Yeonjun
"yeonjun açıcak mısın artık kapıyı gülüm" dedi soobin yarım saattir yaptığı gibi zili çalarak
"hayır, sence açmalı mıyız maho" dedim yanımdaki boşluğa
"maho kim?" dedi soobin zili çalmayı bırakarak
"ev cinim"
"aşkımdan cinlenmişsin bakıyorum" dedi kahkaha atarak
"maho diyor ki polisi aramalıymışız"
"mahocum şaka yapıyordur" dedi zile basarak
"noluyor burda lan" diyen kai de ortama dahil oldu
"yeonjun bana kapıyı açmıyor" dedi soobin
"iyi yapıyor" dedi kai
"bana açmadığı için sana da açmıyıcak" dedi soobin
"ne alaka"
"açarsam o da girer" dedim omuz silkerek
"az beynini kullansan sen de anlardın" dedi soobin
"kullanmak istemiyorum belki ya siz niye hep benim üzerime geliyorsunuz zorbalıyorsunuz beni arkadaşlarım bile sevmiyor beni haruto nasıl sevsin" dedi kai, sesi ağlamaklıydı.
"siktir cidden ağlıyorsun baksana adını bile öğrenmişsin neden üzüldün bir şey mi yaptılar üzülme ben döverim onları" dedi soobin
"yapmadılar bir şey ama meğer haruto iki yıldır beni seviyormuş lise birden beri"
"yeonjun ben girmiyicem tamam aç kapıyı hadi kai içeri girsin" dedi soobin
"pekiii" dedim ve kapıyı açtım.
Soobin içeri giren kai'nin omzunu sıvazladı ardından da merdivenlere yöneldi. Gitsin istemedim o an, geri gelsin istedim. Balkona koştum ve soobin'in gözükmesini bekledim.
"SOOBİN"
"EFENDİM, SARKMA ORDAN DÜŞECEKSİN" dedi endişe ile
"NELİ PİZZA SEVDİĞİMİ HATIRLIYOR MUSUN?"
"HATIRLIYORUM DA NE ALAKA?"
"KAP İKİ PİZZA BİZE GEL"
"İSTEDİĞİN PİZZA OLSUN" dedi ve koşarak caddeye çıktı.
O gözden kaybolunca ben de hızla içeri koştum ve koltuğumda ölü gibi yatan kai'nin sırtına oturdum.
"anlat bakalım ne oldu?"
"arkadaşı geldi yanıma anlaşmışlar aralarında haruto daha fazla üzülmesin diye bırakmışlar benle uğraşmayı"
"ne güzel bir haber işte"
"kötü yanı harutonun iki yıldır beni sevmesi ve benim iki yıldır onu üzmem" dedi alnını okşayarak
"bile isteye üzmedin kai bilseydin böyle davranmazdın"
"elbette davranmazdım ama iki yıl aynı sınıfta olup adını öğrenmemiş olmam kim bilir onu ne kadar üzdü aptalın tekiyim"
"bir şeyleri düzeltmek için hala vakit var bak bize bir yık ayrı kaldık onuncu sınıf boyunca ağladım ama şimdi onu affetmeye hazırım"
"affedecek misin?"
"bence artık affetmeliyim ama bu süründürmeyeceğim anlamına gelmez" dedim göz kırparak
"süründür hakediyor"
"seni bu kadar üzgün görmek üzdü beni" dedim somurtarak
"koymuşum sana" dedi kai kısa süreli bir gülümseme eşliğinde
"salaksın hala" dedim omzuna vurarak
"haruto bana ne dedi biliyor musun?"
"ne dedi?"
"neden sınıf değiştirdiğini sorduğumda yorulmuşumdur belki de artık dedi yani bu demek oluyor ki aynı sınıfa düşmemiz tesadüf değildi ben cidden ne bok bir adamım lan bir türlü görememişim gözümün önündeki güzelliği"
"ne kadar uzun ve düşünmek gerektiren bir cümle kurdun lan ateşin falan var mı?"
"aşk diyoruz buna aşko"
"bakıyorum haruto koymuş sana" dedim kahkaha atarak
"kapıdan kavga sesleri mi geliyor?"
"öyle gibi bir bakim ben" dedim ve sırtından kalktım
Kapıyı açtığımda birbirinin saçlarını tutmuş bağıran taehyun ve beomgyu ikilisini görmemle içim rahatladı.
"kapıma mafya dayandım amınakoyım napıyonuz" dedim sinirle
"kapıyı benim çalmama izin vermedi" dedi beomgyu sinirle
"o da benim çalmama izin vermedi" dedi taehyun sakinlikle
"beraber çalsaydınız"
"uf ben onu beşi bilmem soobin aradı kai'nin anası sikilmiş pizza yicekmişiz geldim maşamı bıraktım o kadar yürüdüm bu kapı benim hakkım" dedi beomgyu içeri dalarak
"ulan ben ışınlandım sanki yarra bak" dedi taehyun
"senin motorun yok mu piç" dedi içerden bağıran beomgyu
"bak çantandan maşanı alır kırarım sus"
"maşamın çantamda olduğunu nerden biliyorsun sapık"
"götüne mi sokcaktın mal başka nerde olabilir"
"ya sus sapık"
"zorbasın beomgyu
"susun" dedi kai sonunda konuşarak
"ben zevk alıyordum ya niye böldün" dedim
"sinirimi bozuyorlar gitsinler söyle" dedi kai hareket etmeden
"gördün mü senin yüzünden beni dışladı arkadaşım senin ben ta amınakoyayım"
"ben de senin taa amınakoyayım sevgili arkadaşım"
"ben sizin amınıza sevgiyle koyayım" dedi kai
"uf çocuk zaten acı çekiyor susun bari azıcık" dedim ciddiyetle
"bunlar bizi anlamıyor taehyun gel biz hayday oynayalım" dedi beomgyu
"oynayalım bakalım" dedi taehyun hiç karşı çıkmadan
Zilin çalması ile koşarak kapıyı açtım, açmaz olaydım.
"kai misafirimiz var" dedim içeri doğru bağırarak
"haruto mu geldi" dedi neşeyle
"yok bölüm sonu canavarı bu" dedim yutkunarak
"aşk olsun canavar falan özlemedin mi beni?"
"hayır geri git" dedim ve kapıyı yüzüne kapattım
"SİKTİR DÜŞÜNDÜĞÜM KİŞİ Mİ?" dedi beomgyu
"sapık falan mı döveyim mi?" dedi taehyun hemen şişerek
"daha kötüsü o gün yağmurun altında öptüğüm kız" dedi kai kafasını yastığa gömerek
"ve kaiyi tüm okulun önünde rezil eden kız" dedim
"yuh kaos harutoyu da çağıralım mı?" diyen taehyun beomgyudan dirsek yiyince sustu.
"kovayım mı?" dedim kai'e hitaben
"bırakın gelsin derdi neymiş bakalım" dedi kai ayaklanarak
O andan sonra başımıza gelecekleri bilsem asla açmazdım kapıyı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman
FanfictionBirbirinden nefret eden iki arkadaş grubu ve büyük bir yanlış anlasilma... taegyu, yeonbin