Bölüm 6: Işık Ve Gölge

110 12 5
                                    

BÖLÜM 6 – Işık ve Gölge-

Colin---

Issız hayatıma; gürültü getiren renkli kız..Neden olduğunu bilemiyorum ama onu koruma içgüdüsüyle doluyorum. Çevresindeki her tehdidi yok etmek istiyorum. Kan kırmızı kadar canlı bakışlarıyla etrafı kontrol edişine hayran kalıyorum. Aslında dışarıdaki her kız aynı bakıyor; ya da öyle sanıyorum. Şu ana kadar etrafta kaç kızla konuştuğumun hesabını yapınca; benimle konuşanların sayısı, benim konuştuklarımın sayısını yeniyor. Sıfır kızla konuşmuşluğum var.Çok fazla gülümsüyor; gülümsedikçe onu sarmalayan renk cümbüşüne hayran kalıyorum. Genelde kalbimin sesini duyamam ama o anlarda sanki kalbimin sesiyle doluyorum. Sık sık kalbinin hızlı ritmlerine yakalanıyorum. Neden ona çok yakın olduğumda  turuncu ile mor arasında bir renge boyanıyor? Tüm kan yanaklarına dolduğunda; heyecanlanıyorum.  Korkuyor olsaydı daha farklı bir renk olması gerekirdi. Çünkü heyecanının yanında neşelendiğini de hissediyorum. Böyle anlarda düşünceleri okumayı isterdim.

Katie: Hey;  içsel konferansın bitti mi?

Etrafında yaydığı zümrüt yeşili rengiyle cevap vermemi bekler gibi bana bakıyordu. Endişeleri, olumsuzluklara dönüşmüş; tüm bedenini kaplamıştı.

-Neyim bitti mi?

Katie: Boş ver. Beni kaçırmak isteyenlerin yerine geldik ama… Sana zarar verebilirler;bunu göze almayalım. En iyisi; sen yoluna ben yoluma.

-Benim için mi endişeleniyorsun? Neden?

Yürümeyi bırakmıştı. Öylece bakakalmıştı bana. Sanki o da cevabını bilmiyormuş gibiydi. Belki de bilmiyordu.

Katie: Çok sadesin, netsin. Bu çok güzel. Sen iyi birisin; Colin.İçimde kötü bir his var. Bu işin sonu senin ve benim için iyi bitmeyecek. Senden yardım istememeliydim.

Sözlerini umursamadan;

-“Geldik mi? “ Diye sordum.

Şaşırarak etrafını kontrol etmeye başlamıştı. Yaydığı renkler kontrolden çıkmıştı. Başımı döndürecek kadar fazla renk vardı.Korku ,endişe,panik, olumsuzluk hepsi üşüşmüştü bedenine..

Katie: Evet geldik.

Biraz duraksadıktan sonra…

Katie: Ne yapacağız? Batman’i  mi çağırıyoruz. Geceyi bekleyelim.

Gülümseyip bana doğru döndüğünde; yarasa adamların bize nasıl yardım edeceğini merak edememiştim bile. Aklım kalp atışlarıyla dolmuştu.

-Sus. İçeri de insanlar var; niye bu kadar fazlalar?

Harabe depodan yükselen soluk renkleri görebiliyordum. Kalp atışları hızlı ve kalabalıktı.Eşi benzeri görülmemiş renkler bile oradaydı: vampirler.Yarı insan- yarı vampir değildiler. Eski depodan gelen renkler değil ama yanımda renkten renge ardı ardına geçişler yapan, kalp atışlarıyla renklerini bile titreten kıza yoğunlaşmıştım; Katie’ye. Soğuk bedenimle daha da yakınlaştım ona istemsizce. Neden dikkatimi dağıtıyordu? Neden önemsiyordum? Onunla yan yana durmamız bile komedi. O ışık bense karanlığa sığınmış bir gölge… Zıtlıklar beni çileden çıkarıyordu. Gözlerindeki her bir kirpiğe dikkatli bakıp, ezberliyordum. Sanki içeri girersek; onu kaybedecekmişim gibi. İlginç ama korkuyordum. İlk tattığım insani duygu bu sanırım. İlk bu mu tam emin değilim ama?

Katie: Colin.

-Evet.

Katie: Korkuyorum.

Colin: Biliyorum. Senin içeri gelmeni istemiyorum. 

Kalp atışı daha da hızlanıp; korkusu şiddetlendi. Elleriyle tişörtüme yapışıp; beni kendine çekti.Çok.. Çok fazla yakındı.

Katie: Bensiz içeri girmeyi mi düşünüyorsun?

Hafif kekeleyerek; 

-E..evet.

Kalbinin o gürültülü şarkısı kulaklarımı delecek kadar, nefesi  ise kan irademi  zayıflatacak kadar yakındı. Daha da yakınlaştırdı kendine beni; dudaklarında toplanan rengi görecek kadar.

Katie: Bu olay benimle alakalı.Ben gelmek zorundayım.

Anlayamadığım bir nedenden ötürü hafifçe ellerini tişörtümden çekmişti.Büyük bir itinayla; tişörtümü düzeltti. 

Katie: Bir şey daha; neden gözlerinin rengi değişti? Beni tehdit olarak mı algıladın?

Korktuğu için mi bırakmıştı yani?

-Ne? Hayır.İçeri de çok fazla vampir var; belki de ondan.

Yalan söylemek garip hissettirse de.. “Hey Katie; kanını arzuluyorum; versene bir yudum?” der gibi açlığımı belli edemezdim. Açlık olduğundan pek emin değilim ama olsun. 

Katie: Sevindim; beni malefiz* olarak algılamanı istemezdim.

-Hayır algılamadım; o kim?

Gülerek;

Katie: Kötü; meymenetsiz bir cadı.

-Kötü insanlarla takılma.

Katie: Onunla takılmam imkansız. Sen kitap okumaz mısın? Ya da film izlemez misin? O uzun hayatın boyunca ne yaptın?

-Şu an başka bir sorunumuz var; sanırım malefiz denen cadıyı listenin sonuna koyabiliriz. Ayrıca şu an tehlikenin tam ortasındayız ama biz kötü bir cadıyı konuşuyoruz.Bizi duyabilirler.

Katie: Her konu sende kriptonit* etkisi bırakıyor ama napabilirim.

-Kriptoniti de sormayacağım.

Gülerek başını salladı ve çevresindeki renkler normale dönmeye başlamıştı. Korkusu siliniyor muydu?

Katie’nin kelimelerinin  arasından su gibi dağılmıştı uzaktan gelen kalp atışları. Korkakça atan o kalbi duyuyordum ama renklerde bir sorun vardı. Katie’ye sarılıp elimi ağzını kapatacak biçimde nazikçe yerleştirdim.Onun konuşmasını engellemenin elimle ağzına kilit vurmanın olduğunu anladım. Sessizce bir gölge gibi kuytuya çekildim.

Kahverengi botlu, deri ceketli; siyah saçlı bir kız; kalp atışları bir konser kadar canlı.O sadece bir insan ama bir sorun var… Renkleri çok anlamsız.Tanımlayamıyorum; sanki rengi yokmuş gibi.. ama imkansız.. Vampir değil ki; renkleri yitirmiş olsun..İyi mi kötü mü? İkilemin sessiz soğukluğuna dalmıştım bile…

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 13, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gökyüzü HabercisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin