(Medyada ki şarkı bu zamana kadar sevgilisi olmamış kuşlarıma gelsin sjsmxjnshd)
Mutluluk neydi sevginin olduğu yer mi yoksa etrafında yalanın stresin bulunmadığı huzurlu bir yer miydi? Hoş ikisi olsa bile ben mutlu muydum yalanlar var etrafımda sevgi ise var mı yok mu bilmiyorum.
Çocukluğum kötü değildi ama dört dörtlük hayatı pembe görmüyordum ailem yanımdaydı sağlıklıydık yeri geldi mutluyduk da ama bazı anlar oluyordu ki yalnızdım, o yalnızlıkta kimse yoktu yanımda konuşacağım içimdekileri dökeceğim biri yoktu. Hep özenirdim anne babası ile arkadaş gibi olan o kızlara ama umudum vardı her gece ağlayarak yastığa dökülen yaşlarımla bir bir yok olsa da çocuktum.
Cihangir...
Ona yazdığım ilk günü dün gibi hatırlıyorum o an dayanamayacak raddedeydim ona yazdığım her kelime içimdeki üzüntüyü, acıyı bir bir azaltmıştı ama şu hayattaki ışığım o mu bilmiyorum. Mutluluk onun adı mı bilmiyorum çünkü ilk defa tattığım bu duygu bana yabancıydı beni cahil yapıyordu bildiğim tek şey ise zaman çaremdi.
Sabahlığımın düşen omzunu yukarı kaldırıp elimdeki işe geri döndüm. Sabahın erken saatlerindeydik uykuya aşık bir ben dünkü gelen mesajla beni uyutmamış sabahın köründe ayağa dikmişti şimdi ise birkaç kapı ilerde uyuyan adamım için kahvaltı hazırlıyordum.
Son döktüğüm pankekide tavadan alıp tabağıma koydum süper bir kahvaltı hazırlamıştım hepsini yemeden kalkarsa onu camdan atacağım bir kahvaltı!
Ellerimi yıkayıp masaya son kez bakıp Ciihangir'in kaldığı odaya adımladım dün ne kadar çok zorlasa da odama sokmayıp onu başka bir yerde uyutmuştum eee azcık burnu sürünsün yani dimi.
Kapıyı yavaşça aralayıp güneşin vurduğu ağzımın sularının akmasını sağladığı bedeni görmemle nutkum tutuldu vay anam babam be analar neler doğuruyormuş harbi maşallah benim yakışıklı adamıma.
Yavaş adımlarla yatağa doğru ilerledim
"Cihangir" korkutmaktan sakınıp sesimi kısık tutmuştum ama horul horul uyumaya devam eden dev adamımla elimi sert sırt kaslarına götürüp teni boyunca sürttüm, aynı zamanda saçlarım sırtına dökülecek kadar yakın kulağına eğildim.
"Cihangir yakışıklı adamım evimin direği hadi uyan"
Yok adam hala uyuyordu ne uykusuna yattın be koçum aklıma gelen fikirle geri çekilecekken bileğimden çekilmemle kendimi yatağa yaslı şekilde buldum.
"Evimin direği ha" boynuma yaslı burnuyla ellerimi ensesine çıkardım.
"Beyim değil misiniz Cihangir Bey" Ne kadar sesimi ciddi çıkarmaya çalışsam da gülmeden edememiştim.
"E beyinsem hatunum beni hoşnut etmeli"
Belimdeki el sabahlığımın kuşağına gitmiş bulduğu aralıktan karnıma örtülmüştü.
"Hmm demek ki beyim hoşnut edilmek istiyor" fısıltı sesim kulağına gittiği an yutkundu dudaklarım kıvrıldı çıplak ayağımı üstümde ki bedene sürterek beline sardım, boynunda ki ellerimi omuzlarına götürüp itmemle karnına oturdum. Gözleri açılan gerdanımdan karnının iki yanında olan bacaklarıma kaydı.
"Her zaman memnun etmek beni hoşnut eder lakin sizin için hazırladığım kahvaltıya lütfederseniz hoşnutluğumuz karşılıklı olur" Oturduğum yerden ne kadar rahat olsam da ellerimi göğsünde ki kaslarına sürterek üzerinden kalktım.
"Hadi pankekler soğuyacak" yatakta yatar halde kalan Cihangir'e son bir bakış atıp odadan çıktım.
Demlenen çayın altını kapatıp bardaklara koydum ne kadar kahve sevsem de kahvaltıda çay içilir nokta
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON | Yarı Texting (Devam Ediyor)
FantasíaYetişkin içerik!!! ***** Bilinmeyen numara: "Bugün siyah giyinmişsin." Bilinmeyen numara: "Ne isterdim biliyormusun?" Bilinmeyen numara: "O düğmeleri teker teker yavaşça ellerimi kaslı vücudunda gezdirerek açmak isterdim." Bilinmeyen numara: "Ya sen...