hani aromantiktin orospu cocu | sunkyu

10-meleğim ya yalan da söyleyemiyo

"Eee ne yapıcaz şimdi?"

Chanhee;kendi ekibini de toplayıp Sunwoo, Jaehyun, Juyeon, Younghoon ve Eric'lerle beraber okulda bir yerde Changminden habersiz buluştular.

"Şimdi şöyle ki bizim Changmin çok şerefsiz biri yani özellikle bunun Sunwoo'ya karşı bir şeyi yoksa bizim ittirmemiz lazım."

"Zorla güzellik olmaz ama?"

"Konu Sunwoo ve Changmin ise olur babiş deme öyle."

Sangyeon bu konularla ilgilenmemesine rağmen toplantıya izleyici olarak katılmıştı.

"Orası öyle ama şimdi o nasıl olacak?"

"Ya bak şimdi biz Changmin'i manipüle edicez Sunwoo'ya aşık olması için."

"Onu ben yapıyorum zaten amk bir arpa boyu yol alamadım bile."

"Deme öyle geçen kantinde bu mallar (Jacob hyung dışı) farketmedi ama Changmin sizin geldiğinizi görünce senin için 'Benimki' dedi şimdi bu da önemli bir şey bence."

Sunwoo'nun yüzünde Kevin'dan duyduğu şey sayesinde gururlu bir gülümseme oluştu.

"Kevin'ım benim be fark etmiş hemen!"

Sunwoo gülümseyerek Kevin'ın sırtını sıvazlarken Kevin da şımartıldığı için egolu bir şekilde gülümsedi.

Aslında bu iki grup arasında hiçbir sorun yoktu, sadece iki salak birbirlerine "düşman" oldukları için pek vakit geçiremiyorlardı.

"Ya bu Chanhee hem Sunwoo'nun hem de Changmin'in arkadaşı değil mi? Chanhee'nin bulunduğu yerde her türlü Changmin de bulunuyor, o zaman Sunwoo'yu da bu olaya dahil etsek her türlü beraber bulunucaklar burdan da yürürüz."

"Parayla çalışıyor aklı."

"Valla beni de buraya parayla getirdiler."

"İşte ticari zeka."

Haknyeon ve Eric yumruklarını tokuşturduktan sonra Jaehyun konuşmaya başladı.

"Aslında Haknyeon'un dediği mantıklı. Aynı yerde bulundukça birbirlerini adam akıllı tanıma imkanları olacak."

"9. sınıfta o zürafa benzetmesini yapmıcaktın Sunwoo."

"Ya ben nerden bileyim ilerde bunun olacağını?"

Bu iki grup buluştukları merdiven altı karanlık yerde konuşurken Changmin de okulda deli danalar gibi koşturup kendi arkadaşlarını arıyordu.

"Amlarına koyucam bunların!"

Changmin koridorlarda koştururken 10. sınıflardan birini gördü.

"Heh,Jake! Abim sen gördün mü bizimkileri?"

"Hangi sizinkiler? Sunwoo hyung taraf mı yoks-"

"Niye herkes beni Sunwoo ile anıyor dicem sebebini de biliyorum. Neyse,yok canım diğerleri."

"Ha yok görmedim hyung."

Changmin teşekkür ederek onun alt sınıfı olan öğrencinin omzunu patpatlayıp yanından ayrıldı.

~~~

"Nerdeydiniz?"

Changmin en sonunda kendi ekibini bir yerde bulmuş ve sorguya çekmişti.

"Valla ben Haknyeonla beraber hocaların peşinde koşturuyordum."

Kevin,cümlesinden sonra Chanhee, Sangyeon ve Jacob'a baktı ve cümlesine devam etti.

"Ama onları bilemem."

Herkes öldürür sevdiğini.

Chanhee tam "YILANA BAK!" diye bağırıcakken Changmin ondan önce davrandı.

"Atma be! Sizin ayrı durduğunuz mu olmuş?"

Kevin Changmin'in ona inandığını düşünürken Changmin'in bu ani çıkışı onu yerinden zıplatmıştı.

"Valla ya?"

"Ben kütüphanedeydim."

Sangyeon hem Kevin'ı hem de kendini kurtarırken Jacob ve Chanhee'ye de atmıştı topu.

"Ben Younghoon ile ilişki danışmanlığı yapıyordum."

Chanhee, aklına gelen anlık yalanla kendini kurtarmış; Jacob ise şuan hepsine "satıcılar..." der gibi hayal kırıklığı-kızgınlık karışımı ile bakıyordu.

"Sen hyung?"

"Ben mi? Ben şey, bahçedeydim!"

Changmin gülümseyerek Jacob'a yaklaştıktan sonra ona sarıldı ve sırtını patpatladı.

"Meleğim ya yalan da söyleyemiyo."

Changmin aniden Jacobtan ayrıldıktan sonra omuzlarından sıkıca tutup sinirli bir şekilde göz teması kurdu.

"Doğru söyle nerdeydin?"

Jacob korkudan hiçbir şey söyleyemeyince Changmin pes edip bıraktı.

"Aman neyse."

Changmin tam arkasını dönüp gidecekken son sözünü söyledi.

"Ama unutmam bu hareketinizi."

Changmin yanlarından ayrıldıktan sonra herkes derin bir nefes vermiş, Jacob ise eliyle kalbini tutuyordu.

"Yaşıyorum?"

Kevin, oturduğu sandalyeden kalkıp hızlıca Jacob hyungunun yanına gitti.

"Hyungum benim valla ben o an götümü kurtarma şeyiyle seni yalanıma dahil edemedim kaldım öyle affet."

Jacob kendine gelince ayaklarına çömelmiş ve ellerini bacağına koyan arkadaşına baktı.

"Yürü git lan!"