Şule buna izin vermezdi.
Veremezdi.
Can Hale'den korkmuştu ama bu Burak'ı incitmeyeceği anlamına gelmiyordu.
Endişe hakim oldu Şule'de birden.
"Ya Hale Teyze şimdi gidip Burak'tan çıkaracak hırsını.Hem ne biliyorsun sen Can hakkında?"
"Zamanı geldiğinde her şeyi anlatıcam hayatım.Ama şimdi değil.Sen çabuk Buraklara git şimdi. Ortalık karışabilir."
dedikten sonra Hale, Burakların evini tarif etti Şule'ye.
Şule Burakların evine vardığında gırtlak gırtlağa buldu Can ile Burak'ı. Ölesiye nefret ediyorlardı birbirlerinden.
Nefretlerinin sebebi neydi ? Bilmiyordu. Tek bildiği , birbirlerinden edişleriydi. Bu nefret yalnız kendisi yüzünden ettikleri kavgayla sınırlı değildi anlaşılan.
Öncesi de olmalıydı bu nefretin.
"Ya ben sizi her gördüğümde kavga etmek mi zorundasınız?!" diye çıkıştı Şule sokak ortasına açılan bahçeli evin kapısının önünde.
Birden Ece çıkageldi sokağın başından. Onun ne işi vardı burada ? Her yerden çıkıp gelmesini iyi biliyordu.
Can haykırdı Ece'yi görür görmez,
" Sen bunun için mi sevmedin beni ha? Bunun için mi ?!"
Şule duyduklarına inanamıyordu. Ece Burak'ın sevgilli değil miydi? Daha doğrusu eski sevgilisi...
Ece ile Can'ın ne ilgisi vardı o zaman? Can ne demek istemişti?
Sesini çıkarmadan olayları izlemekle yetiniyordu yalnızca.
Can öfkeden deliye dönmüşttü. Evin içine girmeye yeltendi o öfkeyle. Burak itiyor, içeri almamaya uğraşıyordu ancak nafileydi. Can'ı durdurmak imkansız gibiydi. Ellerini havada savuruyor, küfürler ediyor, bağırıp çağırıyordu. Çileden çıkmıştı.
"Katil..! Çık dışarı! Bizi yıkamayacaksınız anladın mı ? Çık dışarı ! Sen öldürdün onları biliyorum çık!"
diye haykırıyor, yerinde durmuyordu.
Şule için de Ece için de işler gittikçe karışıyor, düğüm haline geliyordu. Katil ne demekti öyle ? Çok ağırdı.
Ece durmamıştı yine yerinde, hiçbir zaman beceremediği gibi. Koştu, Burak'a sarıldı Can'ın gözleri önünde.
Can zaten öfkeden kabarıyordu. Bir de nispet yaparcasına bu...
Ağız dolusu küfürden sonra arabaya bindi gitti Can. Geldiğine bin pişman olmuştu şimdi.
Tüm bunlar ne demek oluyordu?
Ece Can'a yüz verip Burak'la mı çıkmıştı? Burak buna nasıl göz yummuştu?
Kötü biri miydi ki bunu yapsındı?
Hayır anlamında başını salladı kendini yatıştırmaya çalışırcasına Şule. Her şeyi anlamıştı dese bile, katil ne demekti ?
Hiçbir şey anlamadığını kendisi olmasa da yüzü gayet net anlatıyordu.
İşler karışıyordu.
Hiç kimsenin de , beklemekten başka çaresi yoktu.
* * *
Akşam olmuştu.
Burak tüm olanlara rağmen sakinliğini korumayı başarmıştı.
"Meseleyi böyle herkesin içinde bağırıp çağırması iyi değil" dedi babası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkma Ben Varım
Teen FictionGece yarısını geçiyordu. O saatte uyumak ona göre değildi. Annesi dahil herkes uyumuştu. Bahçeye indi. Yan yatmış, bağdaş kurmuş, çömelmiş ya da tam düşecekken bir yana tutunuvermişe benzeyen harap evler kalabalığıyla birbirini kesen daracık sokakla...