son mumları da söndür

241 37 66
                                    

"Kapat gözlerini, aşkımız da hayatımızla beraber sönüp giderken."

"Yaklaşma Hyunjin."

Felix, elindeki kanı ve ayaklarına batan cam parçalarını umursamadan kırık aynadaki yansımamdan bana baktığında, onu umursamadan banyoya girerek yanına gitmiştim.

"Neden yaptın bunu?"

"Öfkeme hakim olamadım, özür dilerim."

Aynadaki kırığa ve ellerinin üstündeki yaralara baktığımda aynayı yumrukladığı anlamam çok da zor olmamıştı. Yere düşen küçük cam parçaları da ayaklarımızı kesiyordu ki bu şu anda çok da önemli değildi.

"Tamam meleğim, geçti sakin ol."

Daha fazla hareket edip bir yerlerini kesmemesi için ellerimi omzuna koyarak onu kendime çektiğimde, kanlı ellerini bana değmeden benden uzaklaşmak istemişti.

"Bir yerlerin kesilecek yaklaşma."

"Kesilen kesildi zaten boşver."

Kesilen tek şeyin ayaklarım batan küçük camların açtığı yaralar olmasına karşın Felix büyük bir kanamam varmış gibi davrandığında, onu umursamadan yine ona yaklaşmıştım.

"Üstün kan olacak Hyunjin dokunma."

"Saçma sapan konuşmayı kes lütfen."

Daha fazla uzatmak istememiş olacak ki sesini çıkartmadığında, küveti dolduran suyu kapatarak Felix'i kucağıma almıştım. "Burada durman çok da iyi olmayacak."

💫

"Neden yaptın?"

Felix'i alt kattaki banyodan çıkardıktan sonra ayaklarına batan cam parçalarını temizleyip ona ılık bir duş aldırmıştım ve kendimi tam anlamıyla gece çocuğuyla ilgilenmekten uykusuz kalan bir anne gibi hissediyordum.

Felix iyi değildi. Basına güçlü ve kararlı biri gibi görünüyordu ancak içinde ne fırtınalar koptuğunu ben bile anca fark edebiliyordum.

"Kendimi kaybettim. Özür dilerim Hyunj-"

"Özür dileme gün ışığım. Sadece neden öfkelendiğini anlat bana. Özür dilenecek bir şey yok."

Yanına oturup ıslak saçlarını okşayarak yüzüne baktığımda, dolmuş gözleriyle bana bakıp dudaklarını birbirine bastırmıştı. "Toplumun bizden bu kadar nefret etmesine sinirlendim."

"Bu yüzden de aynayı mı yumrukladın?"

Elimi omzuna indirip sıvazlayarak konuştuğumda, Felix cevap vermek istemiyormuş gibi yavaşça kafasını iki yana sallamıştı. "Hayır."

"O zaman neden yaptın Felix?"

Şu anda benimle, daha doğrusu kimseyle, konuşmak istemiyormuş gibi yavaşça yatağın içine sokularak gözlerini kaçırdığında derin bir çekerek elimi elinin üstüne koymuştum. Yüzüme bakmıyordu, benle göz temasından kaçındığından adım gibi emindim.

Sinirlendiği şey de basın ya da kamuoyu değildi, bunu anlayabiliyordum. Onlara yeteri kadar hadlerini bildirmişti. Bunun üstüne kendiyle gurur duyması gerekirken sinirleneceğini sanmıyordum.

"Felix?"

"Söyleyemem Hyunjin, kızarsın bana."

"Sana hiçbir şey için kızmam meleğim benim."

Elimi saçlarının üstüne koyarak onu kendime çekip başını omzuma yasladığımda, kollarını bedenimin etrafından sararak bana sarılmıştı. "Kendimden nefret ediyorum."

love issues - hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin