TUZAK.

68 6 1
                                    

Ders zili çaldıktan sonra Ezgi kendi sırasına geçti.Suratı asıktı ve Kübra'nın hiçbirşey olmamış gibi davranması onu hırsa bindiriyordu.Kübra,Ezgi'nin olanları öğrenmiştir korkusuyla yanına oturup ona neden suratının 5  karış olduğunu sormak istedi fakat biraz çekindi:

'' Ezgi,ne oldu ?''

'' Ya birde soruyor musun !? ''

'' Neyi ? Ezgi cidden birşey anlamıyorum.Ne yaptım ?''

'' Ya... ya sen nasıl bir utanmazsın ? yüzsüz.''

'' Ezgi ! ne olduğunu söylede bende kendimi savunayım .''
 
Sınıfta 11 kişi vardı ve hepsi kendi alemindeydi.Emre,Ezgi ve Kübra hariç.Emre arka sıradan en önde olan Kübra ve Ezgi'yi seyrediyordu.Ezgi kısık ama sert ses tonuyla Kübra'ya karşılık verdi.

'' Ya şu saf ayakların yok mu ,bayılıyorum.Nasıl böyle bi kahpelik yaparsın hala aklım almıyor.Gerçi hata bende samimi olduğum herkese güvenmekle hata yapıyorum, ama dersimi aldım ben.''

'' Ya kanka ben ne yaptım ki ? Ne kahpeliği ? ''

'' Utanmadan hala kanka diyorsun.Dün senden hemen son-''

Ezgi konuşmasını tamamlayamadı çünkü Kimya hocaları derse girince susup ayağı kalkmak zorundaydı.Hoca eliyle oturun komutunu verdikten sonra Ezgi Kübra'ya fısıldadı:

'' Tenefüste konuşucağız herşeyi.''

Kübra'yı içten içe bir korku sarmıştı.Çantasından defterlerini çıkarmak için arkasına dönd ve alt dudağını ısırarak Emre'ye işaret verdi.Emre ' sıkıntı yok' dermiş gibi gözlerini kapatarak kafasını sağa eğdi.Ama Kübra hala endişeliydi.Ezgi 80 dakikanın hemen hemen 55 dakikasını ders dinleyerek  25 dakikasını da  Emre ve Kübra'yı takarak geçirmişti.Sonunda zil çalar çalmaz Ezgi Kübra'nın kolundan tutup götürmeye çalıştı :

'' Ya Ezgi bırak şu kolumu,bıraak nereye?''

'' Tuvalette herşeyi konuşucaz.Herşeyi anlatıcaksın.''

Ezgi tuvaletin kapısını kapatıp hemen konuya girdi :

'' Dün senden 15 dakika sonra Emre aradı beni.Bana onun hakkında konuşmamamı ve onun hakkında bilgi almamamı söyledi ve beni tehdit etti.Nereden biliyor Kübra ha ? Onun hakkında konuştuğum birtek sen varsın.Vardın.''

'' Ohaa benim söylediğimi düşünmüyorsun herhalde ? ''

'' Hayır düşünmüyorum eminim.Senden başkası olamaz.''

'' Ezgi sesini biraz daha yükseltti ve Kübra'yı tuvaletin duvarına iterek:

'' Bundan sonra benimle muhattabını kes.Artık yanında da oturmayacağım,aaa bu arada Emre ile arkadaşlığınız umarım bozulmaz artık gizli saklı konuşmanıza gerek yok ben içeri girdiğimde o anki panikle onun yanından ayrılışını gördüm.''

Ezgi tuvaletten çıkıp kapıyı da hızla kapattıkdan sonra aşşağıya kantine indi.Kendine bi su birde kahve alacaktı çünkü sinir kat sayıları artmıştı.Ezgi yalancılığa ve haksızlığa tahaml olamayan bir kızdı.Kimseden korkmazdı okulda onu kollayıp korayacak çok çevresi vardı fakat Ezgi herzaman kendi işini kendi hallediyor,hiçbirzaman arkadaşlarına güvenmiyordu.Kantin boştu :

'' Abla bir su bir bardak da kahve alabilir miyim ? ''

'' Tabii ki canım. ''

  Ezgi içeceklerini alıp arkasına döndüğü anda Emre'nin buruşmuş suratıyla karşılaştı.Aniden kahve Emre'nin üstüne dökülmüştü.Emre acı içinde t-shirtü eliyle çekiştirerek yanan kısmı serinletmeye çalışıyordu.Birden Ezgi'yi omuzundan hafifçe iterek çemkirdi:

'' Ne yaptın yine asalak ! ? Önüne baksana ! ''

'' Ya görüyorsun ki elimde kahve var ne diye çekilmiyorsun sende ? ''

''Ya kızım bi git.Hem suçlu hem güçlü bi gün elimde kalıcaksın sen .''

Emre sinirli bir şekilde söylene söylene kantinden çıktı.Ezgi yine kala kalmıştı.Gözlerini kırparak yana çevirdi. Tam sınıfa çıkacakken Elif ile karşılaştı.Elif Ezgi'yi durdurdu :

'' Ezgi ne oldu ? Ne bu hırs böyle? kim sinirlendirdi seni yine ?''

'' Elif bundan sonra seninle oturabilir miyim ? Nedenini sınıfa çıkınca söylerim.''

'' Tamam tamam ,hadi gel ders edebiyat geç kalmayalım.''

Sınıfa birlikte girdiler.Kübra Ezgi ile Elif'i yan yana görnce içten içe kıskandı,fakat belli etmedi.Herzaman ki gibi telefonuyla ilgileniyordu.Ezgi sırasının altından montunu ve diğer omzunada çantasını alıp Elifin yanına,cam kenarına geçti.Kübra gözünün ucuyla Ezgi'yi izledi ve umursamıyormuş gibi davrandı.Ezgi şöyle bi sınıfa göz attı ve Emre'nin sınıfta olmadığını farketti.Çok geç olmadan Emre sınıfa geldi,normal olan yüzü Ezgi'yi görünce değişti.Hemen kaşı kalktı ve nefes alıp verirken burun deliklerini açmaya başladı.Bu da öfkelendiğinin belirtisiydi.Ezgi sırasında Elif'e baştan olanları anlatırken onlara fazla uzak oturmayan Emre'nin yanına geldiğini ve başında dikildiğini farketti.O esnada sustu.Korkudan Emre'nin gözlerine bile bakamıyordu.Sınıftakiler susmuştu çünkü Emre'nin kasvetiyle kaplanmıştı bütün sınıf.
Emre aniden Ezgi'nin kolunu tutarak ayağı kaldırdı ve kulağına fısıldadı :

'' Benimle oynama.Daha toysun ve fazla atarlısın çok fazla gözüme batma.''

Ezgi kolunu sertçe Emre'nin elinden kurtarıp yerine oturdu.Cevap vermedi.Elif ise anlamsız ve endişeli bakışlarla Emre'ye bakakalmıştı.O sırada Elif'İn bakışlarını sonlandıran edebiyat hocaları içeri girmişti herkes ayaktaydı hoca kafasıyla oturun komutunu verdi.Sınıftakiler oturduktan sonra hoca defteri imzalamaya başladı.O sırada da Ezgi Elif'e olayların diğer kısmını anlatıyordu.Hoca ilkinde onları konuşurken gördüğünde uyardı fakat ikincide öyle olmadı :

'' Ezgi ve Elif siz ayrılın.Ezgi sen Emre arkadaşının yanına geç.''

Ezgi'nin birden gözleri açıldı içinden itiraz etti. Hocaya itiraz edemezdi çünkü ettiğinde neler olacağını biliyordu.Bu yüzden geçmek zorunda kaldı.Emre'de pek memnun değildi bu durumdan Ezgi'yi sevmiyordu.Ezgi'de onu.Çok net.
İkisininde suratları beş karıştı Ezgi kollarını birleştirmiş direkt önüne bakıyordu.
Kısa süre sonra Emre ve Kübra derste gizlice mesajlaştılar ve 10 dakika sonra da işaretleştiler.Ezgi'nin ruhu bile duymuyordu direkt önüne baktığı için...
Emre Ezgi'ye çaktırmadan ona biraz daha yaklaştı.O esnada Kübra ikisinin fotoğrafını çekti ve Emre'ye baş parmağıyla 'tamamdır' işaretini yaptı.Kübra ve Emre'nin amacı belliydi.Ezgi ve Emre'nin fotoğrafını aldığına göre yine bir şeytanlık peşindelerdi.Ezgi bunlardan habersiz dersi dinliyordu.Kim bilir Emre şeytanı ve yardakçısı Kübra yine ne peşindelerdi.

LİSE ÇAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin