Şimdi bizim yetimhanede 18 yaşında birini barındıramıyorlar. Bu yetimhanenin vazgeçilmez kuralıdır. Bu benim yaşımın dolduğunu gösterir. Tabi bu durumda olan bir ben değilim. Yanımda kalan Aleyna'nın da yaşı dolmuştu. O kız benim iki yaşımdan beri arkadaşım. Aslında arkadaşlıktan öte öz kardeşim gibi. Ben kimseye vermediğim değeri ona veririm. Ben ona kısaca '' ALEY'' derim. Aley'in bir de ablası var. O lanet olası yetimhaneden çıkmıştı zaten. Bir eve sahipti. Bizim de yetimhaneden çıktığımız için kalacak yeni bir yer bulmamız lazımdı. İkimizin önceden birikmiş parasıyla ev tuttuk. Aley ablasıyla fazla iyi anlaşamaz onun için yanına gitmedik. Ama çıktığımızdan haberi vardı. Aleyna ile yeni bir hayata başlayacağız ve bu çok güzel birşey. bu yola hayallerimizi gerçekleştirmekle başlayabiliriz. Aley'in ciddi düşündüğü bir sevgilisi var. Ne kadar çok tartışsalarda orta yolu bir şekilde buluyorlar. Çocuğun adı Tekin. Aley'i mutlu ettiği her halinden belliydi. Kardeşimin mutlu olması şahsen beni sevindirir. O kızın üzülmesini istemem.
Bana gelirsek, uzun zamandır kimseyle çıkmıyorum. Yani yalnızlığı hunharca kullanıyorum. Önceki ilişkilerim yüzünden erkeklere pek güven duymam.
Bugün Aley Tekin'le buluşacak. Buda demek oluyor ki evde tek kalacağım. Akşama kadar boş oturmak ortamı sıkıcılaştırır. Gizem'i aramaya karar verip tuş takımına numarasını yazdım. Bir heyecanla da bekliyorum.
Dııııııt...dııııt...dıııııt..
Biraz sonra telefon açıldı.
''Ola''
-''Hıı?''
''Pardon kanka telefonu ters tutmuşum.'' diye espiri yapmaya çalıştım. Sanırım başarılı da oldum çünkü gülüyordu, ikimizde gülüyorduk. Kendimize geldiğimizde ''Bugün evde tekim. Dışarıda birşeyler yapalım mı?'' diye sordum. ''Bana farketmez.'' dediğinde ''Güzel. Seni saat 11:00'da alırım bekletme beni sakın. Bekletilmeyi sevmem.'' diyip telefonu kapattım.
***2 SAAT SONRA***
Üzerime siyah bir bluzla altıma siyah dar paçamı geçirdikten sonra, bordo deri ceketimi alıp kapıya yöneldim.Catlerimi giyip evden çıktım. Arabaya bindikten bir 15 dakika sonra Gizem'in evinin önüne geldim. Bir defa kornaya basmamla kapıdan çıktı. Gizem aynı Gizem yine siyahlara bürünmüştü. Arabaya binip ''selam'' dedi. Hiçbir tepki vermeden arabayı çalıştırdım ve yola koyulduk.''Birşey mi oldu? canın sıkkın gibi?'' dedi. ''yok canım sadece keyfim yok biraz.'' kısa bir sessizlikten sonra ''Nereye gidiyoruz?'' diye sordu yüzünde küçük bir tebessüm oluşurken. ''Sahildeki bir cafeye'' dedim aynı tonda gülümsemeye çalışarak.
