"Şimdiye kadar söyleyemediklerimi yazdım, şimdi ise yazdıklarımı duyacaksınız."
⚜
"Bebeğim..."
Alnıma düşen saçlarımın kulağımın arkasına alındığını hissetmemle yerimde kıpırdandığımda, odadaki aydınlığın farkına varmamla sabah olduğunu anlamam zor olmamıştı.
"Kuşum kalk hadi."
Felix'in daha yeni uyandığını belli eden kalın sesi kulaklarımı doldurduğunda, elimle gözlerimi kamaştıran güneş ışığını engellediğimde Felix'in saçlarımı okşayarak alnıma dudaklarını bastırdığını hissetmiştim.
"Balım hadi kalk da kahvaltı yapalım."
Onun zaten kalın olan sesi sabah sabah iyice kalınlaştığında, hafifçe gülümseyerek gözlerimi açmaya çalışmıştım. Gözlerimdeki çapaklar ne kadar izin veriyorsa.
"Sen kaşındın. HOAAĞĞRR!"
Sanki isteye isteye kalkmıyormuşum gibi beni cezalandırmak uğruna geri geri gidip koşarak üstüme atladığında, anın verdiği eğlence ile kahkaha atarak üstümdeki minik Felix'in bedenine sarılarak onu yanıma yatırmıştım.
"Dinozor musun sen?"
"Sana her şey olurum."
Onun o şirin sıfatına tebessüm ederek burnunu öptüğümde, kollarını boynuma sararak dudaklarımı öpmüştü.
"Yanlış yerden öptün de."
"Dudaklarım kuruydu."
Bu dediğimi beğenmemiş olacak ki kaşlarını çatarak dudaklarımı ard arda öpmeye başladığında, kıkırdayarak omuzlarından tutmuş ve onu kendimden uzaklaştırmıştım.
"Bunu daha rahat bir zamanda yapabiliriz bence."
Onu durdurmama üzülmüş olacak ki dudaklarını büzerek melum melum bana baktığında, onun taklidini yaparak yataktan kalkmış ve üstümü çıkartarak dolaba yönelmiştim.
"Birileri bana küstü galiba."
"Hep böyle yapıyorsun."
Felix ciddiymiş gibi konuştuğunda, kollarımu dolaptam çıkardığım gömleğe geçirirken gözlerimi ona çevirmiştim. "Nasıl yapıyorum?"
"Sana yaklaşmaya çalışıyorum ama beni hep uzaklaştırıyorsun."
Tripli tripli gözlerini benden kaçırıp başını başka tarafa çevirerek konuştuğunda, kıkırdayarak ona yaklaşmış ve saçlarını alnından çekerek oraya uzun bir buse bırakmıştım.
"Hep zamansız yakalıyorsun ama beni güzel bey."
"Sensin güzel."
Ciddi ciddi trip atıyor olacak ki yataktan inmeye çalıştığında onu bileğinden yakalayarak yorganın üzerine yatırıp diğer bileğini de yatağa hapsetmiştim.
"Trip mi atıyorsunuz Felix Bey?"
"Hayır!"
Bir bebek gibi sinirli göründüğünü sanarak ama şipşirin sıfatıyla kaşlarını çatıp bana baktığında, gözlerinin dudaklarıma kaymasıyla hafifçe gülümseyerek yüzüne doğru eğilmiş ve dudaklarımı onunkilere bastırmıştım.
Bunu yapmamı istiyor olacak ki hafifçe gülümseyerek kollarını boynuma sararak bana karşılık verdiğinde, ellerimin boşta kalmasıyla kollarımı beline sararak onu iyice kendime çekmiştim.
Sevgi istiyordu. Göstermelik bir ilgi değil, sevgi istiyordu. Bunu, dün gece annesinin göstermelik sevgisini reddederek bana sığındığında anlamıştım. Göğsümde ağlaya ağlaya uyumuştu, ve buna ne tepki vereceğimi bilemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love issues - hyunlix
Fanfiction70'li yılların başlangıcında dönemin en ünlü şarkıcıları Hwang Hyunjin ve Lee Felix, sonları olacağını bilmeden ilişkilerini açıklamışlardı. minific.