Lucifer kaybolduktan sonra golemlerin elinde kılıçlar belirdi. Ve golemler bana doğru depar attı, 2-3 savuruşu zar zor savuşturdum fakat ardından savuruşlardan kaçamadım.
Bir kez daha ölmüştüm. Çektiğim acı hala çok fazlaydı.
Golemlerin cansız olduğunu bildiğimden hiç anlaşma dertlerine girmedim. Tutunduğum kılıcım ile yine defans moduna geçtim ve saldırıları savuşturmaya başladım. Ne kadar saldırı savuştursam da golemler yorulmuyordu, daha çok saldırıyorlardı. Fakat ben bir insan olarak belli bir staminam vardı. Bu yüzden onlara yetişemiyorum.
Bu sefer kılıcımı saldırmak için kullandım ve golemlerden birini kesmeyi becerdim. Fakat 5 saniye sonra o da aynı şekilde yeniden canlandı. Anlaşılmıştı, ben saldırmadığım sürece öleceğim onlar da hasar yemedikleri sürece saldırmaya devam edeceklerdi.
Golemlere 7. ölüşümden sonra hala onlara yetişemediğimi fark ettim, fakat bu seferki canlanışımda bir şey fark ettim. Golemlerin kılıç tutuş şekli benimkinden fazlasıyla farklıydı. Biraz da olsa kılıçları nasıl tuttuklarını taklit etmeye başladım ve sanki kılıç kullanmak daha kolay olmaya başladı. Gene de her hasar yiyişimde canım manyak fazla acıyordu.
_________________
Ne kadar süredir bu golemlerle dövüştüğümü bilmiyorum, kaç kez öldüğüm hakkında da bir fikrim yok.
Bu golemler artık çok yavaş geliyordu. Onlar daha kılıcını kaldırmadan golemleri kesebiliyordum ve artık hareketlerini de rahatça okuyabiliyordum.
"..." Değişik bir çan sesi yankılandı. Bu muhtemelen Lucifer'ın bahsettiği çan sesiydi.
Arkamı döndüğümde golemler ve kılıçları ortada yoktu.
Kılıcımı omzuma yasladım ve Lucifer'ın şatosuna doğru yürüdüm.
_________________
Şatoya girdiğimde şato bir önceki günkü gibi sessizdi, basamakları tek tek çıkmaya başladım. Tepeye çıktığımda Lucifer tahtında oturmuş bana bakıyordu.
"Nasıldı?"
"İlk başlarda zorlandım fakat sonlara doğru hızlarına alıştım."
"Anladım."
Lucifer eliyle gelmem için komut verdi, bende kendiliğimden yanına gittim ve dibine girdim.
Lucifer yine ellerini açtı ve sarılmam için işaret verdi, ben de dediği gibi yaptım. Benim kafamı göğüslerinin arasına aldı ve kafamı okşamaya başladı. Kendimi dünyanın en rahat insanı gibi hissediyordum. Keşke bu his sonsuza kadar sürse... Gözlerim yorgunluktan kapanmaya başladı.
Gözlerimi açtığımda Lucifer'ın kucağına kafamı koymuş halde buldum kendimi.
"Uyandın mı?"
"Evet"
Lucifer'ın kucağından yavaşça kalktım ve Lucifer'a baktım. Lucifer'ın yüzünde çok sevecen bir gülümseme vardı.
"..." Çan sesiydi bu, sanırım gitmem gerekiyordu. Lucifer'a görüşürüz deyip kılıcımı elime aldım ve şatodan dışarı çıktım. Kısa bir süre içinde golemlerin dolaştığı yere geldim.
Bu sefer golemlerin elinde bir önceki günden farklı olarak uzun katanalar vardı. Golemlere doğru yaklaştım ve elimdeki kılıç ile saldırdım, golemlerin tepki hızı bugün çok daha fazlaydı. Kolumu kaldırdığım anda ellerimi kesti birisi ve diğeri de bu esnada kafamı kesti.
Anlaşılan o ki günler geçtikçe dövüşeceğim rakipler daha da güçlenip farklı çeşit dövüş teknikleri kullanmaya başlayacaklardı.
Yaptığım hiçbir hareket onlara karşı işe yaramadı, her şekilde defansımı kırıp saldırımı bloke edebiliyorlardı. Kılıçlarının inceliğini ve zarifliğini kullanarak devamlı beni sıkıştırıp öldürüyorlardı. Bu sefer onların hareketlerini taklit edemezdim fakat onlara karşı bir strateji geliştirebilirdim. Katana fazla savurulmaya yatkın bir silah değildi. Bu yüzden birkaç saldırı şekli vardı, fakat saldırılarından sonra rahatça defansa geçip kendilerini koruyabiliyorlar. Kısaca benim onlardan daha hızlı ve çevik olmam lazımdı ki onların saldırılarını savuşturduğum anda defansa geçmeden golemlerin işini bitirebileyim.
Kaç defa öldüğüm ile ilgili bir fikrim yok. Fakat emin olduğum tek bir konu var. Golemlerden herhangi birini bir kere bile öldüremedim ama artık hızlarını takip edebiliyordum, bu sayede kılıçlarını hangi açılar ile tuttuklarına ve ne kadar kuvvetli savurduklarına kadar hepsini okuyabiliyordum.
Golemlerden biri saldırı moduna geçti ve açığını fark ettim, kılıcı savurduğu gibi kaçtım ve golemin dibine girdim. Katana uzun olduğundan dolayı bana yetişene kadar kısa bir zamanım vardı. Kılıcım ile golemi kesmeyi becerdim...
İlk golemi etkisiz hale getirmem üzerinden baya bir zaman geçti. Artık golemlerin ne yapacağını tamamıyla okuyabiliyordum. Bu sayede de avantajını alıp golemleri etkisiz hale rahatça getirebiliyordum.
"..." Çan sesi yankılandı ve golemlerin kumların arasına karışmalarını izledim ve şatoya doğru yola çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennemden Gelen İkinci Hayat
FantasyRen liseye yeni geçen bir öğrencidir ve bu hikaye de onun ölümden sonra geçirdiği şeyleri baz alır.