"Lanet olası herif." Hyunjin'in okula dağılmış bir halde geldiğini görünce konuştu. "Ne oldu sana?"
"Seungmin evimden çıkmış olunca birazcık ağlamış olabilirim, ama ağlamamış da olabilirim."
"Bak kardeşim."
"Biliyorum."
"Ee, gördün mü bari?"
"Neyi gördüm mü?"
"Renkleri..."
Hyunjin bir anlığına duraksadı ve yeniden ağlamaya başladı.
"Yanlış bir şey mi söyledim? Seni mi kırdım?Renkleri mi göremedin?"
Minho gözlerini devirirken konuştu. "Changbin, canım arkadaşım zahmet olmazsa şu çeneni bir kapatır mısın acaba? Onun şu an birazcık rahatlaması gerek."
"Anladım, özür dilerim."
"Bak ne olursa olsun biz buradayız tamam mı? Senin için biz hep buradayız." Grup sarılması yaptılar, Hyunjin'i sakinleştirmeye çalıştılar. Sonrasındaysa Seungmin gördüler.
"Hey, ne oldu? Yine mi ağlıyorsun- Benimle gel." Dediği gibi Hyunjin'i yanına çekti. "Endişelenmeyin, hemen döneceğiz." Seungmin diğerlerine söyledi.
Fakat Seungmin yanındaki Felix'i unutmuştu, Felix diğerlerinin yanında yalnız kalmıştı. Changbin bğazını temizledi ve konuştu. "Uh... Gel seni sınıfına bırakayım."
"Nereye gidiyoruz Seungmin?"
"Sakin olabileceğin bir yere."
Çiçeklerle süslenmiş patikadan yürürken sonunda bir bank gördüler. "Otur hadi." Ve banka yan yana oturdular.
"Hâlâ bana söylemeyecek misin?"
Hyunjin iç çekti. "İyi tamam, renkleri göremiyorum."
"Yani? Ruh eşin başka bir okuldadır belki.
Endişelenme, ruh eşini elbet bir gün bulacaksın.""Ama... Onun sen olmasını istiyordum." Hyunjin fısıldadı.
"Bak, bunda sorun yok. Bu dünyada istediğimiz her şey olamaz. Eğer ben değilsem bu sıkıntı değil, bu demektir ki benden daha iyi birisini hak ediyorsun."
"Hayır... Burada senden daha iyi birisi yok ki."
Hyunjin dudaklarını büzdü, ve sonrasında gözlerinden yaşlar akmaya başladı."Ah hadi ama, yine ağlama. Gözlerin ne kadar kötü oldu haberin var mı? Gel buraya."
Seungmin kollarını açtı. Hyunjin onun kollarında ağladı ve ona sarıldı. Dürüst olmak gerekirse Seungmin'de orada ağlamak istedi. O da Hyunjin'in onun ruh eşi olmadığını duyduğunda üzülmüştü. Ama Hyunjin için güçlü olmaya çalıştı, ve o cidden başkalarının önünde ağlamayı sevmezdi. O şekilde sınıfa dönmeden birkaç dakika boyunca kaldılar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
soulmate
FanfictionSeungmin ve Hyunjin, 17 yaşına gelip ruh eşleriyle tanışana kadar renkleri göremezdi. ↳translated by yutawies ↳cr: @scvngjin [soulmate au]