SPECIAL EPISODE

599 51 47
                                    

Merhaba Lil'Panda Ailesi!

Bölümü yazarken dinlediğim şarkı Demon Slayer: Kimetsu No Yaiba Suite'den Kamadı Tanjirou No Uta ninni versiyonu. Bulabildiğim tek çeviriye göre şarkının sözleri de çok güzel.(Bir ara bu animeyi de izleyeceğim. İzleyenlerin varsa spoiler vermeden görüşlerinizi bana bildirin ve kısaca konudan bahsedin lütfen.)

Pazar günü atacağımı söylediğim halde bölüm geciktiği için de üzgünüm. Dün tam hazırlanırken elektrikler gitti. Gelene kadar da uyuyakalmışım. Şimdi koşarak okuldan geldim ve bölümü atıyorum.

Hepinize keyifli okumalar dilerim.

...............................................

Yunmeng'ın yazları nemli ve sıcak geçerdi. Nilüfer göletlerinde açan mor çiçekler yalancı bir esintiyle sallansalar dahi bazen hava o kadar bunaltıcı olurdu ki üzerinizdeki kıyafetler bir yüke dönüşürdü. Ama yaz ayları demek ekin hasatları yapılması, nilüfer tohumlarının toplanması için göletlere açılmak, sokak ve caddelerde lezzetli yaz meyvelerinin sıralanması demekti. Sadece bunlar da değildi. Yemyeşil çayırlar, mor pembe çiçeklerle süslenen zümrüt berraklığında göller... Sıcaktan bunalan insanlar yaşlı genç, kadın erkek ayırt etmeden göletlere serinlemek ve oyun oynamak için girerlerdi. Neşeli kahkahalar açık mavi gökyüzüne kadar ulaşırdı. Yunmeng yazın çok güzeldi.

Ama kışında güzeldi. Bir sonraki sene için hazırlığa girişen doğa ve yağan kar ile bambaşka bir güzelliğe bürünürdü. Nilüferler göletlerden çekilir yerine kalın buz tabakası alırdı. Dallarında kristalleşen kar taneleri ile söğüt dalları göletlere doğru eğilir ve rüzgarda sallandıkça buz kristalleri dallarında şıngırdardı. İnsanlar kışın yapacak iş bulamadıklarında eğlenmek için göletler üzerindeki buzda buz pateni yaparlardı. Kışın soğuğu yazın sıcağına denkti. Göletler onlarca insanı taşıyacak kadar donarlardı. Ve yine neşe her yeri sarardı. Yunmeng'in insanları mevsim ne olursa olsun neşelerini korumakta başarılıydılar.

Yine bir kış zamanıydı. Soğuk öyle şiddetliydi ki göletlerde balıkçılık yapan yaşlı Bay Guo'ya göre buzun kalınlığı neredeyse küçük bir çocuğun boyu kadar olmalıydı. Elbette o abartıyordu. Soğuk havada göletteki buzu kesip balık avlayacak bir delik açması o kadar uzun sürmüştü ki, yaşlılığı yerine buzun kalınlığında suç buluyordu. Ama yine de hakkı yok değildi. Buzun kalınlığı insanların patenleri ile eğlenebileceği seviyeye kadar ulaşmıştı. Nilüfer Rıhtım'ın tek uygulayıcı sekti Jiang Malikanesi dışında insanlar göletlerde eğlenmeye başlamışlardı bile.

Wei WuXian bahçenin iki metrelik dış duvarından dışarıyı gözetlerken perişan bir şekilde iç çekti. Kolları duvarın üzerindeyken çenesini ön kollarına yaslamıştı. "Bu haksızlık." Diye isyan etti. Bakışları buz pateni yapan insanlarda özlem doluydu. "Bizde orada olabilirdik." Ve yeni bir iç çekiş. Yavaşça durduğu yerde sallandı.

"Gerçekten de orada olabilirdik." Hemen yanı başındaki kalın mor cübbeleri içindeki Jiang WanYin'de aynı özlemle eğlenen insanları izliyordu.

"Orada olamamamızın sebebi, siz iki Shixiong'un kılıç talimi yerine sarhoş olup Altıncı Shidi'yi kara gömmeniz değil mi?" dedi bir ses.

"Evet," diye tasdikledi bir diğeri. "Zavallım neredeyse zatüre oluyordu. Shijie'nin çorbası olmasa kaç gün yatakta kalırdı."

İlk konuşan, "Bu iki Shixiong'a göre, Shijie merhametli bir kalbe sahip olduğu için şanslıyız."

Wei WuXian ayağının altındaki oynak zemini rahatsızca tekmeledi. İnlemeler ve itiraz çığlıkları duyuldu. "Shixiong haksız olduğun için böyle davranamazsın."

忘羡 | Wàng XiànHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin