Zorla Güzellik Olmaz.

160 16 1
                                    

"Ne işin var senin yine burada?" dedi Şule kısa bile sayılmayacak adımlarını okulun önüne kadar sürdürdüğünde.


Ukalalık edip "Seni görmeye gelmedim heveslenme" diyeceğini düşündü karşısında kollarını bağlamış biçimde duran Can'ın.


Öfkeyle karışık bir hüzünle baktı Can Şule'nin gözlerinin içine.


İtiraf etmeliydi Şule, korkmuştu bu ukala çocuktan. Onu dinleyemeyecek kadar sıkkın olmasına karşın Şule sadece Can'ın vereceği cevaba odaklandı.


"Ece için geldim. Delirme hemen" dedi Can hiç de Şule'nin beklediği gibi ukala tonda olmayarak. "Hayırdır, çok mu merak ettin beni?" diye sürdürdü sonra Can çatık kaşlarıyla.


"Ne merak edicem seni be!" diyerek kestirip atmaya çalıştığı Can'ın bakışlarından giderek kurtulup okul merdivenlerine doğru yürürken.


Ece'yle karşılaştılar.


"Gelmiş seninki kapıda" dedi Şule kaşlarını kapıya doğru işaret ederken.

"Ne?!" dedi Ece Şule'ye bakmadan.

Kapıya koştu sonra.


"Can?"


"Ece" dedi Can bakışlarını vücuduyla paralel biçimde Ece'ye doğru çevirirken.


"Burak'a olanlardan haberim yok deme sakın." diyerek sürdürdü hala taşımakta olduğu sakinliğiyle.


"Var" demekle yetindi Ece bu konuda hala sıkıntılarının olduğunu belli eder tonda.


"Beni nasıl biri için istemediğinin farkındasındır artık sanırım? Ha?"

Can'ın bu sözleri tırnağıyla oynaşıp durmakta olan Ece'yi utandırdı. Köşeye sıkışmış gibi hissetmeye başlamıştı Ece artık.


"Burak'ı hala seviyor musun?" diyerek devam etti Can aynı sakinliğini muhafaza etmeyi sürdürerek.


Bir cevap bekliyordu.


Beklediğiyle kaldı Can.


Ece cevap vermeden gitmek istedi Can'ın yanından. Can izin vermeyecek, kolundan tutacaktı mutlaka.


Konuşmaktan başka çaresi yokmuş gibi görünüyordu.


"Evet, seviyorum."


"O halde Burak'ın hapiste olmasını herkesin öğrenmesine baya bir üzülürsün" dedi Can olanca öfkesiyle okulun bahçesine sert adımlarıyla yürürken.


Sakinliği yerini öfkeye bırakmıştı.

Gözü dönmüştü.


Okulda herkesin arasında Burak'ın neden hapiste olduğunu haykıracaktı. İnsan öfkesinden ne yapması gerektiğini kestiremez, sağlıklı düşünme yetisini kaybederdi neticede.


Ece Can'ın hoyratlığını bilen tek tük insanlardan biri olarak bu durumda Burak'ın başına neler gelebileceğini kestirmek zorundaydı. Ne yapsa Can'ın önüne geçemedi Ece.


Can çoktan insanları toplamaya başlamıştı.


Olamazdı.


Burak'ı insanlara rezil edemezdi.! Hem de bizzat kendisi yüzünden.


Engel olmalıydı.


"Heey..!Burak bakalım sevinecek mi ? " diye bağırdı Can öfkeden alnında şişmiş damarlarının verdiği ürkünç yüz ifadesiyle.


Ece'nin aklı durmuştu.


Bir yığın insan Can'ın etrafındaydı şimdi.


Yapacak tek şey vardı.


Kalabalığı yardı Ece. Şaşkın bakışlar arasında, Can her şeyi anlatmadan birden elini tutuverdi Can'ın.


"Biz artık çıkıyoruz. Can bunu söyleyecekti."



Korkma Ben VarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin