Hermione Granger
Kedinin taşlaşması ve duvarda ki yazının ardından şuan biçim değiştirme dersindeyim. Erken geldim bu yüzden ders başlamadı. Aynı zamanda sınıf boştu. Derste ne yapacağımıza önceden bakmayı seviyorum. Bir sayfada ki bilgileri okuyordum ki adım sesleri duydum. Arkamı döndüğüm de o kişinin Yn olduğunu fark ediyorum.
Yavaş adımlarla yanıma gelmeye başladı. Neden yanıma geliyor? Tam önümde durdu. Bir kaç saniye bana baktıktan sonra yanıma oturuyor.
"Ne yapıyorsun?" Soruma sanki cevabı çok beliymiş gibi ukala bir şekilde cevap verdi.
"Oturuyorum." Ona ciddi misin der gibi bakıyorum.
"Neden yanıma oturuyorsun?" Bana hemen cevap vermedi. Gözlerime bakıyordu. Neden hep bunu yapıyor? Sadece cevap veremez mi?
"Sakatlanan kızın yerine geldim." Şimdi mantıklı gelmeye başladı. Ama cidden omu? O kadar kişi içinden benim yanımı niye ona versinler ki?
"Neden sen geldin?" Şimdi kaşlarını çatmıştı. Galiba onu kızdırdım.
"Bu benim tercihimde değil ve emin ol benim tercihimde olsaydı kesinlikle buraya oturmazdım." Bunu neden söylediğini tahmin edebiliyorum.
Ona baktım bir deftere bir şeyler yazıyor. Ne olduğuyla ilgilenmiyorum. Sadece geçen hafta için özür dileyeceğim en uygun zaman şimdi. Hem kimse yok hem de beni görmezden gelemez.
"Yn" ona seslenmemle bana yavaşla bana döndü. Ne istiyorsun der gibi bakıyordu. Harika benimle konuşma zahmetine bile girmiyor.
"Geçen hafta için öz-" sözüme devam edemeden sert bir şekilde kesildi.
"Özrüne ihtiyacım yok." Sesi sertti. Ama beni korkutmadı, korkutamaz. O gün gözlerinde ki bakışı gördüm incinmişti. O özür dilenecek.
"İhtiyacın olmasa da özür dilerim..." Gözlerinde ki bakış yumuşamadı. Ama artık kaşlarını çatmıyordu. Sanırım bu iyiye işaretti. Hiçbir şey söylemeden önüne döndü. Konuşmayı gerçekten sevmiyor.
Yaklaşık beş dakika geçti ve herkes yavaş yavaş geliyordu. Gelen herkes bize bakıyordu. Harika şimdi herkes bu olayı sorgulayacak. Yn'ye baktım. Ama o sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi yazısına devam ediyordu.
"Gerçekten herkes bize bakarken nasıl yazı yazabiliyorsun?" Daha fazla dikkat çekmemek için fısıltıyla konuşuyorum.
"Rahatsız mı oluyorsun?" Sanki çok anormal bir davranışmış gibi sordu. Benim aksime fısıldamıyordu.
"Bu rahatsız edici" Daha çok bir fısıltıyla cevap verdim. Bana bakışlarını sonlandırdı ve bize bakıp fısıldayan öğrencilere döndü. Umarım kötü bir şey yapmaz.
"Eğer biraz daha bakıp fısıldamaya devam ederseniz-" Devam edemeden aralarından biri lafını kesti.
"Ne yaparsın, bizi sırlar odasına mı gömersin?!" Sesi hem korku hem de cesaret doluydu. Yn'ye baktım. Çok ürkütücü görünüyor. Yavaş adımlarla çocuğun önüne yürümeye başladı. Olay çıkmasını istemiyorum ama ona karışmakta istemiyorum. Yn'nin asa çıkarmasını izledim.
"Az önce ne dedin? tekrar et." Çocuğun çenesine asa ile bastırıyor. Çocuğun titremeye başlamasını izliyorum. Sadece ben değil herkes izliyor. Kimse bir şey yapmaya cüret edemiyor.
Çocuğun ses çıkarmayarak geçiren her saniyede nasıl daha da titrediğini izliyorum. Yn'nin elinde ki asayı bile titremesiyle hareket ettirebiliyor. Sonunda yn asayı çocuktan çekiyor. Çocuk birkaç adım geri gidiyor terden nasıl sırılsıklam oluşuna dikkat ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hermione x yn slytherin
FantasySlytherin varisi sonunda hogwarsa gitmeye karar verir. Bu durum altın üçlünün dikkatini çekerse ne olur? Peki slytherin varisi her şeye rağmen karanlık tarafa çekilecek mi yoksa aşk onu kurtaracak mı? Bu hikayede yn kız yani homofobiksen hikayeye ba...