İyi okumalar🖤
......
Roza'nın anlatımı ile;Bazen kalbimiz, beynimizi ezip geçebiliyor. Kalbimizin sesini dinliyoruz sadece, ama beynimizi de dinlememiz gerektigini hissediyoruz. Dogru hissediyoruz aslında. Çünkü, bazı şeyler kalbimizle halledebilecegimiz kadar insaflı olmuyor. Beynimiz bir süreden sonra işin içine girmek istiyor. Kalbimize 'Bi' dur artık sen. Buraya kadar senin geldigin yeter, artık sıra bende. İpleri ben devralıyorum.' diyor. Çünkü anlıyor artık kalbin yoruldugunu, tükendigini.
'Belki de beynim çoktan elegeçirdi beni.
Susturmuşumdur belki de kalbimi.
Zor olmuştur ama başarmışımdır belki. '
Bir süredir bu kafadayım. Kendimi kandırma peşindeyim. Beynimi ikna etmeye çalışıyorum. Oldugu pek söylenemez gerçi. Ama zorluyorum kendimi bir süredir. Bunun mimarı ise bildiginiz üzere Burçak. Farkındayım hala içimde ona dair bir şeyler var hissediyorum, ama susturdum diyip geçiştirmek istiyorum. Bu saatten sonra bizden olmaz onun da farkındayım. Farkındayım ki böyle davranıyorum ona karşı, o da anlasın o da yoksaysın istiyorum beni. Bir tarafım istemese de istiyorum işte. Biliyorum birçogunuz bu nasıl anlayıştır diyeceksiniz ama degiştiremiyorum bunu...Ve yine ordayım, olmak istedigim ama bir yandan da istemediğim yerde. Yine onun peşinde koşturmaktayım. Sözlerim yaptıklarımla pek eşleşmiyor uzun süredir. Ona 'senden nefret ediyorum' diyorum, ama aslında nefret kelimesini bile onunla aynı cümlede kurmak kalbimi parçalıyor.
Sonra 'Sus Roza.' Diyorum. 'O sana neler yaptı sus. Seni ölüme terketti sus. Ona dair bütün iyi duyguları öldür içinde, sus.'
Sonra yine kin besliyorum ona, ama inan başaramıyorum. Böyle öfke mi olur? İki saniye sinirli kalamıyorum. Ne yaptı bana bilemiyorum...Sessiz sokakta, kulaklıklarını takmış, uzaktan fısıltı gibi çıkan sesi ile eşlik ediyor şarkıya. Kar yağıyor hafif, hafif...
Ama umursamıyor, yürüyor yavaş, yavaş... Bense izlemekteyim arkasından derin, derin... Her adımını kazıyorum aklıma, her fısıltısı okşuyor kulaklarımı ve her kar düştügünde yere, aşık oluyorum bilenircesine...Belki farketti beni, umrumda değil. Bu güzel manzara büyülemişken beni, ne umurumda olur ki. Adımlarım dikkatli, ama bir yandan da umursamaz. Çünkü bu gece ele geçirdi kalbim aklımı. Beynim durdu bu gece.
Ah Burçak! Nasıl hem öldürüp hem de diriltebilmektesin beni. İnmisin cinmisin bilmiyorum, ama kimsenin ol istemiyorum. İnsen benim cinsende benim ol istiyorum. Biliyorum saçmalıyorum. Ama öyle bir manzara var ki karşımda şuan açıkcası ne dediklerim umurumda değil.
Bir banka oturdu az önce. Bense biraz ilerisinde hala izlemekteyim. Hafif kızarmış burnu, ve karlardan pekde görülmeyen saçları, hâla hacimli ve gür.
Boynunda ki atkı sımsıkı sarmış boynunu.
Niye atkı olarak yaratmadın Tanrım beni!
12 ay kış olan bir şehirde, onun atkısı olmaya razıydım halbuki.Ve işte o an, gözlerimizin buluştugu o an!
Farketti belki beni. Umurumda mı ki...
Belki çok çabuk pes ettim, ama aşkta gurur olmaz ki. Tamam bana yanlış yaptı ama affetmek istiyor bir tarafım. Bazılarınız 'Daha dün atıp tutuyordun bugün noldu' diyorsunuz biliyorum, ama özlüyorum. Şu kısacık sürede kokusuna öyle hasret kaldım ki...Belki anlarsınız beni, aşk böyle bir şey. Dün ne dediginize bakmaz, veya bugün ne diyeceginize de bakmaz. Aşk; o an kafasına ne eserse yaptırır size. Duygularınız agır basarsa, hemen hafifletir onu. Aşk; Kendinizi bulmaktır aslında, ama tek farkla. Kendinizi, kendinizde bulmazsınız. Kendinizi, sevdiginizle bulursunuz. Böyle de değişik bir duygudur aşk.
Şimdi karşımda sevdigim kadın, bana dogru yavaş, yavaş adımlıyor. Biliyorum bu özlem bugün son bulucak, hissediyorum. Kokusu burnuma doluyor yavaş, yavaş... Açık hava da bile hissedilebilecek derecede derin kokulu kadın, kokun büyülüyor beni. Kokun sarhoşluk sebebim.
Ve buluşuyor burnum, o ince ve zarif boynunla. Ellerim hafif okşamakta belini, ve delicesine ama incitmekde istemezcesine çekiyorum kendime seni. İşte asıl şimdi sarhoş oldum sevgili!
Kokun etkilemekte inan beni...
......Öpebildigin kadar öp beni.
Sevebildigin kadar sev.
Ve bir gün gidersem eger
Tüm yaşanmışlıklara deger.
<meyuş>
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla GxG
ChickLitHer gün mezarına geliyorum. Her gün yaşadıklarımı ağlayarak anlatıyorum sana. Bilmiyorum belki de alışmaya çalışıyorum yokluguna. Papatyalar veriyorum, toprağını suluyorum ve en önemlisi, özlüyorum... Tam alıştım yokluguna diyorum sen çıkıyorsun...