Adamlardan biri sandalye getirdi ve babam üstüne oturdu.Bacak bacak üstüne atıp bana döndü.
Beni sıkıca tutan adamdan kurtulmaya çalıştıkça daha sıkı tutuyordu.
"Ne ara bir gün geçti peder"dedim.
"Seninle vakit harcayamayacak kadar meşgulüm"dedi.
Bir adam elindeki evrakları babama uzattı.
"Bak şimdi sen uslu uslu bu fabrika devretme evraklarını imzalayacaksın ben de sizi özgür bırakacağım"dedi.
"Söz vermiştin lan! Senden çok kazandığımda bırakacaktın!" diye bağırıdım.
"Biz büyükler sizin iyiliğiniz için pembe yalanlar söyleriz"dedi.
Arkada duran adamlar kıkırdadı.
"Canımı al!"dedim.
Onlarca yıl uğraştığım uykumu feda ettiğim zamanımı harcadığım fabrikamı ona devredemezdim.
O fabrika annem ve kardeşlerimin geleceğiydi.
"Şansını zorlama, yakında anneleri de bulacağım, iş çirkinleşmeden imzala şunu"dedi.
"Yoksa birini mi öldüreyim?" diye devam etti.
Bakışlarını yerde bağlı şekilde oturmuş Hamzaya çevirdi.
"Asla!" dedim.
"Onun saç teline dahi zarar versen seni öldürürüm lan!"diye bağırdım.
"Berk sakin ol"dedi Hamza.
Ona zarar verilme düşüncesi bile boğazımda koca bir yumru oluşturdu.
İğrenç bir kahkaha attı babam. Midem bulandı, sağır olmayı diledim.
"Sizin aranızda bir şeyler döndüğünü sezmiştim, nesiniz lan siz?"dedi.
"Sanane lan sanane ağzına sıçtımın sanane"diye bağırdım.
Beni duymazdan geldi.
"Eee kim kimi düzüyor" diyip yine o iğrenç kahkahasını attı.
"Bırak bizi, Hamzaya dokunma" dedim dediği iğrenç şeyleri duymazdan gelerek.
"Bırakacağım ama evrakları imzalamadan olmaz, ya imzalarsın ya da ölür" dedi başıyla Hamzayı işaret ederek.
Yeni bir fabrika kurabilirdim ama asla yeni bir Hamzaya sahip olamazdım.
"Tamam imzalayacağım"dedim.
İki adam bana yaklaşıp kolladımdan tuttular, arkamdaki iri adam önce ayaklarımı çözdü daha sonra ellerimi.
"Berk yapma"dedi Hamza.
Önüme itilen evraklara baktım.
Bir adamının sırtına koydum ve tüm sayfalara imza attım.
Adamlar tekrar beni sıkıca tuttular ve kıvırcık saçlı adam da evrakları babamın kucağına bıraktı.
Bir süre sayfalara göz attı ve koca bir kahkaha daha attı.
"Zararımı fazlasıyla karşıladın. Ama bu özgür olmak için verdiğin bedeli karşılamıyor"dedi.
"Ne demek lan karşılamıyor, koca bir fabrika verdim sana şerefisiz"diye haykırdım.
Bu bedel binlerce insanın özgürlüğünü bile karşılardı.
"Şşşş sakin ol"dedi.
"Lan bir kere olsun sözünü tut"dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebek Tüyü
Teen FictionKüçüklüğünden beri nefret ederdi Hamza, Berkten. Küçüklüğünden beri hasretti Berk Hamza'ya. Aralarında olan yanlış anlaşılmaları çözebilecekler mi? Birbirlerinden mahrum kaldıkları her bir dakikayı telafi edebilecekler mi? Aşk ile yanan iki beden. ...