Keyifli okumalar.
Emel "Azıcık daha kalsaydın kızım." diyen anneme sıkıca sarılırken Yeşim kapının pervazına yaslanıp onları seyrediyordu. Babannem de Emel'e sarıldığında Yeşim odasına doğru gitti.
"Hep gelesin yavrım, çekinmeyesin." dedi babannem. Emel babannemin içten tavrına samimi bir şekilde gülümseyip halama sarıldı. "Teşekkür ederim her şey için, benim evime de bekliyorum."
Umut Emel'in beline sarıldığında Emel gülümseyerek Umut'un yanaklarını sıktı. "Bir daha gel Emel ablacım."
"Gelirim tabii.." dedi Emel Umut'tan ayrılırken. Gözleri bir anlık etrafta gezindiğinde Yeşim'e bakındığını anlamıştım. Fakat Yeşim Emel'e hoşçakal deme zahmetinde bulunmadan odasına çekilmişti. Emel'in bozulduğunu hissediyordum, zira ben de bozulmuştum.
Emel annemlere son selamını verip çıktığında savuşturmak adına şıpıdık terliklerimi ayağıma geçirerek bahçe kapısına kadar ona eşlik ettim.
"Güzel bir gündü kıvırcık, teşekkür ederim." dedi Emel bana sarılarak. Gülümsedim. "Hep gel."
"Ceyhun'a da selam söyle mutlaka." dedim Emel'den ayrılarak.
Küçük bir kahkaha attı. "Yengem şöyle adamdır, böyle adamdır diye dolaşıp duruyor zaten. Barışmamızda emeğin büyük olduğu için sana kanı ayrı ısınıyor, biliyorum."
"Erkek tarafıyım zaten ben, güvenme bana çok." dediğimde ikimizde ufak bir kahkaha patlatmıştık.
"Biliyordum, hain seni!" diye yalandan kızıp hafifçe omzuma vurdu.
"Emel!"
Emel ile aynı anda sesin geldiği yöne, elindeki beyaz kutu ile terliklerini giymeye çalışan Yeşim'e, döndük. Bir çırpıda yanımıza gelip elindeki kutuyu Emel'e uzattığında Emel'in şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.
"Ne bu?" dedi Emel parmak uçları ile kutuya dokunarak.
"Bomba." dedi Yeşim, ürkütücü çıkartmaya çalıştığı sesiyle. Ardından henüz sadece dokunan Emel'e kutuyu alması için sarstı.
Emel alıp kutuyu açtığında kaşları havalanmıştı. Şaşkınlıkla bana döndüğünde benimde ondan bir farkım yoktu.
"Çizmeler..?" dedi Emel. "Bana mı veriyorsun?"
Yeşim sağ omzunu silkti. "Senin olsun, yakışır." dedi. Umursamaz gibi görünmeye çalıştığı her halinden belli olan Yeşim'e gülümsedim. Emel'e ısınmıştı, hatta belki de sevmişti.
Emel'in dudakları şaşkınlıkla aralanırken Yeşim devam etti. "Ama arada ödünç ver, siyah elbisemin altına çok güzel oluyor."
"Veririm." dedi Emel şaşkınlıkla karışık gülümseyerek. Kutuyu tek eline alıp Yeşim'e sarıldığında Yeşim'in gözleri bana kaydı. Utanmıştı.
"Teşekkür ederim." dedi Emel fısıltı gibi çıkan sesi ile. Yeşim bir şey demek yerine Emel'den ayrıldığında gülümsüyordu.
-
Emel sabah erkenden gittikten sonra akşama doğru Karaca'dan mesaj gelmişti.
-Benimle uyuma fikrini düşündün mü?
Mesajın ardından yarım saat geçmesine rağmen cevap yazmamış, düşünmüştüm. Uyumak için olmasa bile, Karaca ile konuşmam gerekiyordu. Nehir konusunda bana bi açıklama yapması lazımdı. Nehir cevabını sabahı beklemeyecek kadar merak edecek ne sormuş olabilirdi merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mendilimin Yeşili
Teen Fiction"Ordan bakınca aldırış ediyor gibi mi gözüküyorum komutan bey?" Bakışlarını gözlerimin içine dikti "Burdan bakınca nasıl gözüktüğünü anlatmaya kelime mi yeter öğretmen hanım?" - (Not: Bu kitapta gerçekleşen her şey benim hayal ürünümdür.)