-Önceki Bölüm-
-"Louis..noldu arayan kimdi?"
-"Zayn.."
-"Zayn ne?"
-"O ölmüş Harry.Zayn ölmüş."
-Şimdiki Bölüm-
Ölüm.
Bunun bir kaçış yolu olması gerekiyordu.
Dünya'nın tüm şaçmalığından ve adaletsizliğinden.Artık özgürsündür.Hiç bir şey için endişelenmen gerekmez.Yatırman gereken faturaların,ilgilenmen gereken çocukların yoktur.Bir şey düşünemezsin veya hissedemezsin.Çünkü bilirsin,sen artık ölüsündür.
Önemli olan kısım bu değildir.Asıl soru kim için?
Asıl, birilerinin endişelenmesi gereken şey ölenin arkasında bıraktığı sevdikleridir.
Çünkü onlar hala hayattalardır.O derin acıyı en dipten hissedebilirlerdir.Her gün uyandığında onu özleyecek ve eksikliğini hissedecek olan onlardır.Uçurumun kenarında duruyor gibi ,her an düşecek gibi...
Ve ...çok fazla öfkelilerdir.Ama şüphesiz hala gerçekten,delice ,çılgınca ve içten seviyorlardır.Tüm bu yaşananların hepsi şüphesiz beklenmedikti.
Sisli bir pazar sabahıydı.Hava ,etraftaki insanların duygularına göre hareket ediyordu resmen.Herkes siyahlar içindeydi.Gözler nemli ve ortam birkaç burun çekme sesi hariç sessizdi.
Louis yerdeki topraktan başını kaldırdı ve karşısındaki mezar taşına baktı.
1993-2015
Zain Javadd Malik
Brother,Friend,Husband.
Bu dünyanın en kötü manzaralarından biriydi.
Louis gözlerini Liam'a çevirdi...hemen mezarın yanında duruyor,Zayn'den ona hatıra kalan yüzüğünü avucunun arasında sıkıyordu.Arada bir toprağın üzerine göz yaşları damlıyordu.Zayn artık derin bir uykudaydı.
Eşsiz bir sessizlik içerisindeydi ve sonsuza yoktu.O gitmişti.
Herkes Zayn hakkındaki görüşlerini söylerken sıra Niall'a gelmişti.Konuşmak için öne bir adım attı.O aralarında en duygusal ve iyi kalpli olanıydı.
Derin bir nefes aldı ve ağlamaklı ses tonuyla konuşmaya başladı."Eger şuan burada Zayn bizi izliyor olsaydı bana üzülmememi ve ağlamamam gerektiğini söylerdi...Ama şuan bunu yapabileceğimi pek sanmıyorum.Onun tamamen gitmesi korkunç. Onu çok özleyeceğim.O bir arkadaştan öte benim için herzaman bir kardeşti.Huzur içinde yat kardeşim.Seni seviyorum."
Sıra Louis'deydi.
"Louis,Zayn için birşeyler söylemek ister misin?"
Louis mezartaşına kitlenmişti.Ağzını açacak durumda değildi.Başını hayır anlamında sağa sola salladı.
Son olarak söz sırası Liam'daydı.
Şüphesiz hayatının aşkı,ilk aşkı ve son aşkı için söylemesi gerekenler kalbinin yarıp geçmek için zorluyordu.-"Yıldızlara bakar ve hayallerimizi anlatırdık,sabah ışığına kadar birbirimize sarılırdık.Gülerdik ama şimdi sen... Sensiz bir yarımın eksik oldugunu biliyorsun...seni ve yaptıgımız herşeyi özlüyorum.
Anılarınla her zaman kalbimin en iyi yerine sahipsin.
Hoşçakal sevgilim."
Louis ,Liam'ın yanına gitti ve ona sarıldı.Bunu yapmasa onun düşeceğini biliyordu.
Bu çok zordu.Zayn'in yerinde Harry'nin olduğunu düşündüğünde hissettiği acının onbinlerce katını şuan Liam gerçekten yaşıyordu.
***
Hava iyice soğumuş ,güneş yerini ay'a bırakmıştı.Bu yer insanın içini ürpertiyordu.Liam hala Zayn'nin başında hareketsiz duruyordu.Zayn'nin sonsuzluğunu eşlik ediyordu.
Gitmek istemiyordu.Sanki her an geri gelecek ve ona sarılacakmış gibiydi.Onu ne kadar sevdiğini söyleyecek ve onu bir daha hiç yalnız bırakmayacakmış hissi uyandırıyordu.Tam olarak hissizleşmeden önce tabiki.
Şimdi o hissiz ve kalbi olmadan hayatına devam edecek...
Bu çok fazla zor olmamalı...yani kalpsiz yaşamak. Kuşkusuz Louis bunun mükemmel bir örneğiydi.
***
-"Neden buraya geldik?" Harry Louis'nin mantıklı bir cevap vermesini umdu.
Yutkundu.Neden bunu ona yapıyordu.Burası o otoparktı.Herşeyi mahfeden ve bitiren.Kesik kesik iç karartıcı birkaç anıyı anımsıyordu.
-"Bir şeyler hatırlaman gerekiyor." dedi Louis.
Belli etmesede o geceki şok ve suçluluk hissi hala içindeydi."Ya ölseydi" diye düşünmekten kendini alıkoyamıyordu.
Ve bugünkü olay.Zayn onu derinden etkilemişti.
Harry'nin o günü hatırlaması gerekiyordu bunu tek başına taşıması fazlaydı.
Louis anlatmaya başladı.Dans ettiklerini.Herkesin ağzının açık kaldığını.Herkesin ortasında öpüştükleri ...hepsini tekrardan anlattı.
-"Ardından beraber arabama kadar geldik.Seni öptüm ve iyi geceler diledim.Arabama bindim.Sonra sen uzaklaştın ve kendi etrafında döndün."
Louis burukça sırıttı.
-"Sonra gülümsedin ve o an...Niall'ın neden sana Günışığı dediğini anladım."
Harry hatırlamak için gerçekten çaba sarfediyordu.
-"Gerçekten hiç bir şey hatırlamıyor musun?"
Harry Louis'e yaklaştı ve omzundan tuttu.-"Hatırlayabilmeyi dilerdim."
Louis gözlerini sımsıkı kapattı.
-"Unutabilmeyi dilerdim."
***
Harry yatakta uzanırken Louis bir sigara yaktı ve yanına uzandı.Dirseklerinden destek aldı.Aralarındaki kısa mesafe onları rahatsız etmesi.Birbirlerine şimdiye kadar ki en içten bakışmalarını verdiler.Ardından sessizlik bozuldu.
-"İçimde olmanı istiyorum." dedi Harry sessizce.
-"Emin misin?" Louis ellerini Harry'nin kıvırcık saçlarında gezdirdi.
-"Evet.Sadece...yavaştan al."
-"İlk seferki gibi mi?"
Harry başını salladı ve dudaklarını onunkilere hapsetti.
Bu daha çok aşkın sevişmesiydi.
Asıl soru kim için?
Dünyaya geldiğimiz gün, bir yandan yaşamaya, bir yandan ölmeye başlarsınız.
-MontaigneUMARIN HİKAYEME OLAN HASRETİNİZ BİRAZ DA OLSA GİTMİŞTİR JSODKDPDL YORUMLARINI BEKLİYORUMM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUNSHINE(Larry Stylinson)
Fanfiction-"...oysa ben sanmıştım ki biz seninle..." -"Ne sanmıştın Harry? Sevgili olacagımızı mı?" alayla sırıttı ve devam etti. "Bak Harry dün akşam her ne olduysa hepsi eglence içindi.Sen beni istedin ben de seni.Hepsi bu." -"Sadece eglence mi?" dedi gözl...