hermione x yn slytherin

part 2 bölüm 3

Draco malfoy

Elimdeki yemek tabağı ile Yn'in kapısını çaldım.
İçerden gelebilirsin lafını duyunca yavaşça kapıyı açtım. İçeride Yn koltuğunda dışarıyı izliyorken bana doğru döndü.

"Ne oldu Malfoy?" Elimdeki tabağa garip bakışlar attı.

"Hermione tüm gün aç kalmaman gerektiğini söyledi ve yemek getirmem için ricada bulundu." Kaşlarını çatarak bir süre tabağa baktı.

"Saol Draco masaya koyabilirsin." Koyup dışarı çıkıcakken Yn'in seslenmesi ile durdum.

"Neden oturmuyorsun? Sohbet ederdik." Anında kaşlarım havalandı. Babam hep yn ile yakın ol derdi onun sözünden çıkma. Şimdi sohbet edersek babam benimle gurur duyar. Hemen karşısındaki sandalyeye oturdum.

"Draco Hermione hakkında ne düşünüyorsun? Bana gerçek düşüncelerini söyle." Bir süre düşündüm ikisi yakın ters birşey söylemem iyi olmayabilir ama bana onunla işim var demişti demekki oda umursamıyor.

"Saf kan olmayan ve büyücülük dünyasını kirleten biri. Bugün yemek getirmemi söylediğinde ona çok şey söylemek istedim ama işin olduğunu hatırlayınca yapma kararı aldım." Konuşmaya başlamadan önce derin bir nefes aldı.

"Bak Draco Hermione Harry'nin arkadaşı benimle yakın olması benim çok işime geliyor. Ama fazla açık verme ona zorbalık yapma tamam ama isteklerini de yapma birşeyleri anlayabilir o zeki bir kız." Sen ondan daha zekisin demek istedim ama yalakalıktan hoşlanmadığı için sustum. Oda konuyu konu kapattı zaten.

"Eee anlat bakalım quidditch nasıl gidiyor? Bu sene şampiyon muyuz?" İlgi alanımdan bahsetmesi ile gülümseyerek anlatmaya başladım.

Hermione Granger

Kehanet dersi için sınıfa doğru gidiyorum. Bu dersin mantıklı hiçbir yanı yok. Tamamen hayal ürünü ama yinede denemem lazım böylece deneyim ile napacağıma karar vereceğim. Dünden beri Yn'i görmedim ama en son bırakırken gayet sağlıklıydı bu yüzden endişelenmiyorum.

Sınıfa geçip arkalarda bir yere oturdum sıraların üstünde garip örtüler var. Etrafa bakındığımda Yn ile göz göze geldim. Bu dersi almayacağıma adım kadar eminken onu burda görmek şaşırtıcı ama daha şaşırtıcı olan şey kalkıp yanıma gelmesi. Draco bir an Yn'e baktı ama umursamadan önüne döndü. Arkama oturduğunda ona döndüm.

"Naber Granger?" Koyu kahverengi gözleri ile bana bakıyordu.

"İyiyim Yn seni sormalı nasıl oldun?" Dünki sahneler aklımda canlandı.

"Bende iyiyim seni burda görmek garip fala inandığını bilmiyordum ben harika fal bakan bir yer biliyorum. Şakacı yorumunu duyunca kısa bir kahkaha attım.

"Sadece merak ettim bir sonrski ders burda olmam bile ama sen çok fal baktırmaya gidiyor gibisin. Yüzünde ufak bir tebessüm oluştu. Onu böyle gördüğüm nadir anlar var. Belli ki keyfi yerinde. Tam o sırada profesör içeri girdi. Yn ayağa kalktı.

"Fal bakmayı öğrenmede bol şans." Bu hali mi yoksa hiç konuşmayıp somurttuğu hali mi daha iyi karar veremiyorum ama galiba ilkini seçerdim. Gözlerimi ondan çekip profesöre çevirdim.

Dersin sonu profesörün Harry'e ölüceği mesajıni vermesi ile bitti. Bu kadın tamamen saçmalıyor. Ama ders sonunda Harry korkmuş görünüyordu. Şimdi dersten çıktık. Bahçenin merdivenlerinden iniyoruz.

"Ecel denen şeyin Sirius Black ile alakalı olduğunu düşünmüyorsun değil mi?" Ron bile inanmış.

"Gerçekten mi Ron bana kalırsa bu bir saçmalık. Eski tılsımlarsa bence harika bir konu." Ron güldü.

"Bu yıl kaç tane ders alıyorsun sen?"

"Çok değil sadece birkaç tane." Gülerek söylediğimde ikiside güldü.

"Bir saniye tılsımlar dersi alamazsın o kehanet ile aynı saat aynı anda iki sınıfta olman lazım. Birşeyler anladığını anlayınca hemen dalgaya vurmaya karar verdim.

"Saçmalama Ron aynı anda nasıl aynı sınıfta olabilirim ki?" Onları geçerek daha hızlı Hagrid'in dersine gitmeye başladım.