacaklarına bastırdı ve korkudan ağlamaya başlamadan önce onu ikna edebilmek için araladı dudaklarını. "Ama-" Jeongguk tekrar şansını deneyecekti ki, Bayan Oh araya girdi. "Oğlum üstüne bu kadar gitme. Birkaç gün beklemekten zarar gelmez. Onu strese sokuyorsun, bebek için daha zararlı. Hamilelikte neler hissettiğimizi siz bilemezsiniz, bırak da biraz kendiyle vakit geçirsin çocuk." Ses tonu ne kadar sakin olsa da bakışlarıyla son noktayı koymuştu zaten Bayan Oh. Sehun'un annesinin sözüne karşı çıkmayacağını bildiğinden rahat bir nefes verdi Jeongguk.

Normalde gram kadar sevmediği bu kadına, hayatında ilk ve son defa minnet duydu.

"

Bay Oh, hoşgeldiniz. Lütfen oturun." Genç kadın lacivert ojeleriyle oldukça zarif görünen ellerinden biriyle masasının önünde bulunan deri koltuğu işaret etti. Yüzünde oldukça ciddi bir ifade olmasına rağmen hafifçe gülümsüyordu. Uzun siyah saçları, saks mavisi takım elbisesinin yakasına takılmış olan avukatlık rozetini kapatmayacak şekilde, göğsünün biraz altına kadar uzanıyordu. Jeongguk ofisin içine şöyle bir bakındığında, kapının yanındaki askıda uzun beyaz bir paltonun yanında asılı olan kırmızı yakalı cübbe takıldı gözüne. Tam o anda buraya gelme sebebini ve yalnızca birkaç haftada katettiği yolun ne kadar fazla olduğunu idrak etti.

conservative  ☘  taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin