B.S~Bölüm 3

5 1 0
                                    

Herkese merhabalar :) Internetim olmadığı için kaç kişi okuyor bilmiyorum ama okuyanlara teşekkür ederim, Bunu nasıl yazįyorsun derseniz, tabletten yazıyorum ve internetim oldukça yayımlıyorum. Hepinizi öptüm :* :* :*

Odanın kapısı tıklatıldığında, Kapıya yöneldim ve kapıyı açtım.Melih bey'i görünce hemen kapının kulpunu bıraktım ve hemen önümde utangaç şekilde sallanmaya başladım.

"Sana olucağını tahmin etmezdim."Bir anlık ne yapacağımı bilmezken hemen soruyu yönelettim.

"Sorması ayıptır ama,... bu kıyafetleri nereden buldunuz.?" ilk biraz düşünürcesine, sonrada üzgünlükle,

"Eşimin,...Kıyafetleri"Gözlerim hafif pörtlerken,

"Eşiniz beni evde görünce razı olacak mı?" dediğimde bana güldü, sonra telefonundaki saate baktı ve bana yine gülerek cevap verdi.

"Hımm, şu an...ölmesi gerek." dediğinde iki elimi 'o' şekli almış ağzıma götürdüm. Bir iki adım gerilerken, oda bana doğru gelip 'sakin ol' der gibi ellerini bir yukarı bir aşağı indirip kaldırıyordu. Ayağım bir şeye takılırken, geri doğru düşmek için sayıyordum. 1... 2... ve...? veee??? sıkıca kapattığım gözlerimi açtım, Nefesi burnumda hızlıca nefes alıp veriyordu.Beni tutmuştu.Gülerek beni doğrultmadan önce omuzuna bir kaç kez vurdum.

"BIRAK BENİ PİS KATİL!" laflarımı umursamadan beni doğrulttu.

"Onu ben öldüermedim." bu sefer iki elim alnımda bir sağa bir sola bakıyordum.

"Anlamıyorum ya." dedim bir anda. Bana gülerek.

"Eşim hastaydı, Büyük bir hastalık, ve şey ummh....öldü."Gözleri dolmuştu, Masanın üzerindeki mendillerden bir tane alarak melih Bey'e ilerledim.ona yavaşça yaklaştım ve Mendille gözlerini silerken Elimin üstüne elini koyunca bende durakladım,

"Teşekkür ederim,,.. sanırım gerisini ben hallederim."Elimdeki mendili alıp bana arkasını döndü ve kapıyı kapatıp çıktı. Mavi gözleri benim için hala daha alışılamazdı. Bakmaya doyamadığım mavi gözleri, kaslı yüzü ve kaslı vücudu. Unutulmaz bir erkekti, Kadınıda çok şanslıydî. Yatağa oturup bir kaç kez mırıldandım.

Love me like you do,
lo-lo love me like you,
love me like you do,
lo-lo love me like you do,
touch me like you do
to-to touch me like you dooo,
what are you waiting for?

bir kaç kez bu şarkıyı mırıldanırken duvar boyunca olan camdan bende manzarayı izledim. Telefonum çaldı sandım ama değilmiş.

"Eyvaaahh, ben telefonumu ne yaptım.?" odadan çıkarken merdivenlerden inecekken son anda vazgeçtim, Bu evde çok oda vardı, Melih bey hangisinde?

Bu koridoru boydan boya odalarını gezdim. sonuncu oda kilitliydi. ilk tık tık'ladığımda ses gelmeyince,

"Melih bey? orada Mısınız?"

"Telefonun burada," arkamdan gelen ses ile irkildim. Bana telefon uzatırken ben ona şaşkınca baktım.

"Bu telefon benim değil." onun dışında diğer şeylere bakmaya çalışsamda, ona bakıyordum.

"Biliyorum, o gün telefonunun üstüne basmışım kırıldı tamirciye götürdüm, adam 'bu tamir edilmez.' diyince bende sana yeni telefon aldım." başımı onaylarcasına salladığımda elinden telefonu aldım ve teşekkür ettim. telefonu elimde evirip çeviriyordum, ama telefona bakmıyordum, bu bir telefonla oynayış oluyordu.

"Aşağı gel istersen televizyon izliyorum." kafamla onayladım. onu izliyordum, Aşağıda ağır bir koku vardı, içki şişelerini ard arda dizmiş ve orayı burayı dğıtmış. ikimizde ikili koltuğa oturunca, Bana bakıp içki uzattı,

"Ister misin?" Ilk biraz baka kalmıştım, daha önce hiç içki içmemiştim.

" daha önce hiç içki içmemiştim."

"Tadına alışırsın, ilk önce bende böyle tepki verdim." kafamla onayladım ve içkiyi elime aldım. Yudumladıktan sonra yüzümü ekşittim. Halime gülerek ve kahkaha atarak baktı.

"ne var ya ilk kez içiyorum."

"iç iç." dedi içki šişesini ağzıma götürüp bastırırken, Mecburen yutmak zorunda kaldım, Ayaklarımı öteye beriye savurdum. Boğulacaktım resmen. Šişeyi kahkaha atarak ağzımdan çektiğinde, ben yine ekşi yüzümle ona baktım,

"Aslında ekşi olmasa iyiydi." dediğimde bana 'yapma ya' der gibi baktı,

"tamam tamam,"dedikten sonra ayağa kalktım ve bileğimden tuttuğu için koltuğa yine yapıştım. Ikimizde gülerek birbirimize bakıyor, dayanamayıp kahkaha atıyorduk.Bir anda o susunca bende sustum, Bana derin düşüncelerle bakıyordu. Ben ise anlamaya çalışıyordum. Kafasını omuzuma yaslayıp esneyince bende esnedim. göz kapaklarım kapanmak için direniyor, ben ise kapatmamak için direniyordum. Bir kaç kez nedenini bilmediğim halde kıkırdadım. Melih pozisyonunu bozmadan bana seslendi.

"efendim?"bir kaç kez cevap vermemeyi tercih etti. her seferinde ağzını açıyor ve kapanıyordu. En sonunca uykulu sesiyle,

"Benimle uyu...bu gece," dedi. Bu beni baya şaşırtmıştı. doğrulup bana baktı, uykulu gözleriyle yine biraz daha söylendi,

"Beni sev ben uyurken, şefkat göster, ihtiyacım var." şaškın şekilde kaldım. Bileğimden tutup beni kaldırdı ve merdivenlerden çıktık. Bunu yapacakmıydım? ilk kez bir erkekle uyumak, ilk kez bir erkeğe şefkat göstermektense ben hep utangaçtım. Ben bunları düşürken çoktan yatak odasına gelmiştik. kapıyı açıp içeri girmemi istedi, içeri girdim. oda arkamdan gelip kapıyı kapattı. ona arkam dönüktü şimdi. Ağzımı araladım ve arkamı döndüm. gördüğüm manzara, kalbimi yerinden çıkarıcaktı resmen, t-shirt'ünü çıkarıyordu, o kaslarııııı. of be! bana doğru geliyorken ben bir kaç adım geriledim. utanıyordum. Bana sarılınca durakladım. ellerim havada kalıyordu.

"Me-me-melih bey."

"Ismim Melih. Melih bey değil" uykulu sesi beni etkiledi.

"Şimdi mi uyuyacağız daha erken ya." biraz daha ertelemek istiyordum. utangaçlığımdan terlerim ard arda geliyordu. Melih beye sarılmaya karar verdim. titreyen ellerimi beline yerleştirdim. Yada belinin hafif üstü sırtı.beni daha sıkı kavrayınca bende dayanamayıp inledim.

"a-acıyor." sesime aldırıš etmeden bir sûre sonra beni bıraktı.

"pardon" yatağa yattığında bana bakıp,

"Yanıma gelecektin." dediğinde utangaç şekilde yatağın diğer tarafına geçtim ve koyu mor rengi yumuşak yorganı utangaçça kaldırdım ve yatağa yattım. Yorganla üzerimi örttüğümde, Hemen sanki bu anı bekliyormuş gibi bana sarıldı...

Bize SonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin