Ölü Ölüm Yiyen (Final)

314 28 9
                                        




Müzik kulakları sağır ediyordu. Evin her bir köşesi insanlarla tıklım tıklımdı. Herkes gayet mutlu görünüyordu.

Sirius kapının pervazına yaslanmış bir grup Hogwarts mezunlarıyla gülüşüyordu. Evindeki insanların ortalığı dağıtması konusunda hiç endişeli görünmüyordu.

Geri kalan çapulcular ve Lily ise son derece endişeliydi. Gergin havayı dağıtmak için ayaklarıyla ritim tutuyor, zamanın geçmesi için önlerindeki çerezlerden yiyor ve başka şeyler düşünebilmek için saçma konular buluyorlardı.

Peter gitmeyi önerdi ama diğerleri onu duymamış gibi yaptılar. Lily'nin acıma duygusuyla bakan gözleri bir an için Sirius'tan ayrılmıyordu.

"Bu sizi de korkutmuyor mu?"

"Ödüm kopuyor." Remus ağzına attığı cipsle konuştu.

"Konuşmalı mıyız?" James kendini tutamadan sordu.

Ama onlar daha cevap veremeden Sirius kendini arkadaşlarının oturduğu koltuğa attı. Fazla hareketten yanakları pespembe olmuştu.

"Neden eğlenmiyorsunuz?"

Üç çapulcu ve Lily göz göze gelmemeye çalıştı. Sirius arkadaşlarının rahatsızlığını fark etmişti.

"Niye bu kadar abartıyorsunuz anlayamıyorum."

Lily daha fazla kendini tutamadı.

"Senin için endişeleniyoruz."

James gözüyle ona yapmamasını söylemeye çalıştı ama Lily ona bakmıyordu bile.

"Endişelenilecek bir şeyim yok ki!" Sirius güldü.

"Sirius, sonuçta kardeşini kaybettin."

Şimdi üç oğlan da, Lily'nin dudaklarından dökülen gerçeklerin, Sirius'u nasıl etkileyeceğine bakıyordu pür dikkat. Müzikle dolu odada çıt çıkarmaya korkuyorlardı.

"Farkındayım Lils." Sirius güldü. "Ama en iyi ölüm yiyen ölü olandır. Öyle değil mi?"

"Üzgün hissetmek gayet normal dostum." James mırıldandı.

Sirius ona inanamayan gözlerle baktı ve sırıttı.

"Oradan üzgün gibi mi görünüyorum?"

Kimse ses çıkarmayınca devam etti.

"Şimdi, ya mızmızlanmaktan vazgeçip partimde eğlenirsiniz, ya da gidersiniz."

Hiçbiri gitmek için hamle yapmadı.

Güneşin doğmasına birkaç saat kala Sirius evinde yapayalnız kaldığında, yanakları ıslandı.

Gözlerini her kapattığında, yuvarlak yüzlü ve düşmüş ön dişleriyle gülümseyen bir çocuğu görüyordu. Aptal küçük kardeşi artık yoktu.

Güneş doğduğunda bile uyumuyordu ve yanakları hala ıslaktı.





Bittiiiiiiiiiii :')

Bu iki şapşalı aşırı seviyorum ya <3

We'll Still Be BrothersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin