5. Bölüm

88 7 0
                                    

Artık havaalanındaydım bavullarımı teslim etmek için girdiğim sırada biri seslendi bana:
-Pardon bakar mısınız?
Bu sesi nereden tanıyordum. Hayır hayır olamaz. Mi Soo burada olamazdı.
Ses tekrarladı:
- Pardon bakar mısınız?

"Pardon bakar mısınız?" "Pardon bakar mısınız?"
Bu kelimelerin beynimin içinde bu kadar tekrar etmesi normal miydi?

Bakmak için içim gitse de bakmamalıydım. Olduğum sıradan çıkarak arkama bakmadan devam ettim.

Ama bu sefer bir el hissettim omzumda, nerede görsem dokunsam tanıyabileceğim o sıcaklık o dokunuş...
Ardından ekledi:

-Beyefendi pasaportunuzu düşürdünüz.

Pasaport demek. Bunu almak zorundaydım. Duymazdan gelemezdim. Aynı zamanda göz göze de.. Tekrar birbirimize bağlanamazdık.

Başım önde şekilde döndüm arkamı hızlıca alıp teşekkür edip gidecektim.

-Teşekk-

Sözüm yarıda kalmıştı çünkü tam o sırada açılan ayakkabı bağcıklarını bağlamak için eğilmiş ben başım önde döndüğümde o da kafasını kaldırmış göz göze gelmiştik. Kalbim durmuş olmalıydı. Her şey o günkü gibiydi...

Zaman durmuştu sanki...
An benim için yoktu artık. Özlediğim gözler bana bakıyor başka hiç bir şey görmüyor ve düşünemiyordum.

Kalbim, aklım, bedenim hiç biri birbirine sormadan uymadan başka şeyler düşünüyordu. Kalbim sadece onu ne kadar özlediğimi söylemem gerektiğini ve ona sıkıca sarılmam gerektiğini bana söylerken, aklım buradan şimdi gitmem gerektiğini sadece gitmem gerektiğini söylüyordu. Bedenim, bedenim ise o hiç bir şey yapamıyordu donup kalmıştı.

Kang Mi Soo, o da bir şey demiyordu, diyemiyordu. Karışımda dikilmiş donmuş gibiydi. Böyle olmamalıydı. Tekrar tanışmamalıydık.

Tam olarak kendime gelememiş olsamda "Te-teşekkür eder-im" deyip aldım ve sıraya daha sonradan girip önünde olmamak için çıktım sıradan biraz sonra tekrar girecektim.

Wish You Back / Geri Dönmeni Diliyorum || Han JisungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin