" neyse sen git artık"
"neden?"
" ne demek neden"
"belki benimde evim yok ve burada kalmak istiyorum"
"Of kaan o zaman sende git başka bir yerde otur"
"neyse sana kolay gelsin bays güzelim"
Güzelim?O gitti ve ben de bankta uyudum.saat 8'de eve gittim ve salona geçip oturdum
"ODANA GİT"
"ya neden benimde burada oturmaya hakkım yok mu?"
Bir anda cesaretlendim nereden gelmişti ki bu cesaret kendim bile şaşırdım
" sen bana karşımı geliyorsun"
Yandın kızım.
Ayağa kaktı ve bana doğru yürüdü bende ayağa kalkıp geri geri yürüdüm.sertçe duvara tosladığımda inledim.evet saye yolun sonuna geldik.ensemden tuttu.ciddimisin baba.bir eli ensemdeyken yüzüme bir tokat attı elimi yanağıma götürdüm dudağımda minik bir kan vardı ve yüzümün sağ tarafı kıpkırmızı olmuştu.gözlerim doldu lütfen,şimdi ağlayamam canımın yandığını belli edemem.ensemi bıraktı ve Defol diye bağırdı.koşarak odama çıktım.odam benim evimdi,
Neredeyse buradan hiç çıkmam küçükken babam beni dövdüğünde ondan saklandığım,bora geldiğinde oynadığım çocukluğumun geçtiği yer odamdı.aradan 6 saat geçti.ben birazcık kitap okudum, müzik dinledim,test çözdüm,ve yaklaşık 1 saat uyudum"SAYE HAZIRLAN MİSAFİRİM GELİYOR ŞU YÜZÜNÜDE TEMİZLE"
kendi yaptığı bir şeyi saklamaya çalışması ne garipti.hazırlandım ve aşağıya inip misafiri beklemeye başladık.kapı çaldı
"kapıyı aç"
Babam alışılmışın dışında Sakindi.kapıyı açtım
"Kaan?"
Misafir kaan mıydı?
"merhaba güzelim"
İçeriye geçti ve babamla selamlaşıp oturdu bende bir köşeye oturdum
"oğlum baban niye gelmedi"
"onun başka işleri var efendim"
Aceba dün meriçe soğuk biri diyerek birazcık ön yargılımı davranmıştım yada haklıydım babama olan saygısından yapmacık davranıyordu
"bu arada kızım saye"
"evet kendisiyle dün tanışmıştım"
"aaa ne güzel"
"efendim ben sizin hisselerinizin yüzde otuzunu almak istiyorum"
Ah hayır anlamadığım konulara girmişlerdi.ben daha fazla dayanamadım ve ayağa kalkıp
"Kaan bey kahve ister misiniz?" diye sordum
"zahmet olmazsa şekersiz bir türk kahvesi içebilirim saye hanım "
Bey?hanım?
"peki sen baba"
"zahmet olmazsa banada şekersiz bir türk kahvesi"
Ne kadar kibarsınız babacım.kahveleri yapmak için mutfak'a gittim içeride konuşulanları duyuyordum.ekonomi konuşuyorlardı
"efendim ben bir su içip geliyorum"
"saye getirsin"
"yok efendim o şu anda meşgul ben alırım"
"peki oğlum"
Babam birini aramak için bizden izin alarak yukarıya çıktı.kaan gelip arkadan sarıldı
"ne yapıyorsun?"
"senin güzelliğine dayanamadım"
Ne?hafifçe geri çekildi ve enseme baktı
"bu morluk ne?"
Hayır şimdi birşey uydurmam lazım
"şey"
"saye bu ne diye sordum"
Sanane demeyi çok isterdim. Yada diyebilirdim.
"sanane"
"saye birşey sordummu mutlaka öğrenirim hatta istersen şimdi gidip bu morluğu babana göstereyim sana çok kızar herhalde"
"kızmaz"
"neden?"
"çünkü babam yaptı"
"baban seni dövüyor mu?"
"Lütfen babama belli etme ne istersen yaparım yalvarırım sana"
"güzelim bana yalvarmana gerek yok ama ben o piçe ne yapacağımı biliyorum "
"lütfen meriç boşver ben idare ediyorum hem hep dövmüyorki"
"saye ne dediğinin farkında mısın? Dudağımın üstünde yara var ve kolunda morluklar var"
Of lanet olasıca geçmeyen yaralar.ben bütün yaraları kapatmıştım görmesi neredeyse imkansızdı
"Kaan lütfen"
"saye sus"
"Kaan"
"sus"
Of! Sen tam bir aptalsın saye neden kızmıyır yada bağırmıyorsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
RomanceSaye,annesi zorla Fransaya gönderilmiş babasından şiddet gören bir kız.kaan ise annesi ölmüş babası ve üvey annesinde hem psikolojik hemde fiziksel şiddet görmüş bir çocuktu.şans eseri karşılaşan bu iki genç birbirine bir şans verir ve kaybettikleri...