Beomgyu
"manit misiniz bizim hıyarla" dedi hyunjae gülümseyerek
"arkadaşız" dedim sessizce
"heheh ben anladımmmmm" dedi hyunjae kaş göz yaparak
"ne anladın?"
"friendzone çakıyon sen bizim haytaya" dedi gülümseyerek
"o da beni arkadaşı olarak görüyor saçmalama"
"anlarım ben seviyor o seni" dedi gülümseyerek
Taehyun kim ben kim yuh
"abarttt" dedim sonunda kibarlığımı bozarak
"göt taehyun beni manitama rezil etti o yüzden ben de onu rezil etcem"
"ben manitası değilim"
"ne fark eder her türlü rezil olcak"
"tamam hadi bana onu ezip dalga geçebileceğim bir koz var"
"geçen gün sarhoş olup bir çocuğun ayağını yaladı" dedi kahkahalara boğularak
"ne yuh sen şaka mısın" diye ben de kahkaha atmaya başladım
"çocukta şaşırdı tabi taehyun da kalkıp sanki götünü yaladım kardeş dedi"
"yuh onu da yalasaydın" dedim kahkaha atarak
"sonra çocuk kalktı baktı bu yakışıklı istersen onu da yalayabilirsin dedi"
"eh götüm taehyun ona mı kaldı?"
"kıskandın mı lan ne bu tavırlar?"
"ne alaka ne alakaaaaa"
"tamam tamam bişi demedim"
"sohbetinizi bölüyorum ama bişi demem lazım" dedi yeosang saçları ile oynayarak
"gitti dimi?" dedi hyunjae suratını düşürerek
"kim gitti?" dedim merakla
"taehyun" dedi jisungta katılarak
"ne" dedim istemsizce
"o böyle gider arada" dedi yeosang açıklama bulmaya çalışarak
"beni o getirdi ve bırakıp gitti mi?" dedim şoka girmiş gibi
"isteyerek yapmıyor" dedi hyunjae bana doğru bakarak
"o has-" yeosang bir cümleye başlamışken jisung onu susturdu
"söylemek bize düşmez yeosang"
"çocuk göt gibi kaldı bilmesi gerek jisung"
"kendileri aralarında halletmeli bence de" dedi hyunjae
"hadi gel seni taehyunlara bırakayım da konuşun" dedi jisung bana bakarak
"peki" dedim daha fazla tepki vermedim
Sessizce yürürken jisung durdu ve bana döndü
"sinirlisin ve üzgünsün ama lütfen fevri davranma ve onu dinle şu durumda onunla görüşebileceğini düşünmüyorum sanırım kuzeni ile konuşmalısın" dedi jisung elleriyle oynarken
"ne dinliyicem ya ağzını yüzünü kırıcam onun" dedim sinirle
tek kelime daha etmeden binaya girdim ve dördüncü kata çıkarak hızla kapıyı çaldım. Neden beni göt gibi bırakıp gittiğini sormam gerekiyordu o orospu çocuğuna. Ya bir insan davet ettiği birini nasıl bırakır gider? aklıma almıyor deliricem karıya mı kaçtı oç naptı?
"buyurun" dedi tatlı minyon bir kadın kapıyı açarak
"ben soobin ve taehyun'un arkadaşıyım da mümkünse ikisinden birini çağırabilir misiniz?" dedim kibarca
"tabi tatlım bir saniye, soobin annecim arkadaşın geldi" dedi kadın içeri seslenerek
"naber beom bişi mi oldu?" dedi soobin
kuzenin beni klozette kalan bok parçası gibi bıraktı da o kadarcık
"evet oldu nerde o kuzenin" dedim sinirle
"içerde uyuyor neden ki?"
"girebilir miyim?"
"elbette" dedi ve kapının önünden çekildi
"hangi oda"
"gitme yanına" dedi soobin kolumu tutarak
"konuşmam gerek o piç kurusuyla maşam evde kaldı şükretsin yoksa bu evden ölüsü çıkardı bugun"
"öncelikle kuzenim hakkında düzgün konuş gel odamda halledelim bu mevzuyu" dedi ve beni köşedeki odaya sürüdü
"o it kuzenin beni hiç bilmediğim bir yere hiç bilmediğim insanların arasına atıp kaçtı ağzını yüzünü kırıcam onun" dedim sinirle
"beomgyu sakin ol biraz taehyun...o... bu davranışları bilerek yapmıyor"
"ne diyorsun ya o çocuklar da bişiler saçmaladı derdi ne o zaman kuzeninin? siz ikiniz sürekli birbirinizi korumak zorunda mısınız? sinir bozucu oluyorsunuz bazen"
"elbette korumalıyım onu herkesten ve her şeyden korumam gerek beom o hasta" dedi soobin bana bakarak
"ne hastalığı soobin ne diyorsun açık konuş?"
"taehyun...histriyonik kişilik bozukluğuna sahip"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman
FanfictionBirbirinden nefret eden iki arkadaş grubu ve büyük bir yanlış anlasilma... taegyu, yeonbin