Geldiğimde yorgun bir şekilde kapının kilidini açarak eve girdim.
Aley sinirli gözlerle bana bakarken "nerdedeydin sen !" dedi. Konuşmama fırsat vermeden bağırdı. Sustuğunda "sana geç geleceğimi söyledim.
Kafamı dağıtmak için sahilde takıldım. Bunda büyütülecek birşey yok" diyerek devam ettim. Kızgın bir ifadeyle "ille kafanın dağılmasını istiyorsan bana gelebilirdin. Biliyorsun benim kafa dağıtma, beyin uçurma gibi şeylerim meşurdur" dedi. Kendimi tutamadan istemsizce güldüm. Ceketimi çıkarttım.
Asmak için Aleye verdim. Salondan çıkarken yere ufak kağıt parçsası düştü.
"Bu ne lan" dedi. Kağıdı yerden alıp açarken salak salak gülmeye başladı. Gülmek ne kelime kahkahalara boğuldu.
"Anlaşıldı senin neden geç geldiğin" dedi. "Düşündüğün gibi birşey değil. Uzun hikaye ben ağlarken yanıma gelip yol sordu. Ona sertçe cevap verdiğim için bana sürekli soru sormaya başladı. Sonrada numarasını yazıp ihtiyacın olursa ara falan diye birşeyler saçmaladı. Göründüğü gibi birşey yok" diyerek Aleyin konuşmasına fırsat vermeden odama gittim.
O kadar yorgundum ki. Gözlerimi kapatır kapatmaz uykuya daldım.