Benzemekten korktuğumuz insana dönüşürüz.
Asla yapmam dediğimiz çoğu şeyi hayat bize yaptırır.
Bu hayattın bize karşı savaşı mı yoksa bizim aslında kaderimizi önceden bilip yapmam dediğimiz şeyin canımızı ne kadar acıtacağının farkında olmak ve bundan kaçmak için asla cümlesine sarmalayışımız mı?
Kafamın içerisinde bitmek bilmeyen sorular.
Odamda ordan oraya giden annem.
"Oğlum bir yaptın iki yaptın bu üç oldu. Eve geç saatlerde dönüyorsun artık babana söyleyeceğim" dedi.
Annem bir yandan konuşuyor diğer yandan etrafa saçılan kıyafetlerimi topluyordu.
"Allah aşkına anne nolur o adamın adını dahi ağzına alma."
"İster kabul et ister etme o sizin babanız. Biz iyi anlaşamayabiliriz ama siz bizim gibi olmayın."
"Sizin gibi olmayalım mı? Ya anne dalga mı geçiyorsun ha sen? Biz bu yaşımıza kadar hep tektik. Ben bir kere olsun babamla berbere gidip hava atamadım. Babalar gününde onun için aldığım hediyeleri onunla aynı isme sahip mezarın başına bıraktım. Lan ben bir kere olsun bir kavgada babamı aramadım. Hadi ben koca adam oldum ya kardeşlerim onların ne suçu var niye babasızlıkla sınanıyorlar ?"dedim.
Gözlerim dolmuştu çoktan.
"Onun da kendince sebepleri var oğlum eskiden sizi çok severdi. İşten çıkar çıkmaz eve koşardı." Annem hep melekti herkese karşı melekti. Ama bu durum artık üstesinden gelemeyeceğim bir noktaya gelmişti.
"Anne yeter artık YETER!" Anneme sesimi yükselttiğime mi yansam yoksa artık dayanamadığıma mı?
"Defalarca kaçalım dedim gidelim dedim. Sen ne yaptın her o kadın aradığında koşarak temizliğine gittin. Kocanı elinden alan o kadının çocuklarının kimliğinde bile senin adın var."
Dayanamıyordum hiçbir şeye artık dayanamıyordum.
"Oğlum benim okumam yok yazmam yok gitseydik nasıl bakardım size ben." Kendini ikna etmeye çalışıyordu annem. O da biliyordu ki ben çalışırdım ferhat çalışır bakardık birbirimize. Ama annem asla kabullenmek istemiyodu. Her kaçtığımızda dayanamayıp babamı arıyıp yerimizi söylüyordu.
"Anne yalvarılım bizi gör be artık. Çocuk değiliz biz." Yalvarır gibi çıktı sesim. Babamın yokluğu annemin bize sevgisini göstermeyişi artık ağır geliyodu bana. Bakışlarım kapıdan bizi izleyen kardeşlerime kaydı. Aile dramının ortasındaydık.
Kerem çoktan ağlamaya başlamıştı koşarak anneme sarıldı. Annem kerem yokmuş gibi tepkisizce bana bakıyordu. Anne ellerinle o çocuğun saçını okşaman gerekiyor anne.
"Çıkın odamdan" annem keremi yeni fark etmiş gibiydi ruhsuzca keremi kucağına alarak odadan çıktı.
Kapıyı ferdi kapattı. Odamda tek başıma kalmıştım yine.Kafamı toparlayıp telefonda birkaç işimi yürüttüm. Fabrikayı çok boşlamıştım bu gidişle batmam an meselesiydi. Kendimi toparlamalı işime yoğunlaşmalıydım.
--
1 hafta sonra..
Bir haftaya yakındır geceleri sürekli fabrikaya gidiyor işlerimi yoluna koymaya çalışıyordum.
İrandan büyük bir sipariş almıştık. Gök'e ulaşamıyordum bu yüzden de tüm iş bana kalmıştı.
"Kalkacak mısın artık?" Cem çalışma masamın dönen sandalyesinde dönüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Tüyü
Teen FictionKüçüklüğünden beri nefret ederdi Hamza, Berkten. Küçüklüğünden beri hasretti Berk Hamza'ya. Aralarında olan yanlış anlaşılmaları çözebilecekler mi? Birbirlerinden mahrum kaldıkları her bir dakikayı telafi edebilecekler mi? Aşk ile yanan iki beden. ...