Bölüm 1: Gökyüzü Habercisi

738 22 17
                                    

1 Temmuz 1972

Gökyüzünün bazen simsiyah olmasının nedeni, siz insanların evde kalıp, onu izlemesini istemesidir. İnsanları dışarıdaki kötülüklerden koruyucudur, o karanlık. Ne yazık ki, insanoğlu bunu kavrayamadığı gibi, güzelliği gökyüzüne bakıp aramaz, her zaman başkalarında bakınır. Bazı insanlar ise mecbur kalır gecenin ayazında izlemeye. Sanırım, Hye Sun ikinci seçeneği yaşayanlardandı. Kore’deki o anlamsız savaştan sonra, ülkesini sözde savunanlarla birlikte, Vietnam’a  yolculuğu başlamıştı.70’lerdeki o kanlı savaşta, aşık olduğu gençten hamile idi. Trajikti her şey onun için. Bölünmüş ülkesine, bölünmüş ailesi de dahil olmuş,savaşla birlikte ailesinin ölümünü de görmüş,  bebeğine çok sevdiği adamın istediği ismini koymuş olmayı dilemişti. Colin Wayne. Belki de kayıpların tek getirisiydi bu doğmamış bebek.

Bebeği  yüzünden,  savaşmak için geldikleri o ülkeyi terk etmek zorundaydı. Tekrar ülkesine dönmek istememesine rağmen başka gidebileceği bir yeri yoktu. Amerikalıların ayrıldığı araçlarla, ayrılma kararı vermişti. Çavuş Wayne hatırasına ona çokta kötü davranmamalarına karşın, onu pek seviyor da görünmüyorlardı. Amerika’ya gittiğinde, ilk geceleri dışarıda geçiren Hyesun doğumun yaklaşmasından dolayı çok gergindi. Ufak bir otelde elinde kalan son parasıyla sürekli iş arayıp durmuş fakat hamileliğinden dolayı kimse ona iş vermeyi istemiyordu, gökyüzünün siyaha boyandığı bir gece, zar zor bulduğu geçici işinden dönerken saldırıya uğramıştı. Kanlar içindeki Hyesun, hayata tutunmak için çabalarken, ışık gökyüzüne dönüvermişti. Büyükler haklıydılar; gökyüzü uyarıcıydı.

1990 Kasım—

Çocuk elini gökyüzüne doğru kaldırıp; karşısındaki hafifçe gülümseyen yüze baktı.

-Peki bebeğe noldu?

“Sence hepsini anlatmalı mıyım?”

-Annem, eğer sonu varsa, o hikayedir der hep.

“Annen haklı. Sanırım benimkinin sonu yok.”

-Çok merak etsem bile mi?

“Hava kararmış, çocuklar bu saatte dışarıda olmamalı. Hikayenin sonunda bebek kurtulmuş. Ama büyüdüğünde bir canavara dönmüş. Gecenin karanlığı oluvermiş.”

-Gökyüzü mü yutmuş onu, Colin?

“Evet, küçük sersem, karanlık gökyüzü yutmuş onu. Hadi evine bir daha asla annenden izinsiz dışarı özellikle geceleri çıkma.”

-Peki, iyi geceler.Bebeği umarım rüyamda görürüm.

Dudaklarını büzerek içeri girdiğini görünce biraz afallamıştım. Hala çocukların tepkilerini anlamama gibi bir sorunum vardı. Her zaman yaptığım gibi, daha doğrusu diğer vampirleri taklit edercesine ıssız ara sokaklarda yürüyordum. Kendi türüm benden oldukça korkuyordu. Sanırım bu benim normal bir insan gibi… pekala biraz normal insanlar gibi gelişen yeni bir ırk olmamdan kaynaklanıyordu. Yarı insan, yarı vampir; Colin Wayne. Dönüşümlerimi koruyucu ailelerin yanında geçirmem her zaman sorunlu olmuştu. Hatta gazete arşivlerinden araştırırsanız, koruyucu ailede şok, çocukları kaçırıldığında, kanlar içindeki odaya şaşkınlıklar içerisinde.. bla bla bla türünde haberler. Diğer vampirlerin benden çekinmesi, onlardan beslenmem ve sanırım onlardan farklı olarak gündüzde gezebilmemdi. Güçlüydüm fakat gücümü sadece birkaçının üzerinde denemiştim. Ayrıca bir vampir kafesi ya da bir barı olduğunu sanmıyorum ki, gidip hakkımda konuşsunlar ve beni tanıyabilen çok vampir olsun. Onlar sadece bilinçsizce kan arayışı derdindeler, avlarını bulur, içer ve öldürürler.

Gökyüzü HabercisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin