11-younghoon ile nikah tarihi almaya gidicektik

340 42 7
                                    

"Chanhee'm benim be adam adam!"

Chanhee'nin omuzlarına ellerimi koyup,çenemi de dayayarak onun peşinden bahçeye gidiyordum.

Ben Chanhee ile beraberken bahçeye inecektim ve arkamızdan Kevin da Changmin'i bırakıp kaçacaktı. Mükemmel bir plan değil mi?

"Sunwoo yeter sırnaşma!"

"Ya arkadaşım değil misin sen?"

"Öyleyim ama şimdi seni tanımayan olur derler Chanhee Younghoon'u aldatıyo falan diye ben bi de onlarla uğraşamam."

"Beni tanımayan mağarada yaşıyordur."

"Orası öyle."

Chanhee ile beraber bir banka oturduk ve okulun kapısını gözetlemeye başladık.

"Ee nolcak şimdi?"

"Beklicez?"

"Ohooo ama!"

"Kardeş senin amacın Changmin ile aynı ortamda bulunmak değil mi? Senin için o kadar plan yaptık zahmet edip, bi de Changmin sorguya çekti bizi kaç gündür tripli zaten."

"İyi tamam sustum."

Kollarımı önümde bağlayıp beklemeye başladım,yapacak bir şey yok.

Birkaç dakika sonra o kadar kişi arasında okulun kapısından Kevin ve Changmin'i çıkarken gördük.

"Umarım salak Kevin bir şey sıçmamıştır."

Changmin ile kol kola bahçede yürüyorlardı,Kevin bizi görünce beraber bizim tarafımıza yöneldiler. Changmin salağı hâlâ görmemişti bizi.

"Geliyolar doğal davran!"

Chanhee benle konuşuyormuş gibi yapmaya başlayınca ona ayak uydurmak için onu dinliyormuş gibi davranıyordum.

"Merhabalar efendim."

Changmin beni gördüğüne şaşırmış gibiydi. Diyorum ya salak işte, Chanhee'nin arkadaşı olarak yanında bulunmam gayet doğal bence?

"Eee bu niye burda?"

"Görgü kurallarını da mı bilmiyorsun?"

"Ya ne bu birbirinizi gördüğünüz gibi didişiyorsunuz? Ayrıca Changmin öyle mi denir Sunwoo da benim arkadaşım?"

"Öf tamam."

Changmin'in oturması için biraz kaydığımda bana ters ters bakıp yanıma oturdu. Gerçekten bir günü bir gününe tutmuyor.

"Neyse ben Changmin'i size bıraktım gidiyorum."

"Nereye?"

"Jacob hyungun yanına."

"Anca onun enayiliğini yap zaten."

Changmin yanımda arkasına yaslanmış,kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde Kevin'a söylendikten sonra derin bir nefes verip sustu.

"Hadi sana bay bay."

Chanhee ayağa kalkıp Kevin'ı gitmesi için ittirirken ben de Changmin'e bakıyordum. Bir şeylere sinirlenmişti kesin veya benimle yan yana olmak onu huzursuzlandırıyordu.

Chanhee bir süre daha bizimle durup Changmin ile konuşmaya çalıştı, Changmin ona kısa kısa cevaplar veriyordu tabi. Baya tripliymiş,çekilmez şimdi bunun tribi de...

Chanhee telefonunu bir anda cebinden çıkardıktan sonra ekranı açıp bir şey okumuş gibi yaptı. Kesin bir şey uydurmak için bunu yapmıştı ve böylece bizi beraber bırakıcaktı.

"Aaaaa,tüh! Younghoon ile nikah tarihi almaya gidicektik aklımdan çıkmış beni çağırıyor şimdi. Gitmem gerek yemeyin birbirinizi tamam mı?"

Hayatımda gördüğüm en kötü bahaneydi bu. Changmin de bu az önce yanımızdan koşarak okula giden Chanhee'nin saçma lafına garipser bir bakışla karşılık vermekle yetinmişti.

"Okula girdi?"

Salak Chanhee bari biraz gerçekçi davransaydın amk. Changmin'in de takıldığı tek şeyin bu olması beni "nereye düştüm ben?" havasına sokuyordu.

"Onu çok takmayalım,boş ver."

İkimizin arasında kısa süreli bir sessizlik olduktan sonra omuzlarımdan tutulup çevrilmem beni korkutmuştu.

"Bizimkilerin ne iş çevirdiğini biliyor musun?"

Changmin bana sinirli bir tondan çok meraklı bir tonda sorusunu sorunca tabi bu ekstra şaşırtmıştı beni. Şaşkınlıktan gözleri açılmış bir şekilde ona baktığım için komik göründüğümü hissediyordum.

"Ne?"

"Ya Chanhee sana bir şey dedi mi?"

"Ne hakkında?"

"Ne bileyim, aralarında benden habersiz bir şeyler dönüyormuş gibi hissediyorum."

Al işte yedik ayvayı.

"Senden habersiz bir şey dönüyorsa benim hiç haberim olmaz,tam da adamına sordun yani sen de."

"Doğru."

Changmin benden herhangi yararlı bir cevap alamayınca hayal kırıklığı ile arkasına yaslandı.

"Of ya."

Elimi Changmin'in sırtına koyup sıvazladıktan sonra konuşmaya başladım.

"Bir şey olmaz ya,eğer senden habersiz bir şeyler dönüyorsa sana sonradan haber verirler illaki."

Zil sesini duyduğumuzda ikimiz de ayaklandık ve okul kapısına doğru yürüdük. Tabi Changmin'in aklına bir şey geldiği için koşmaya başladı.

Chanhee ve Kevin sıçmışlardı kesin.

Changmin'in peşinden ben de koştum,merdivenlere geldiğimizde Changmin basamakları hızlı hızlı çıkmaya çalışıyordu.

O ayağı basamağa takılınca ani bir refleks ile düşmemesi için kolunu tuttum.

"Dikkatli ol salak!"

"Gel bu sefer beraber dövelim onları!"

Dediği kişileri anlayınca başta duraksadım, Changmin'in kolunu bırakırken cevap verdim.

"Yok,ben hain değilim."

hani aromantiktin orospu cocu | sunkyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin