Multi'Ogün'
" Sence de kalbim bu sefer çok direnmedi mi Yiğit?"
Belki de bazı şeyler için, konuşmak için çok geçti. Vicudumu tümden bir umutsuzluk kaplamıştı. Umutla dolu her hücrem şuan bomboştu. Tabii aslında hayat üzülmek için fazla kısa, insanların beyni de beni üzmek için fazla az. Kendime gelmeliydim, tabi ki de bunu yapacaktım. Güçlüyüm ben. Öyle gözükmesem de buna inanmak zorundasınız. Sanki, her gece hayranlıkla izlediğim ve en sevdiğim yıldız kaymış gibiydi. Düşünsenize artık hiç bir gece orada olmayacak. Bulut yürüyüşü de olabilir tabi.. Tam bir bulutu bebeğe ya da , bir kalbe benzetmişken başka bulutlara karışıp bozulması. İnsanlığın sonu gibi, Terminatör filminde yaratıkların ölmeden, dünya kurtarılmadan filmin bitmesi gibiydi. En sevdiğin şekerleme dükkanının kapanması..
Bu haksızlık, bu tüm direnişlerimin sonu. Cupkek'imin kabarmaması. Çok korkunç, Tülin ablayla alışveriş gibi. Bu Arpi'nin " Her şey güzel olacak" cümlesi kadar iğrenç ve berbat. Kuşadasının; Serçeadası falan olması kadar gereksiz. Karnıyarık'ın patlicanla yapılmaması.. Tam anlamıyla işkence , tam bir zulüm.. Bana yapılan üzme protestosu!!
" Yani, çok-" lafımı bitirmeme izin vermedi. Baş parmağını dudağıma koydu " Boşver güzellik, anlatma ben senin içini iyi bilirken bana anlatman saçma değil mi?" gülümsememi eksik etmedim.
" İyi ki yanımdasın, iyi ki senin gıcığın olma şansım oldu. " Egosu türbülansa giren Yiğit gülümsemesi.
" Tamam, demedim say." eli belimi sarmıştı ve ben de bir elimi ona sarmıştım " Bu haksızlık çok çekiciyim bi kere"
" ha-ha-ha!" heceliyerek alay ettim. " Arabam yolda kalırsa seni çağırırım " hafif adımlarla arka bahçede turluyorduk. " O gazla dağa bile çekerim!" bi kahkaha attım, tamam tamam gülmeyeceğim.
" Popon senden önce çıkmış o dağa " onu izledim. Egolu panda! Kolumu sıkıca sardı ve sıvazladı.
" Çok soğuk, girip ceket alalım "
Dersimiz bedendi, aslında Yiğit 'le dertleşmek çok iyi bunu her hafta yapıyoruz. Hala kulağımda kızların yaptığı dedikodu dolanıyor. Telefonlarındaki o iğrenç ötesi resimler.. Tamam belki de güzeldi. Yani.. Ogün ve eski sevgilisinin fotoğrafları ne kadar güzel olabilirse okadar. Yani umursamamaya çalışam da yanıyordu canım. Netice de gizlemek söylememek , birnevi senden haberi olamaması onu her saniye kaybetmek demektir. Bu ne kadar aşşağılayıcı ve berbat bir şey bir fikriniz var mı?
Yiğitle beraber sınıfa ileriledik Ogün'ün dersi boştu sanırım, Yiğit onu gördüğü anda kollarını belime sarıp beni kendine çekti gözlerimi açtım ve kaşlarım istemsizce kalktı. Bozuntuya vermeden ellerini ensesine doladım, bakışlarını hissediyordum, aşık olduğum erkeğin kaşısında kankası ;kankamla olduğum duruma bak! Bugün berbat bir gün.. Yiğit'in bakışları fazla anlamlıydı, takibi farklı bir anlam değil ama gözlerimi izlemesi ensesini ve saçlarını okşamama neden oldu. Ogün kapıyı sertçe çarpıp sınıfına girdi, bizim durumumuz hala aynıydı "Yiğit?" ellerimi gevşettim. Kollarını bir anda çözdü. " Yavaş be!!" diyerek sert çıktım.
Ceketini almıştı. Arpi de elinde çikolatalı sütlerle bize koşturuyordu " Yardım Et!" kucağında sayamadığım kadar çok vardı, ceplerine de sıkıştırmıştı. Şebek.. Elinden üç tanesini aldım birini açıp pipeti yutarcasına içme çektim. Ogün'ün tepkisi şaşırtmıştı. Neden öyle bir tepki vermişti ki? Sonuçta biliyor bizim çok yakın olduğumuzu. Hem o önce sabahki rezalete baksın!
Keşke bilseydi, keşke duyabilseydi sessiz çığlıklarımı, onu ne kadar kıskandığımı.. Telefonum çalıyordu, sütümden ayrılmama neden olan..
![](https://img.wattpad.com/cover/31443155-288-k809548.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT BENİM ; BAŞROL ONUN
Genç KurguBir genç kız. Bir erkek. Paramparça bir aile. Platonik bir aşk... " En değerlin kim? Söylesene?" Ne demeliydim?