Güney bölgesinin, yapraklarında kelebekler ve orman perilerinin hiç durmaksızın uçuştuğu ağaçları küçük pembe tomurcuklarla süslenmişken, güneşin parıldayan ışıkları da o dallar arasından süzülüyor ve büyüleyici ışınlar halinde yer yüzüne ulaşıp toprağı canlandırıyorlardı.Hava mis gibi temizken, yürüyüşe çıkan insanların sıcak sohbetleri, etrafta oynayıp yaramazlıklar yapan çocukların kahkahaları tüm bölgeyi şenlendiriyordu. Sanki Güney toprakları o gün yeni bir canla tanıştığını bilir gibi hayat doluyken delta bebeğin bağ kurduğu sürü oldukça neşeli ve enerji doluydu.
Sürüdekiler bu zamana kadar yaşadıkları her acıyı sanki bir anda unutuvermişlerdi. Omeganın dünyaya getirmiş olduğu bebek daha şimdiden sürüye öylesine bir güç sağlamıştı ki, sürüdeki her kurt o bebeği canları pahasına koruyacaklarına ant içmişlerdi.
Bir kurdun delta olması çok nadir görünen bir olaydı. Deltalar yüzyılda bir dünyaya gelir ve dünyaya geldikleri krallıkların çok uzun bir süre boyunca oldukça güçlü bir hüküm sürmesini sağlarlardı. Deltalar, alfalardan, büyücülerden ve tüm varlılıklardan çok daha güçlülerdi, bu yüzden deltaların varlığı her ne kadar güçlü olsa da, o güce ulaşmak isteyenler yüzünden tehlikeye girebilirlerdi.
Jongin, çocuğunun delta olmasına karşın onun binbir türlü tehlikeyle yüzleşeceğini biliyor ve bu yüzden henüz yeni doğmuş olsa da, bebeğine her türlü korumayı sağlıyordu. Gerçi artık Jongin'in canı yandığında nasıl birine dönüşebileceğini herkes görmüş ve duymuştu, bu yüzden kimsenin bir daha sevdiklerine zarar verebileceğine ve bunun için yeterli cesareti bulabileceklerine inanmıyordu. Lakin yine de tedbirli olmakta fayda vardı.
Omeganın doğumu, beklediklerinin aksine oldukça kolay geçmişti. Kyungsoo çok sağlıklıydı ve bebek ise tahmin edildiği üzere oldukça güçlü bir auraya sahipti.
Jongin onu ilk kucağına aldığında, bebeğinin anında kendisine bağlandığını fark ettiğinde ve onun mis gibi yasemin kokusunu soluduğunda kendisini tutamayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamış, onun halini gören Chanyeol de ağlamaya başlamış ve hatta Jongin sakinleşip Chanyeol'ü sakinleştirmeye çalışmıştı. O anlar tam bir kaos ortamı oluşsa da, Kyungsoo onların bu haline sadece gülmüş ve sessizce köşede gözyaşlarını silmeye çalışan Baekhyun'la kendi gözlerinin de dolmasına engel olamamıştı. Onlar için deltanın varlığı mucizeviydi ve bu mucizeye sahip olmak dünyadaki her şeye bedeldi.
Bebek o kadar tatlı, o kadar sevimliydi ki, görenler hayranlıkla iç çekiyor ve onu sevmek için adeta sıraya giriyorlardı. Lakin Jongin bebeğini kıskanıyor ve kimsenin sevmesine izin vermiyordu. Bu yüzden Chanyeol ile bin türlü tartışmaya girseler de, Kyungsoo bir süre bebeği ikisinin de görmesine izin vermemiş ve onları kendi yöntemleriyle akıllandırmıştı. En azından Jongin artık yakın çevresinin bebeğini sevmesine izin veriyordu.
Omega ise oldukça toparlanmış bir durumdaydı. Gözlerinin içi parlıyor ve etrafına neşe saçıyordu. Doğumdan sonra omegaların iyileşmesi çok hızlı olduğu için, üç gün geçmiş olsa bile oldukça güçlenmiş ve yaraları da tamamen iyileşmişti. O kadar yaşadıkları acının karşılığının bu denli güzel olması, Kyungsoo'nun yaralarını bir nebze sarıyordu.
Şimdi ise kolları arasında güzel bebeğini tutarken, omega sütünü biriktiriyor ve bir yandan da annesini düşünüyordu.
O doğum yaparken, etrafında bir sürü insan vardı. Sevdiği insanlar onu beklemiş, onunla ilgilenmiş ve onu asla yalnız hissettirmemişlerdi. Jongin bir saniye bile yanından ayrılmamıştı. En önemlisi ise, Kyungsoo hiç korkmamıştı. Çünkü en ufak bir durumda eşi hemen yardımına koşacaktı. Sevdikleri, ellerinden gelen her şeyi yapacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LURK || KaiSoo
WerewolfKim Jongin dönemin en güçsüz alfası olarak biliniyordu. Do Kyungsoo ise en güçlü omegası.