50 👁 25 🌟
Havuza doğru yönelirken rakibinin burada olduğundan emin bir şekilde adımlarını atıyor ve etrafta başka antreman yapan kişilerin kendisine dönen bakışlarını fark edebiliyordu. Zaten, daha önce ne zaman görülmüştü antreman saatleri içerisindeyken rakip takımdan birinin kendi havuzlarına kadar gelmesi.
Havuzda yüzüstü yüzen rakibinin kaslı sırtını ve her bir kasının hareketini burdan bile seçebiliyordu Jeongguk. Bir anlık gaflette bulunup iç çekti fakat buna anlam yüklememişti o an.
Sırtında, buradan çıktıktan sonra antrenmana gideceği için hazırladığı sırt çantasıyla havuzun kenarına kadar gidip de buraya kadar ayakkabılarını basarak gelmiş olmayı umursamayarak tüm ağırlığını ayak parmaklarına vermiş ve yere doğru çömelmişti. Kendi üzerinde basit bir kot ve tişört vardı, tam karşısında kafasını suyun altından kaldırıp da başını iki yana sallayan rakibinin yalnızca kasıklarını örten mayolu halinin aksine.
Kim Taehyung, uzun ve kemikli parmaklarını Jeongguk'un sebebini sorgulayacağı bonesiz saçlarına geçirmiş, onları alnından uzaklaştırdıktan hemen sonra ise havuz gözlüğünü boynuna kadar indirmişti. Keyifle seyredilecek bu görüntüye kapılmak, etraftaki kişiler için de çok kolaydı, Kim Taehyung, birisini yalnızca bronz teniyle bile etkileyecek güce sahipti fakat tam şu anda fark ettiği, havuz kenarında ayakları üzerine çökmüş olan, kendinden yaşça küçük rakibi, kendisine karşı yalnızca bir sinirle bakıyordu.
İlk önce kaşları çatıldı havuzdaki bedenin, ardından hayal olmadığından emin oldu çünkü antreman yapan herkes göz ucuyla buraya da bakıyordu. Gözgöze geldikleri esnada ise çatışan kaşları gevşeyerek havalanmış, dilini ağzının içinde bir tur döndürüp havuz kenarına doğru yüzmüştü. Acelesizdi, keyfini çıkarıyordu bazı şeylerin.
Jeongguk, ayaklarının ucuna kadar yüzüp suyun üzerinde kalan ve ellerini havuzun kenarındaki çıkıntılara yaslayan bedene üstten bir bakış atarken omuzlarından süzülerek havuza düşen damlalara bile odaklanmamak için kendini tuttu. Kim olsa aynısı olurdu belki ama Jeongguk bunu ısrarla reddediyor, herkesten biri gibi yaklaşmak istemiyordu Taehyung'a. Bu kadar basit olmak istemiyordu çünkü kendisi rakibiydi.
Kim Taehyung ne kadar çekici, yakışıklı, havalı ve kusursuz gibi de olsa, ona kapılma hatasını bir kez daha yapamazdı.
Üzerlerindeki bakışları hissederken, "Jeon?" demişti tek kaşını kaldırıp eğlenen bir tonla, aynı andaysa kollarını da havuz kenarına yaslamış, omuzlarının altına kadar kendini sudan çıkarmıştı. Tek kaşı havalandı bu sefer de. "Hangi rüzgar attı seni buraya?"
Jeongguk, birkaç saniye onun ıslak yüzüne baktı, burada daha fazla kalmak istediğini tam olarak rakibi olan adam konuştuğunda anlamıştı. Bu yüzden direkt konuya girmiş ve kaşlarını çatarak "Plaj kapattırma parasını neden ödedin?" diye sormuştu. Rakibi kendi üzerine düşen payın çoğunu ödemişti ve Jeongguk'a göre bu bir aşağılamaydı.
Jimin ile olan konuşmalarını Taehyung'un duyduğuna emindi artık.
Taehyung ise hiçbir şey belli etmeden "Üzerimize düşen ödemeyi kabul etmiştik zaten." demiş, ardından kaşlarını kaldırarak kendinin aksine kupkuru olan çocuğu süzmüştü.
"Ama erteleyen de bendim."
Bu işlerle ilgilenmediğini söylememişti, çünkü ilgilenmişti.
Yalnızca omuz silkti.
Kim Taehyung kendisine alttan alttan böyle bakıyorken garip hissediyor, bakışlarını karşısındaki adamın açıkta kalan her bir zerresinde gezdirme dürtüsünü hissediyordu ve bu kendisini daha çok sinirlendiriyordu. Jeongguk bu adamın yanında daha çok sinirlendiğinin uzun zaman önce farkına varmıştı.