22.30
Patron: "Geldim nerdesin?"
Aydınlanan telefonumun ekranıyla gözlerimi ondan çektim. Gelmişti ve tam da önümdeydi bacaklarını saran kot pantolon üstündeki siyah tişörtüyle bile göz alıcıydı.
Burnunun direği sızladı.
Ahu: "Görüyorum seni"
Mesajı göndermemle etrafına bakmaya başladı.
Ahu: "Gözler?"
Diğer mesajını da okuduktan sonra sesini duyabileceğim bir şekilde konuştu.
"Cidden mi?"
Saat geç olduğu için parkta sadece biz vardık. Şuan yürek yemiş olabilirdim çünkü heran gözlerini açıp benim kim olduğumu görebilirdi ama ona ihtiyacım vardı ve ne kadar riskli olsa da yanına gidecektim.
Ahu: "Geri dönmemi istiyorsun sanırım?"
Telefonumu cebime koyarak elimdeki kumaşı sıkıca tuttum.
Gözleri elindeki telefona kayıp ekranını kapatmıştı.
"Peki istediğin gibi olsun"
Burdan gördüğüm kadarıyla gözlerini kapatmıştı, şuan olduğum yere heyecandan bayılacaktım onca zaman peşinden koştuğum adam hemen iki adım ötemdeydi.
Oturduğu banka doğru adımladım gözlerim sırtındaydı arkasından yavaş adımlarla ilerledim.
Adımlarım tam arkasında durduğunda derin bir nefes çekmesiyle omuzları şişti.
"Ahu"
Adımı dudaklarından duymak benim için çok güzel bir şeydi.
Elimdeki kumaşı yavaşça gözlerine bağlamaya başlamamla sert ve büyük elleri ellerimi kavradı.
Kalbim tekledii
"Gerçekten mi"
Ne kadar istemesem de ellerinin arasındaki ellerimi çekerek çok sıkı olmayacak şekilde düğüm attım.
Kendimi tutamayıp kollarımı arkasından boynuna doladım. Şuan hüngür hüngür ağlayabilirdim mutluluktan. Kollarımın arasındaki bedeni kas katı kesildi hareketimle.
Belim eğildiğimden dolayı hafif ağrımaya başlamasıyla kollarımı boynundan çekip yanı başına ilerledim.
Kafasını olduğum tarafa çevirdi beni göremiyordu fakat aynı görüyormuş gibi heycanlıydım.
Yanı başına oturup koluna sarıldım. Şuanki halimizle saatlerce durabilirdim, yanı başımdaki bedenin derin nefesi kulaklarıma doldu.
"Güzelim" sesiyle içimdeki bir şeyler koptu sanki dolu gözlerimdeki yaşlar birer birer dökülmeye başladı.
"Ağlıyor musun sen?"
Normal bir zamanda olsak buna çok gülerdim ama ağlamakla gülmek arasında bir ses çıkardım.
"Gel buraya" sarıldığım kolunu çekerek ellerini belime sarmasıyla bir anda kendimi kucağında buldum.
Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı, kalbim heycanla çarpmaya başladı.
Onun hareketine karşılık kollarımı boynuna dolayarak yüzümü boynuna gömdüm.
Şuan oldukça duygusal hissediyordum çünkü bu kadar ağlamam normal değildi. Bacaklarımı beline dolayarak yerimde daha rahat bir pozisyon aldım.
"Dudaklarını biraz daha hissedersem gözlerimde ki bez parçası yeri bulacak" sanki ağlayan az önce ağlayan ben değilmişim gibi bu söylediğine kıkır kıkır güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON | Yarı Texting (Devam Ediyor)
FantasíaYetişkin içerik!!! ***** Bilinmeyen numara: "Bugün siyah giyinmişsin." Bilinmeyen numara: "Ne isterdim biliyormusun?" Bilinmeyen numara: "O düğmeleri teker teker yavaşça ellerimi kaslı vücudunda gezdirerek açmak isterdim." Bilinmeyen numara: "Ya sen...