TEHDİT.

39 2 1
                                    

Ezgi,anneannesi,dedesi ve Alya'yıv uğurladıktan sonra asık nir suratla kendini cam kenarındaki koltuğa attı.Canı sıkkın olduğu için ellerini göğüsünde birleştirip düşünmeye başladı.Koltuğun hareket etmesiyle yanına oturan annesini farketti.

"Ne oldu kızım? Suratın beş karış."

"Ne olsun anne? Alıştım iki günde onlara,anneanneme,dedeme ve Alya'ya."

"Birde bana sor kızım.Özlem nedir çok iyi bilirim,senin yaşlarındayken öğrendim."

"Nasıl yani?"

"İşte senin yaşlarındaydım,annem ve babamla köyde kalıyorduk o zamanlar.Köyde okula gidip geliyordum,sonra okulu yıktılar babam da beni İstanbul'a yollamaya karar verdi çünkü derslerime düşkünkündüm,okumak istiyordum.Anneannenlerde İstanbul'a teyzemlere yolladılar.Çok özlüyordum onları ama yapacak birşey yoktu."

Ezgi annesinin anlattıklarını şaşkınca dinliyordu fakat annesinin hüzünlendiğini anlayınca annesine sarıldı.

"Üzülme anne,geride kalmış şeyler.Hem yanındalar şimdi,haftaya da biz gideriz Bayrampaşa'ya üzülme sen."

Annesi de üzüldüğünü farkettirmemek için zoraki gülümseyerek Ezgi'ye sarılarak karşılık verdi.

"Kızım akşam oldu gideyim markete yemeklik birşeyler alayım,baban geldiğinde sofra hazır olsun."

"Tamam anne."

Annesi kalkıp masadan cüzdanını alıp çıktı.Hava hafiften kararmaya başlamıştı bile.Ezgi'de annesi gittikten sonra telefonunu çıkartıp oynamaya başladı.Birden telefonunun çalmasıyla ürktü ve arayanın Ozan olduğunu görünce hemen açtı.

"Efendim Ozan."

"Ozan demeye başlamışsın,abiye ne oldu ? Neyse boşver,evde misin?"

"Evet evdeyim,neden?"

"Ya ben arkadaşımı bizim eve yollayacağım da senin odanda masanın üstünde sarj var onu verirsin arkadaşa."

"Tamam tamam."

"Hadi görüşürüz,by."

"By."

Ezgi odasına gidip masanın üzerinden şarjı aldı ve tekrar salona döndü.Tam koltuğa oturacaktı ki zilin çalmasıyla doğruldu ve kim olduğuna bakmadan otomatiğe bastı.Kapıyı açıp gelen kişinin merdivenlerden çıkmasını bekledi.

Az sonra gelenin Emre olduğunu görünce şaşıedı ve heyecanlandı.Emre'de Ezgi'yi görünce şaşırdı fakat belli etmemek için gözlerini devirdi.Ezgi,Emre'yi çatık kaşlarıyla süzüyordu.Emre'nin de dikkatini çekmişti.

"Fazla bakma,kafa yapmassın."

"Hah! Sen kendini çok yakışıklı falan mı sanıyorsun?"

"Hayır sanmıyorum,öyleyim."

"Tabii ya.Hayır yani hayatımda hiç yakışıklı görmesem gideri var derim."

"Uzatma be! Ver de şu Ozi'nin şarjını gideyim."

Ezgi ters ve sert bir şekilde şarjı Emre'ye uzattı,Emre'de ters hareketlerle şarji Ezgi'den aldı.

"Sen...Ozan'ın neyi oluyorsun?"

"Sana ne?!"

"Yeğenisin."

"Biliyorsan neden soruyorsun?"

"Kızım,benimle öyle dik dik konuşma! Ozan'ın yeğenisin diye birşey demiyorum,sabrımı zorlama."

"Allah Allah! Bu zamana kadar dediklerin,yaptıklarından sonra bence ağzını açma! Salak."

"Sen yürek mi yedin lan? Kiminle konuştuğuna dikkat et."

"Kimsin? 16 yaşındaki kızla uğraşan 18 yaşındaki bi insansın.Pardon! İnsan dedim."

"Okuldaki olayları karıştırma.Aslında pek haksız sayılmam,kapıyı açar açmaz bana nasıl baktığını gördüm."

"Şizofrensin sen herhalde.Nasıl bakmışım?"

" Orasını sen daha iyi bilirsin ama çok ısrar ediyorsan söyleyeyim.Aşık olmuş gibi..."

"Sen ne dediğini farkında mısın? Kendine gel!"

"Kendimdeyim ben lan! Aşşağılayarak konuşamassın benimle."

"Sende bu kadar rahat konuşamassın benimle.Şarjı da aldın defol git! Okul değil burası."

"Bakalım Ozan bana aşık olduğunu duyunca ne yapacak? Hadi görüşürüz."

"Ne diyorsu-"

Emre,Ezgi'nin sözünün bitirmesine fırsat vermeyerek merdivenlerden hızlıca indi.İnerken Nurdan Hanımla karşılaştı.

"Emre,oğlum ne işin var burada?"

"Ozan'ın şarjını almaya geldim."

"Kapıyı Ezgi mi açtı?"

"Ezgi? Ha,evet.Neyse Nurdan Abla gideyim ben."

"Tamam çocuğum,Ozan'a söyle gecikmesin."

"Tamam söylerim."

Ezgi annesinin ve Emre'nin konuşmalarını duyunca şaşkına döndü.Sessizce kapayı kapatıp odasına girdi.Emre'nin en son dediği 'Bakalım Ozan bana aşık olduğunu duyunca ne yapacak?'

Cümlesi Ezgi'yi çok korkutmuştu.

LİSE ÇAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin