Kelebek Tüyü

20

"Bak Hamza senden başka kimseye güvenemem kabul et" dedim yüzbininci kez.

"Olmaz Berkim olmaz" aynadan kendine bakıp yakasını düzeltti.

"İçimde kötü bir his var her an öğrenebilir anlamıyor musun?"

Son zamanlarda babamın adamı evin etrafında geziniyordu.

Birkaç kere de beni aramış ama açmamıştım.

Fabrika ve arabamı Hamzanın üzerine yapmak için onu ikna etmekle uğraşıyordum.

Neredeyse babamla aynı parayı kazanıyorum ama çok az daha zamana ihtiyacım var.

Onun şirketine rakip olmak için biraz daha zaman.

"Hamza,sen bensin ben de sen"dedim.

Aynanın karşısından omzundan geriye bana baktı.

Siyah gömleği ve altına giydiği siyah pantolonuyla bela benim der gibi görünüyordu.

Yanıma gelip uzunca dudaklarımdan öptü.

"Akşam detaylı konuşuruz sevgilim" dedi.

Bir şey demedim.

Bara uzun zamandır gitmiyordu ben de aynı şekilde fabrikaya.

Fabrika bu duruma alışıktı çünkü uzaktan yürüttüğüm bir sistem vardı ama Hamza'nın barı için aynı şey söz konusu değildi.

O odadan çıktığında kıçımı kapıya dönüp uyudum.

2 saat sonra...

"Olmaz kardeşim olmaz"dedi.

"Lan hepinizde ne bu tavır be ne desem olmaz da olmaz" dedim öfkeyle Ceme.

"Bara götürmem Ferhatı" dedi.

"Ben arabayı kapıya getiriyorum 10 dakikaya hepiniz kapıda olacaksınız" diyip evden çıktım.

Hamza bardayken ben içi rahat şekilde evde oturamazdım.

Tek gitsem kıskanmamdan şüphelenirdi.

Ee Cem ve saz ekipi varken ne gerek var tek gitmeye.

On dakika dolmadan hepsi kapıdaydı. Arabayı onlara doğru sürdüm.

Ferhata baktığımda kafasına şapka geçirmiş yüzünde de maske vardı. Ah cem ah.

"Cem aramızda en dikkat çeken Ferhat haberin olsun." Dedi Mehmet.

"Valla ha şuna bak seksi ve gizemli" dedi Orhan gülerek.

"Ya abiler susun şimdi indirecek beni" dedi Ferhat çocuksu sesiyle.

Ne olmuştu sert kardeşime gerçi ben de ondan farksız sayılmam.

Arabayı barın arka sokağına park ettim ve beraber indik.

Cem kolunu Ferhat'a artıp kendine çekti ve alnından öptü.

"Cem yanımda yapma lan"dedim.

"Sanane oğlum" dedi tekrar öperken.

Onu umursamadan önüme döndüm.

Barın güvenliğine selam verip sıradakileri umursamadan içeri geçtik.

İğrenç bir koku yüzümü buruşturdu. Ter ve alkol kokusu yetmezmiş gibi bir de ağır sigara kokusu vardı.

İnsanlar şarkıya kendini bırakmış renkli ışıklar eşliğinde delice dans ediyor birbirlerine sürtüyorlardı.

Bizimkileri arkamda bırakıp kalabalığı hızlıca geçip bar kısmına geldim.

Kasanın olduğu tarafta Hamzayı görmemle kocaman gülümsedim.