•
°
•
İki kere daha öylece dona kalmış bedenimi becerip ardından odadan çıkmıştı.Artık ağlıyamıyordum bile,kafayı yemiştim,delirmiştim.Öylece tavana bakıp çıplak altımla duruyordum.
Deliğimde ki acı ve bacak aramda ki kan o bölgenin yırtıldığını işaret ediyordu ancak ben eğilip oraya bile bakamıyordum.
Gözlerimi sımsıkı kapatıp dudağımı ısırdım ve ilk defa ölmeyi diledim.İlk defa tanrıdan beni öldürmesini istedim.Buraya getirildiğim günden beri hep umut dolu olmuştum.Birinin beni bulup buradan kurtaracağını umut etmiştim ama olmamıştı.
Göz kapaklarımı araladığım da Tolga'nın gülümseyen ve şevkat dolu yüzünü gördüm,yanımda yatakta oturuyordu ve bana gülümsüyordu.
"Tolga."dedim ağlamaklı bir sesle.
Sanki beni duymuş gibi"Efendim kardeşim?"dedi.
Gözlerimden yaşlar akarken"Benide yanına alır mısın?Ama canımı çok acıtma tamam mı? Çünkü çok acıdı."dedim titrek bir sesle.
O an zihnimde konuştuğumun farkında bile değildim. Psikolojim öyle bozulmuştu ki Tolga'nın illüzyonunu görüyordum ancak bunun gerçek olmadığını beynim kavrayamıyordu.
Tolga bana kaşlarını çatıp"Hayır Zamir.Sen hayatta kalmalısın,benim ve kendinin,bizim gibi olanların intikamını almalısın."dedi.
Evet hayatta kakmalıydım.O gün beni öldürememesinin bir sebebi vardı.
Ruhsuz bakışlarım yerde olan pantolonuma kaydı ve ardından ağrıyan deliğimi ve titreyen bacaklarımı umursamadan pantolona uzanıp hızlıca üzerime geçirdim.
Tam elimi cebime atmıştım ki kapı tekrar açıldı ve içeri Sayit girdi.Bakışları ayakta duran bana kayınca baştan aşağı dağılmış ve yıpranmış bedenimi süzüp zevkle dudağını yaladı.
Midem kasıldı ve iğrenti hissiyle dolup taştım.Kusmak istiyordum ama yapamayacağımı biliyordum.
Yanıma gelip kolumu tuttu ve "Seni evine götüreceğim.Uslu bir çocuk olduğun için."dedi ve beni peşinden sürükleyerek dışarı çıkarttı.
Peşinden ruhsuz bir şekilde sürüklenirken cebimdeki jilet başlığını boynuna saplamak istedim ancak onu o kadar rahat öldürmek ödül olurdu.
Acı çeksin istiyordum.Yaşattıklarını birebir yaşasın aynı çaresizlik ve korkuyu hissetsin istiyordum.
Evden çıkıp depo gibi bir yere geçince ayağımın altında ki toprak ve etraftan gelen rutubet kokusu bile o pislik odadan daha nefes alıcı ve güzel gelmişti.
Sonunda koca bir kavanoz gibi ve bir insanın bile sığabileceği bir şeyin önünde durup kolumu bırakarak kapağını açıp yere fırlattı ve ondan uzakta duran bana işaret verip"Gel."dedi sakince.
Bir şey demeden yanına gidip önce onun donuk suratına ardından da kavanozun içine bakınca korku dolu bir çığlık atıp geri kaçtım.
İçinde gözleri dışarı doğru fırlamış,sarı saçları yüzüne doğru yapışmış bir kızın cesedi vardı.
Çok korkunçtu hemde çok.Ben ağlayarak geri geri giderken o neşeyle kahkaha atıp kolumu sertçe tuttu ve benim çığlıklarımı umursamadan bedenimi tekrar kavanozun önüne getirip ardından belimden tutarak beni havaya kaldırdı ve tek hamlede kavonozun içine koyup çırpınmama bile müsaade etmeden kapağını hızlıca kapattı.
Yanımda ki ceset hareket edip kafası omzuma düşünce ağlama ve çığlık atma arası bir ses çıkartıp elimle kavanozun kapağını ittirerek açmaya çalıştım ancak olmuyordu.
Ağlayarak yanımda ki cesede bakmamaya çalışıp elimle kavanozun kapağına vurup"Yalvarırım çıkar beni buradan.Nefes alamıyorum ne olursun çıkar beni.Ne istersen yaparım çıkart beni ne olur."diye ağlayarak yalvardım ancak dışardan gelen takırtı seslerinden başka bir şey yoktu.
Delirmiş gibi çığlık atıp"Orospu çocuğu aç!Aç nefes alamıyorum."diye çığlık attım ama yine ses yoktu.
Kafamın derisini yüzme pahasına saçlarımı çekiştirdim ve bir anda cebimde ki jilet bıçağı aklıma gelince yanımda ki kötü kokulu cesede yüzümü buruşturarak biraz daha yaklaşıp ve cebimden jilet bıçağını çıkarttım.
Ardından ağlayarak ve öğrerek ölü kızın kafasını kucağıma koyup kavonozun içinde zor bela dizlerim üzerinde oturacak şekile geldim ve elimde ki jilet bıçağını kavanozun kapağına yaklaştırıp köşelerden baskı uygulayarak açmaya çalıştım.
İlk denemem başarılı olmadı ancak biraz daha güç uygulayınca kapağın bir tarafı havalandı.Sevinçle jilet kestiği için kanla dolu elimi oraya götürüp hızla kapağı açtım ve yere fırlatarak dışarı çıktım.
Çıkar çıkmaz titreyen dizlerim ve bedenimle derin bir nefes alırken az önce bir cestle kapalı kalma düşüncesi hızla eğilip midemdekileri yere kusmamı sağladı.
Orada biraz soluklandıktan sonra kafamı çevirip etrafıma bakındım.
Sayit benden 5 metre uzaklıkta arkası dönük bir şekilde yeri kazıyordu muhtemelen mezar kazıyordu ve beni diri diri gömecekti.
Bilmiyordu ki kazdığı mezara kendi girecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pain | Gay
General Fiction+30 |Tamamlandı.|√ • • • Hikayelerdeki gibi bir kahramanın gelip beni kurtarmasını,bu bataklıktan çekip almasını çok çok istemiştim ancak o kişi hiç gelmemiş var olmamıştı bile. Benim kahramanım kendimdim... • • • Not:Eşcinsel bir hikayedir,rahatsız...