Bölüm 3

117 4 3
                                    

Hermione Granger

Büyük salonda biraz daha oyalandıktan sonra dersin başlama zamanı geldiği için derse doğru ilerlemeye başladık. Dersimiz karanlık sanatlara karşı savunma yani Gilberay Lockhart'ın dersi. O adamı sevmemin birçok nedeni var öncelikle kitaplarında da yazdığı macerası zekası ve cesur oluşu. Ardından harika bir gülümsemesi var. Sonunda merdivenlerden çıktığımızda Harry ve Ron ile koridorda yürüdük. 

Sınıfa girdiğimde şimdiden en ön sıraların kapıldığını gördüm. Ortalara oturmaya karar verdim. Harry ve Ron'a baktığımda arkalara oturduklarını fark ettim. Onların neden profesörü sevmediklerini hala anlayamadım. Ardından düşüncelerimi bölerek sınıfa gelen profesöre bakıyorum.

"Evet çocuklar bir çoğunuzun beni tanıdığı üzere ben Gilberay Lockhart ve bundan sonra karanlık sanatlara karşı savunma dersinize ben gireceğim." Profesör cümlesini bitirince arkamdan birinin sesini duydum.

"Bunu zaten biliyoruz aptal" Arkamı döndüğümde Yn'nin sırıtan yüzünü gördüm. Sinirlendim o kimdi de bir profesöre aptal diyordu?

"Saygılı davranmaya başlayabilirsin biliyorsun Yn" Gözleri beni buldu. Onun gözlerine her baktığımda sanki bir şey beni içeri çekiyordu. Bana hala boş gözlerle bakarken sakin ama soğuk bir ses tonuyla konuştu.

"Ne zamandan beri senin sözünü dinliyorum Granger?" Ses tonunda beni titreten bir şey vardı. Ve haklıydı benim sözümü dinlemez. Aslında onunla konuşmam bile büyük bir şeydi. Ama bozuntuya vermedim gözlerimi devirip önüme döndüm.

Zaten profesörün konuşmasını bitirdiğini gördüm. Hepsi onun suçuydu. Ama profesörün hala derse başlamadığını fark edince rahatladım. Kafesin örtüsünü kaldırdı ve ortaya profesörün bahsettiği kadar korkunç olmayan cin perileri çıktı. Sınıf gülmeye ve onların basit canlılar olduğunu söylemeye başladı.

"Evet gülebilirsiniz onlar masum görülebilir ama aslında tam bir şeytanlardır." Onlar hakkında okumuştum. Gerçekten öyleler kontrolden çıkarlarsa tehlikeli olabilirler. Düşüncelerim profesörün kafesin kapısını açmasıyla bölündü.

Bir sürü cin perisi etrafa uçtu. Korkudan hemen masadan kalkıp yere çömeliyorum. Neville iki cin perisi onu yukarı astığı için korkudan bağırmaya başladı. Sonrasında herkes sınıftan kaçmaya başladı. Sınıfta sadece ben Harry Ron ve Neville kalınca profesörün sesini duydum.

"G-gerisini siz halledin çocuklar" Diyerek hızla uzaklaştı. Düşünürken aklıma bir büyü geldi. Hızlıca ayağa kalktım ve büyüyü yaptım.

"İmmobulus!" Cin perilerinin donduğunu ve havada süzülüşünü izliyorum. İşe yarayacağını biliyordum. Zaferle gülümsemeye başladım.

"Neden hep benim başıma geliyor" Neville'nin sesini duyarak hızla yukarı baktım. Onun orda olduğunu unutmuşum. Tam nasıl indireceğimi düşünürken ani sesle irkildim Neville zaten yerdeydi. Kalkmasına yardım ettikten sonra şimdi ortak salona doğru ilerliyoruz. Ama bir şey dikkatimi çekti.

Ginny ve Yn ortak salona girişin biraz ilerisinde konuşuyordu. Ama sanki gizli bir şeymiş gibi fısıldıyorlardı. Tam yanlarına gidecekken Harry beni durdurdu.

"Nereye gidiyorsun ortak salona gideceğiz sanıyordum?" Ona baktım kafası karışmış görünüyor. Sonra tekrar Ginny'nin konuştuğu yere baktım. Onların konuştuğunu görmezden gelmiyeceğim.

"Hemen geleceğim siz içeri girin" Fazla sorgulamamaya karar vermiş gibiler çünkü Harry başını sallayıp Ron'u peşinden sürükleyerek ortak salona girdiler. Ginny ve Yn'nin olduğu yere doğru yürümeye başladım. Yn'nin beni gördüğüne yemin edebilirim ama beni görmemiş gibi davranıp Ginny'e bağırmaya başladı. İşte o zaman sabrım taşmıştı birkaç adımda zaten yanlarındaydım.

"Ona bağırmayı kes." Otoriter bir sesle söyledim. Gözleri hemen beni buldu. Gözlerinde anlamadığım bir bakış vardı. Sanki günlerdir gördüğü en güzel şeymiş gibi bakıyordu. Ama sözleri bakışlarından farklı.

"Neden işime burnunu sokuyorsun git çorap falan ör Granger" Sözeri üzerine sinirim arttı bana böyle şeyler söyleyemez. Kim olduğu umurumda değil. Soyadında slytherin olması onu daha güçlü veya üstün yapmıyor.

"En yakın arkadaşıma bağırman beni fazlasıyla ilgilendirir" sonra bakışlarım Ginny'e çevrildi. Hala Yn'ye bakmaya devam ediyor. Ama garip olan şey sanki büyüdeymiş gibiydi gözleri boştu. Ama sonra birden kendine gelmesini izliyorum.

"Önemli değil herm gerçekten" Burada kesinlikle garip bir şeyler oluyor ama çözemiyorum. Ginny'i birinin çağırdığını duydum ve arkamı döndüm. Ron'du Ginny'nin 'gitmem gerek' diye mırıldandığını duydum sonra hızlıca uzaklaştı.

"Etkileyiciydi" Yn'nin hala burada olmasına şaşırarak hızlıca ona dönüyorum. Ama neden bahsettiğini anlayamadım.

"Neden bahsediyorsun" Gözlerimin içine bakıyordu. Biraz daha bu kadar yoğun bakarsa eriyebilirim.

"Sınıfta yaptığın büyü" Neden bahsettiğini anlayınca kaşlarımı çattım. Orda değildi nasıl bilebilir ki? Aslında dikkat etmedim büyüyü yaptığım esnada gelmiş olabilir fazla düşünüyorum.

"O profesörün aptal olduğu konusunda haklıyım biliyorsun" Biraz düşünmek için bakışlarımı gözlerinden çevirdim. Haklıydı bir kaç cin perisiyle bile başa çıkamadan sınıfı terk etti. Ama hala ona aptal diyemez.

"Bu yaptığın saygısızlık annen baban hiç mi saygısızlık yapmamayı öğretmedi?" alaycı bir biçimde sordum. Ama sonra ani farkındalık çarptı. Ailesi bir kaç sene önce öldüğünü hatırladım. Yüzüne baktım derince kaşlarını çatmıştı. Gözlerinde bir an hüzün gördüm ama sonra sinir yerini aldı. 

Tam özür dileyecektim ki birden daha da yakınımda durmak için bir adım attı. Sinirini kontrol etmeye çalışıyormuş gibi görünüyor. Bu hali korkutucu.

"Bir daha onların adını ağzına alırsan" Sessiz ama sert bir biçimde konuşuyordu. Sonra aniden cümlesini durdurdu. Bir kaç saniye gözümün içine baktıktan sonra hızlı adımlarla koridoru terk etti. Arkasından seslenmeye çalışmak saçma olur hiç kimse onunla yüz yüze gelmek istemezken tüm koridorda adının duyulmasına gerek yok.

Derin bir nefes aldıktan sonra ortak salona yürüyorum kapıda beni şifre soran tablo karşılıyor. Şifreyi söyleyip içeri giriyorum. Harry ve Ron orda aslında onların yanına gidip huzurlu bir şekilde sohbet etmeyi çok isterdim ama az önce olanlardan sonra sanırım geçmem gerekecek.

Onlar beni fark etmeden kızlar yatakhanesine giriyorum. Ben dışında kimse zaten bu erken saatte burada olmaz. Yavaş adımlarla sandığımı açıp geceliğimi alıyorum. Üzerimi değiştirmeyi bitiriyorum ve yatağıma uzanıyorum. 

Nasıl böyle bir şey söyleyebildim ki. Sözler ağzımdan çıktıktan sonra Yn'nin gözlerinde ki hüznü gördüm işte o zaman anladım o ne kadar soyadında slytherin taşısa bile sadece benim gibi bir çocuk. Sonra aniden yaptığım büyüye iltifatı geliyor aklıma. Bir aptal gibi gülümseyerek tavanı izliyorum. Ve yavaş yavaş uykuya daldığımı hissediyorum.


------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yn'nin ne yaptığını hepinizin merak ettiğini biliyorum ama malesef bunu kısa sürede öğrenemeyeceksiniz.

Başka kafanızın karıştığı yer varsa sormaktan çekinmeyin ve bir hatamı fark ederseniz lütfen söyleyin bu işte yeniyim.

hermione x yn slytherinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin