"Aslanın askerleri burada!"
Leydi Eileen Campbell, çığlığı duyduğunda nefes nefese kalmıştı. Dakikalardır devam eden kılıç savaşının sonunda artık takatini yitirmek üzereydi.
Tanrım lütfen beni öldürsün.
Karşısındaki adam İskoçya'nın Aslanı'ydı. Bu kadar dayanabilmeyi bile beklemiyordu. Yalnızca Daria'nın kaçmasına yetecek kadar zaman kazanmayı ummuştu. Küçük kız kardeşi bu korkunç kaderle yüzleşmek için daha çok küçüktü. Dadısı Emily ile birlikte kalenin gizli çıkışını kullanarak çoktan kalenin dışına çıkmış olmalıydı.
Eileen son gücüyle bir hamle yaptı ancak hamlesi Aslan tarafından maharetle uzaklaştırıldı ve sonunda genç kadının kılıcı yerdeydi. Yüzünü saklayan örtüsü ve geniş pantolonuyla kalenin hanımı görüntüsünden son derece uzaktaydı. Bir asker gibi görünmeyi ummuştu ve adamın gece kadar siyah bakışlarındaki ifadeye bakarak başarılı olduğunu düşünüyordu. Aslan onu öldürmek üzereydi.
Hızla kapıya göz attığı an Aslan onu sertçe duvara yapıştırdı. Eileen ağzından kaçan acı bir inlemeye engel olamamıştı.
''Cüssene göre kötü değilsin. Eğer bana boyun eğersen askerlerim arasında bir yerin olabilir.''
Eileen nefes alış verişini düzenlemeye çalışırken adamın söylediklerini duymuyordu.Yalnızca adamın görüntüsünü fark etmemeye çalışıyordu. Eğer cüssesini, çıkıntılı yüzünü, kılıç kullanırken dalganan kaslarını fark ederse şimdi olduğundan çok daha fazla dehşete kapılacaktı. Hayır,asla fark etmemeliydi.
Adam mutlak kuvvetiyle onu duvara perçinlerken fark etmemesi imkansızdı oysa ki.Eileen'in kalp atışları bu yeni farkındalıkla artarken Aslan yüzünü örten örtüyü kaldırmasına engel olamadı. Şimdi dehşete kapılma sırası genç adamdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAZAP
Historical FictionLeydi Eileen Campbell hayatı boyunca bir çok kez kendini korkunç durumların içinde bulmuştu. Annesinin, babasının ve ağabeyinin kaybı... Küçük kız kardeşiyle birlikte İskoçya sınırındaki küçük kaleleri ve verimli toprakların da sorumluluğunu almak d...