2'Anı

62 6 1
                                    

İyi okumalar🖤

-•-•-•-•-•-•-

05.03.2020 (geçmiş)

"Sevgilim! lütfen biraz daha hızlı olur musun geç kalacagız."

Üzerimi giyinmiş, Roza'nın aşağıya inmesini bekliyordum.

"Geliyorum sevgilim."

Aradan yaklaşık iki dakika geşmesinin ardından nihayet ufukta görünmüştü Roza hanım.

"Sınunda" diyip arabaya adumlamaya başladım. Roza'da arkamdan geliyordu.

Arabayı çalıştırıp harekete geçtigimizde Roza, nereye gideceğimizi bilmedigi için sorularını sormaya başlamıştı.

"Ee nereye gidiyoruz?"

"Gidince göreceksin"

Her ne kadar onu geçiştirmeye çalışsamda asla pes etmiyordu. Benden istedigi cevabı alana kadar da susmayacağını biliyordum ama gidecegimiz yer bir süprizden ziyade benim geçmişimdi.

"Hayatım 'merak ediyorum' diyorum sana niye anlamak istemiyorsun!?"

"Sevgilim zaten gelmek üzereyiz az sabret"

Nihayet pes ettiginde derin bir nefes aldım. Aslında şaşırmıştım da çünkü Roza normalde yol boyunca beynimin etini yer istedigi cevabı alana kadarda susmazdı.

Gidecegimiz yere geldigimizde arabayı kenara çekip durdurdum. Roza'nın ne tepki verdigini görmek için kafamı ondan tarafa çevirdim.

Yüzünde şaşkın bi ifade vardı. Buraya neden geldigimizi anlamaya çalışır gibi de bir havası vardı.

Arabadan inip kapıyı kapattım. Onun inmedigini anladığımda biraz yüksek sesle konuşmaya başladım.

"Orada öylece durmayı düşünmüyorsundur umarım."

Roza söylediklerim ile birlikte arabadan inmeye başladı. Yanıma geldiginde elimi tutması için uzattım. O da bunu bekliyormuş gibi hiç bekletmeden elimi tuttu.

Yavaş adımlarla mezarlıgın içine girdik.
Etraftaki kurumuş yapraklar neredeyse mezarları bile kapatmıştı.

"Niye geldik buraya?" Roza'nın sorusu ile hafif başımı egip ona baktım.

"Birazdan anlatacağım"

Sonunda gelme amacım olan mezarı gördügümde adımlarımı sıklaştırıp mezarın tam önüne geçtim.

Yaklaşıp mezarın soguk taşına bir öpücük bıraktım. Buraya gelmeyeli uzun zaman olmuştu. İçimde oluşan özlem ile gözlerim dolmaya başlamıştı.

"Anlatıcak mısın artık."

Roza'nın sorusuyla kendime gelip gözümden düşen bir damlayı elimin tersi ile sildim ve konuşmaya başladım.

"Bu gördügün mezar, Anneme ait." derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim.

"Altı yıl önce bugün Annemi kaybettim... "
Gözümden akan yaşları unursamayıp konuşmamı sürdürdüm.

"Annemle babam boşanmıştı. Boşanma sebebleri şiddetti. Babam olacak o şerefsiz sürekli anneme şiddet uyguluyordu. Biz başka bir şehirde başka bir hayat kurmuştuk ve inanırmısın çok mutluyduk. Ta ki babam tekrar gelip hayatımızı mahvedene kadar. Yılbaşı akşamıydı bütün sevdiklerimiz oradaydı. O akşam o kadar eğlenmiştik ki... Gece bitiminde herkes evlerine dagıldıktan sonra kapı çalmıştı annemin mutfakta işi oldugu için kapıyı benim açmamı istemişti. Kapıyı açar açmaz kafama aldıgım darbe ile bayılmıştım zaten. O kadar aptaldım ki kapının deliginden bakmaya bile akıl edememiştim. belki baksaydım şuan annem hayatta olmuş olurdu. LANET OLSUN!"

Ben kendimden geçmiş bir şekilde aglarken arkamdan sarılan kollar ile burnuma yayılan huzurlu kokusu içimi ısıtmıştı.

Yavaşca kollarının arasından çıkıp yüzümü ona döndüm. Dönmemle birlikte onunda gözünden akan yaşları görmem bi oldu. O an yine lanet okudum kendime. Üzülmesinden korktugum kadını ağlatmıştım.

Elimi yanaklarına götürüp göz yaşlarını baş parmagım ile silmeye başladım. Bunu yapmam ile yüzünü iyice avucumun içne bastırdı.

"Anlatmaya devam etmek ister misin? ama eger daha kötü olucaksan anlatma"

Roza'nın endişe ve merak yüklü sesi ile kafamı sorun yokmuş gibi salladım ve anlatmaya devam ettim.

"Uyandıgımda bi hastanedeydim. Yanı başımda ise teyzem vardı. Uyandıgımı görür görmez konuşmaya başlamıştı ama ben onu duymamıştım sadece tek merak ettigim annemdi. korkarak da olsa annemin durumunu sordugumda yüzünün düşmesi ile anlamıştım az bucuk durumu ama yinede emin olmam gerekiyordu bu yüzden tekrar sordum. Teyzemin agzından bir çok kelime çıkmıştı sorumun üzerine ama ben sadece tek bir kelimede takılı kalmıştım 'öldü' demesinde. Aradan bir kaç gün geçmişti ve ben teyzemin evinde kalmaya başlamıştım. O konuşmamızdan sonra bir daha hiç bir kelime çıkmamıştı agzımdan. Sanki konuşsam ağlayacak gibiydim."
Derin bir nefes alıp devam ettim cümlelerime.

"Aradan 4 gün geçmişti ve ben hala tek kelime etmiyordum. Ama bu süreç içinde içimde öyle bir öfke oluşmuştu ki babama karşı.... En sonunda dayanamayıp teyzeme babamın annemi nasıl öldürdügünü sordum. Teyzemin dedigine göre döverek öldürmüştü annemi. İçimde sanki bir şeyler kopmuştu zar zor o babam denen herife ne oldugunu sordugumda 'O akşam oradan kaçtıgını ve henüz bulunamadıgını ögrenmiştim' Günler sonra öfkem daha da alevlendi ve Kafamda ona karşı ölüm senaryoları kurmaya başladım. Onun ölümünün kendi ellerimle olmasını istedim. Ama o günden bu güne hala bulamadım onu. Ama arıyorum. Arayacağım da...
Son zamanlarda diyorsun ya bana niye hep meşgulsün diye çünkü çok yaklaştım. Onu bulmaya çok yaklaştım. Ve onu bulur bulmaz en acılı şekilde öldürecegim. Eger bu söylediklerimden sonra benden ayrılmak yada uzaklaşmak istersen seni anlarım."

Roza'tüm bu söylediklerimi duymamış gibi hızla dudaklarıma kapandı. İlk iki saniye karşılık veremesemde daha sonrasında bende karşılık vermeye başladım.

Nefessiz kalıp ayrıldıgımızda yüzüme yedigim tokat ile kafam hafif yana dogru çevrildi. Yedigim tokatın şoku ile öylece donup kaldım.

"Bir daha agzından ayrılma lafı çıkarsa sadece tokat atmakla kalmam haberin olsun" söylerken işaret parmagını yüzümde sallamayı eksik etmiyordu tabikide.

Ona sahip oldugum için bir kez daha şükrettim Tanrı'ya.

Ölümüm senin ellerinden olsun sevgilim.
Bu benim için en büyük şeref.
Ölümüm senin kollarında olsun sevgilim.
Bu benim tuttugum tek dilek.
-meyuş

Vaveyla GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin