"Kaan lütfen bağırma korkuyorum"
Derin derin nefes aldı bora sayesinde şu anda öfkesini kontrol etmeye çalıştığını anlıyordum.
"Peki eve gidince konuşacağız"
Biraz olsun rahatlamıştım ve eve gidince kaana söyleyeceğim şeyleri düşünmeye başladım.bir anda araba hızlandı ve düşüncelerimden uzaklaşıp kaana baktıp bir eli direksiyon da bir eli sigarasıyla beraber camın dışarısındaydı
"Kaan"
"NE"
"Lütfen yavaşla korkuyorum"
Korkuyorum...bu kelimeyi ne kadar çok kullanmıştım
"NEDEN korkuyorsun"
Gözümden yaşlar akmaya başladı
"AĞLAMA"
Koltuğa iyice sindim ve ağlamaya devam ettim
"Ağlamandan nefret ediyorum"
Kısık bir sesle
"Bende senin öfke nöbetlerinden"
Araba yavaşladı ve bir süre sonra durdu.ben ne diyeceğimi bileniyordum.öfke nöbeti hakkında birkaç makale okumuştum ve hastaların öfke nöbeti geçirdiği sırada kendinde olmadıklarını ve herşeyin bir anlık sinirle olduğunu kendilerini kontrol etmeye başardıklarında ise çoğunlukla öfkeliyken yaptıkları şeyden pişman oldukları yazıyordu.bu yüzden kaana kızamazdım...gözlerini kapattı, ellerini direksiyona vurdu ve "kendimden nefret ediyorum" dedi ve ellerini gözlerinin üstüne kapattı.o sırada göz yaşlarımı sildim ve boğazımı temizleyerek konuşmaya başladım
"Kaan,lütfen sakin ol"
"Çok zavallıyım,kendime acıyorum"
"Kaan sen zavallı falan değilsin seni sinirlendiren benim"
"Özür dilerim"
Bu mevzuyu uzatmak istemediğim için "sorun değil" diyerek kestirip attım
"Peki sakince tekrar sormak istiyorum o şereffsiz kim"
Ne kadar söylemek istemesemde kaanı daha fazla sinirlendirmek istemiyordum.
"Eski sevgilim"
"Eski sevgilin?"
"Evet"
"Neden sana bunu yaptı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
RomanceSaye,annesi zorla Fransaya gönderilmiş babasından şiddet gören bir kız.kaan ise annesi ölmüş babası ve üvey annesinde hem psikolojik hemde fiziksel şiddet görmüş bir çocuktu.şans eseri karşılaşan bu iki genç birbirine bir şans verir ve kaybettikleri...