0.1

392 27 47
                                    

"Descarta!"

Küçük oğlanın bağırışına karşılık başını ona çevirdiğinde gülümsemesine engel olamamıştı. Neredeyse yakın dostu olan bu çocuk; September, uzun zamandır hayat arkadaşıydı. Kasabanın ana yolunda bulunan pazarda her sabah denk gelirlerdi birbirlerine ve aralarındaki yaş farkına aldırmadan özgürce iletişim kurarlardı.

"Oh! September, nasılsın bakalım?"

Adımlarını ondan birkaç santim ötede tutup hizasınca eğildiğinde September'ın yüzündeki güneş gibi gülümseme daha da büyümüştü.

"Lavemèi amcadan güzel bir ekmek çaldım. Dün yaptığı kabalığın karşılığını almış oldu."

September işaret parmağı dışında tüm parmaklarını kapatıp, geri kalanı Descarta'ya doğrultarak yüzündeki sinir bozucu gülümsemesiyle söylemişti. Descarta kafasını okşayıp bir kahkaha atar atmaz kendisi de çocuksu haline açılan kapıdan geçip samimi bir gülüşle öz abisi gibi gördüğü dostuna sarıldı küçük kollarıyla.

Ayrıldıklarında Descarta ciddi bir hale büründüğünde dikkatlice dinlemeye başladı;

"Saraya giden hademelerden biri olacağım demiştim ya..-"

"Tanrı'm kahretsin! Seni kabul ettiler mi?!"

"Elbette, ettiler. Ayrıca kral beni gözüne kestirdi sanırım, ve çok tatlı biri."

"Sevgili Descarta, acaba Lee Barhatres Minhes sizi nasıl gözüne kestirebilir?"

Çocuk kızgın bir ifade takınıp sormuştu. Descarta çocuğun başını okşayıp sorusuna sakince cevap verdi;

"Kralı bizzat gördüm bebeğim. O çok yakışıklı."

"Biliyorum biliyorum bla bla bla! Bana şunu söylemeni istiyorum, hemen gidiyor musun?"

Az önce sinirlenen September'ın şimdi gözleri dolmuş, Descarta'nın geniş omuzlarına ellerini koyarak endişeli bir şekilde soruyordu.

"Evet, gitmem gerekiyor. Biliyorsun, valizi boşuna getirmedim."

"Descarta; abiciğim, seni seviyorum.. Ve, ve tek isteğim bunu bilmen."

"Peki September, sana söz! Ben de seviyorum seni! En yakın zamanda döneceğim."

Son kez koca bir sarılmanın ardından Lavemèi'nin dükkanına bıraktığı valizi alıp, kasabanın tozlu hava basmış ana yolu boyunca uzaklaştı. Geride ağlayan September, Lavemèi'nin kucağında teselli ediliyordu.

[...]

"Descarta, siz misiniz?"

"Elbette."

"Kralımız bizzat seni kendi hademesi yapmak istiyor. Ben baş hademe Jennifer Jennie. Sizlerin hareketi, konumu ve yaptığınız işlerden sorumluyum. Kral hakkında bilgi almak için Meslà Rosè'nin yanına gidebilirsin. İyi bir başlangıç için bilhassa o, oldukça önemli biridir."

"Teşekkürler efendim."

Eğilerek selam verdiğinde orta yaşlı kadın yüzüne korkunç bir ifade yerleştirdi;

"Burası uluslar şehri Sydney'dir Bay Descarta, eğilerek selam vermemelisiniz, kralımız Kore alışkanlıklarını sevmez."

"Elbette efendim, tabi efendim.. Ee, Bayan Meslà'yı nerde bulabilirim acaba?"

Soruya karşılık kafası karışmış bir şekilde ona baktı baş hademe. Ardından geniş koridordan geçen bir hademeyi giydiği smokinin ensesinden yakalayıp durdurdu. Hademe ona korku dolu gözlerle bakarken elindeki bezi yere düşürmüştü.

Shadow |Chanlix ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin