HAYAT BENİM ; BAŞROL ONUN

5/1.Bölüm

*Multi'Carly'*

Carly'den

Her şey ne zaman yoluna girecekti? Girecek miydi? Biraz zaman saçmalığı hiç bir boka yaramıyordu. Zaman iyileştirmiyor, daha da delip geçiyordu benliğimi. Gecem hiç iyi geçmemişti. Babamla yine tartıştık.. Kendimi nasıl yatağa attım bilmiyorum. Kendimi iyi hissetmiyordum, herkese saldırı halindeydim.

Babamla kavgamızın tek nedeni benim dalgınlıkla babamın koltuğuna oturmuş olmamdı. Üstüne üstlük kızan ben olmuştum! " Senin koltuğuna kalmadık" diyerek içimdeki ergen, atarlı Carly'i doğaya saldım. Bilmiyorum gergin bir dönemim ve şuan Arpi'ye, Yiğit'e kırgınım. Yatağıma oturup ayaklarımı birbirine çarparak derin bir nefes verdim ve uzun bir süre terliklerimin desenini süzdüm. Yavaşça yatağa uzandım ve nasıl uyuyacağımı bilmeksizin gözlerimi sımsıkı kapadım.

Okula nasıl gidecektim? Hayır, tabi ki benlik bir sıkıntı yok; ben onlar yüzünden ne yapacağımı şaşırdım..
Gözlerimi kapattıktan bir süre sonra düşüncelerimle uyukladım.

-

Gözlerimi açtığımda geç kaldığımdan şüphelenerek telefonuma baktım.

/1 Yeni Mesaj/
'Serseri'

Yatakta hızla doğruldum ve kendimi toplamaya çalışarak şaçlarımı geri ittim. Bir dakika.
BİR SANİYE.. OGÜN!!

" Günaydın.. Ihh. Şey, nasılsın?"

Hızla yutkundum, numaramı vermemiştim, nereden almıştı? Cevap vermeli miydim? İllaki.

Gönderilen; Serseri
" Günaydın, numaramı verdiğimi hatırlamıyorum? "

Birkaç dakika sonra ekran ışığı yandı.

Serseri; " Benim kim olduğumu nereden biliyorsun Henderson? "

Nereden biliyordum? Evet çocuk haklı, doğru söylüyor. Nereden biliyorsun Carly? Hı? Mesaj yazmaya başladım;

" İki buçuk sene önce ' Neden Kuş?' etkinliğinde almıştım.. Kalmış :/ " Görderdikten sonra derin bir nefes vererek ayaklandım.

Ekranımın ışığı iki kez yanıp söndüğünde mesaja tıklarken acele ettim.

" Sonuçta bir sapık, tecavüzcü, hırsız ya da belalı biri olabilirdim.. Silmemen beni düşündürdü doğrusu. " sinirden gözlerim kısılmış, ağzım açık bir şekilde mesajı milyon kez okudum. Ne yazmam gerekiyordu?

" Sonuçta seni tanıyorum, hem unutmuşum sürekli seni takip edemem ya!!" mesajı gönderdikten sonra salona geçtim, yandaki boş bahçeden sesler geliyordu. Yeni komşu mu geliyordu yoksa? Perdenin ucunu hafifçe araladım ve göz gezdirdim. " Humm. Bir aile sanırım " Arkamdaki sesle ürperdim " Kimmiş bakalım aile?" babammış.

" Yan tarafa yeni birileri taşınıyor sanırım" geri çekildim ve uzaktan izledim.
" Evet benim eski iş arkadaşım ve oğlu." pekala, beni ilgilendirmez.

-

Kafamı dağıtmam için gerekli olan tek şey çalıştığım kafeydi. Telefonumu kapattım ve babam ortalarda yokken sakin adımlarla kapıya ilerledim.
Evden çıkmamla kendimi taksiye atmam bir oldu. Kafeye vardığımızda Melih abiyle selamlaşıp ceketimi falan çıkardım, rahatlamaya ihtiyacım vardı.
Elime bir içecek aldım ve siyah yüksek deri küçük koltuğa oturdum. Mikrofonu hafif kendime yaklaştırdım. Mırıldanmaya başladım. *Tom odell-Another Love*

Arpi'den

"Aradığınız kişiye şuan ulaşılamıyor" Carly.. Aç şu telefonu..

Telaşlanmamak elde değildi. Neredeydi? Otobüste durağı kontrol ederken bir yandan sesli mesaj gönderiyordum. Evine en yakın durakta indiğimde koşar adımlarla evine yürüdüm. Kapıyı çalıyorken bir yandan da tıklatıyordum, Tülin abla kapıyı açtı " Şey. Merhaba " başımı salladım ve gülümsedim. " Carly evde mi acaba? " kafasını iki yana salladı.

" Çıktı tatlım. Yarım saat oluyor" gözlerim açılmış dinledikten sonra bir şey söyleyemeden koşarak caddeye ilerledim. Telefonumun kilidini açıp Ogün'ü buldum. Telefonumu kulağıma tuttum nefes nefese ilerlerken telefon açıldı.

" Ogün Carly ortalarda yok. " bir ara yarım kalmış selam kelimesi duyuldu.

" Nasıl yok? Sen neredesin? Anlamadım " sinirlenmiştim. Hadi ama.

" Ogün soru sormayı kes. Çabuk okula gel." Telefonu suratına kapatıp bir taksiye bindim. Hiç bir yerde paylaşım yapmamış, telefonu hala kapalı.. Nereye gidebilirdi.. Ah, lanet olsun! Ben onun en yakın arkadaşıyım..

Okulun kapısında indiğimde şoföre ücreti ödedim ve Ogün'ü beklemeye başladım.

Ogün'den~

Arpi beni aradığında neye uğradığımı şaşırdım, üstüme bir tişört ve kot geçirip botlarımın bağcıklarını bağladım. Evden hızla çıkıp kaskımı taktım ve motorumu garajdan çıkardım. Korkuyordum, kendine bir şey yapar mıydı?

-

Okula geldiğimde motordan inip Arpi'ye yaklaştım. " Neler oluyor? " ne yapacağını bilmeyen, dolmuş gözlerle anlatmaya başladı.
" Yok. Telefonu kapalı, evden çıkmış ve ben.. Bilmiyorum Ogün nerede?" Kollarımı ona sarıp saçlarını okşadım. " Bulacağız. Sizin gittiğiniz yerlere gitmiş olabilir mi?" Biraz geri çekilip bana baktı.

" Mağaraya giderdik bisikletle. " elinden tutup motora yürüdüm ve arkadan kask çıkardım. " Atla" kaskını geçirip motora yerleştiğinde belime sarıldı, ve adada ki mağaraya sürdüm. Umarım oradadır. Soğuk rüzgar yüzüme çarparken içimden dua ediyordum. Bilmiyorum, sanırım benim için değerliydi...

2. PARTI GELECEKKK COK GÜZEL ŞEYLER OLACAKK *-*